8.bölüm

32 4 1
                                    

*NYANG*
Yong wa odayı terk edince kısa süreli bir sessizlik oluşmuştu..her zaman ki gibi durumu kurtaran bay jin'di..
- haydi beyler..konuyu özetleyip toplantıyı bitirelim..
Sunduğum fikir öyle hoşlarına gitmişti ki konuyu özetlemek bile yarım saatten fazla sürmüştü. Ara ara bay Hoseok'un bana minnettar bakışlarını yakalıyordum..ve her bu bakışı yakaladığımda karnımda kelebekler uçuşuyordu..
Toplantı bitip herkes dağıldıktan sonra bay jin bay hoseok'a
- odama gelsene hobi..bakmanı istediğim bir proje var..
Bay hoseok bay jin'e ''ne yaptın'' der gibi baktı..
- bay jin!...
- ne?!..Nyang yabancı değil..resmiyet diğer personel için geçerli..değil mi Nyang?..
Demek aile içinde lakabı ''hobi''ydi..ne güzel..Bay jin'in sorusuna cevabım sadece gülümseyip başımı öne eğmek olmuştu..Demek ki beni diğer personelden ayrı tutuyorlardı..Demek ki bay hoseok bana güveniyordu..eğer bay hoseok'a yerime birini bulana kadar çalışacağımı söylememiş olsaydım ömrümün sonuna kadar onun asistanlığını yapard...
- NYANG!..nyang beni duyuyor musun?..daldın gittin.....yine!..
- e...Evet bay hoseok...kusura bakmayın...yorgunluktan...
Tabi ya...yorgunluktan değil mi bayan yalan söylemeyi beceremeyen şapşik!..yanaklarım kızarmaya başlamıştı ki yüzüme kuşkuyla karışık gülümseyerek bakan bay hoseok'la gözgöze geldik..
- farkındayım...
Yememişti...ama yemiş gibi yapıyordu..bunu fark edince yanaklarım daha bir kızarmıştı sanki..çünkü artık yanmak şöyle dursun iğnelendiğini hissediyordum..
- Nyang senden ricam önce &¥£€₺ şirketinin cio'suyla görüşüp yarın ki programımızın değişmediğini bildir.sonra laboratuvarı ara yeni ürünlerin numunelerini bay jin'in odasına getirsinler bakalım.sonra da odamdaki klasör dosyalardan kırmızı renkli olanların 2018 ve 2019 yılına ait olanları al ve sen de bay jin'in odasına gel..
- peki bay hoseok..
Odama girdiğimde ilk önce laboratuvarı arayacaktım.çünkü bay Hoseok'un dediği gibi önce şirketi arasam hatta bekletilebilirdim.bay hoseok için zaman kıymetliydi.dahili telefonun ahizesini kulağıma götürdüğümde duyduğum ses tuşlara uzanan elimi durdurdu..
- evet anne!..Benim sözüm yerine o asistanın sözünü tercih ettiler!..ve hala toplantı odasındalar!..
- hoseok peşinden gelmedi mi?...
- hayır gelmedi!...
- toplantı bitmediği içindir..bitince gelir merak etme..
- odasında bekliyorum zaten..Benim sözümü çiğnemenin ne demek olduğunu göstereceğim ona!..
- beni onun odasından mı arıyorsun?..
- evet!..sinirden telefonumu toplantı salonunda unutmuşum..merak etme arananlardan silerim numaranı..
- iyi olur..bak kızım..sana bir şey derse fazla uzatma küslüğü..kapat gitsin..
- kapatmak mı?! Neden kapatacak mışım?..bu yaptığını ödeyecek..beni o asistanla bir tuttuğu için onu pişman edeceğim..
- kim bu asistan?..işe girdiğinden beri dilinden düşüremiyorsun?..
- bilmiyorum..hoseok söylemiyor ama tanıdığı biri herhalde..senin gönderdiklerin hep bir şekilde kendilerini ifşa ettiği için asistanını kendi buldu..
- onlar hep benim vaadettiğimden fazlasını istedikleri için cezalarını buldular hepsi bu..
- bilmiyorum anne..şu an bir şey düşünemeyecek kadar sinirliyim..
- sakin ol!..yanlış bir şey yapıp herşeyi mahvedebilirsin!..
- umrumda değil!..orada herkesin içinde beni çiğnedi ve o asistan parçasının dediğini kabul etti!..
- SANA SAKİN OL DEDİM!...Ben bu işi düzelteceğim merak etme..önce babanla konuşacağım..
- Ben konuşsam daha iyi olmaz mı?hani eksik anlatırsın falan...
- hayır ben konuşurum..dikkat çekemeyiz..
- peki anne..
- hey yong wa..bir şey daha..şu asistan önümüze taş koyar mı dersin?..
- ne açıdan?
- senin yerine geçmeye çalışmak gibi..
- ne?!..Benim yerime geçmek mi?anne güldürme beni..Hoseok'un tarzı değil o kız..giyinmeyi bile bilmiyor güzel de değil..hem hoseok beni seviyor buna eminim..
- gözünü açık tut..
- merak etme anne..o kız bana rakip bile olamaz!..
Duyduklarım karşısında dehşete düşmüştüm..ne demekti şimdi bu..telefonu yavaşça kapatırken kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor ellerim titriyordu...biraz nefes egzersizi yapıp sakinleşmeye çalıştım..annesiyle benim hakkımda ileri geri konuşması beni hem şaşırtmış hem de germişti..aklıma aramam gereken yerler gelince hemen telefona yöneldim..duyduklarımı unutmam için başka şeylerle uğraşmalıydım..
Telefon işini hallederken birden aklıma odaya girmem gerektiği geldi..Yong wa cadısı içerideyken nasıl girecektim içeri?..ellerim yine titremeye başlamıştı ki bay Hoseok'un kapısı açıldı ve yong wa çıktı..o an gözgöze geldik ve her zaman dik dik ta içlerine baktığım o gözlere şu an bakamıyordum..yere indirdiğim gözlerim tekrar yukarı baktığında yong wa cadısı gitmişti..
Bay Hoseok'un odasına girdiğimde derin bir nefes aldım içerisi boştu..hemen dosyaları alıp çıkmak istiyordum..dosyaları hızla aldığımda küçük ince siyah bir dosya da fırlayıp yere düştü..bay hoseok düzenliydi..bu dosyanın burada olmaması gerekirdi..dosyanın üzerinde küçük bir etikette ''bluefly'' yazıyordu..acaba yeni bir ürünün adı mıydı?..dosyayı açıp bakacakken hızla açılan kapı beni durdurdu..

kapıdakini gördüğümde kanım çekilmişti sanki..
Yong wa bir kaşını kaldırarak bana baktığında nedense ilk defa bakışlarının altında ezildiğimi hissediyordum..
- ne arıyorsun burada?hoseok nerede?..
- b..bay jin'in odasında..
- elindekiler?..
- bay hoseok istedi..
Yong wa bay Hoseok'un peşinden gelmeyişine bozulmuş olacak ki dudaklarını büzüp yere baktı..arkasını döndü bir iki adım atıp durdu..sonra hızla bana döndü..
- bana bak asistan..sen buraya geleli daha iki ay olmadı..neyin ne olduğunu bilmeden maceraya atılmasan iyi edersin!..
- ne demek istiyorsunuz?..
- hoseok diyorum....benim diyorum...Hoseok'un senin gibi bir asistan parçasıyla işi olmaz diyorum..küçük zeka oyunlarınla onun gözünü boyayamazsın diyorum..
- siz ne saçmalıyorsunuz?..ben..
- senin ne yaptığın gayet ortada..sana bir şey söyleyeyim mi?..bir kendine bak..bir de bana..sence hoseok dönüp sana bakar mı?..boşuna çırpınma..saçını açıp biraz yüzünü boyamakla hoseok sana bakar mı sandın?..tamam arada bir dahiyane fikirler yumurtluyorsun..ama bu kadarı Hoseok'u aşık etmeye yetmez..Hoseok'un sana aşık olması için en az benim kadar güzel ve mükemmel olman gerek..seni işe neden aldı bilmiyorum ama sen onun kalemi değilsin bunu unutma!..yerini bilsen iyi edersin!..
Yong wa odadan çıkarken ağlamamak için ısırdığım dudaklarım acıdan patlamak üzereydi..o sıra telefonum çaldı..arayan bay hoseoktu..titreyen sesimi bastırmaya çalışırken gerçekten zorlanıyordum
- buyrun bay hoseok..
- nerede kaldın Nyang..seni bekliyoruz..
- geliyorum bay hoseok..
Bir an önce kendine gelmeliydim..hemen lavaboya gidip yüzümü soğuk suyla yıkadım..telefonda duyduklarım ve yong wa cadısının yüzüme dedikleri beynimde yankılanıyordu
İşte bu yüzden huzursuzdum..bu yüzden içim rahat değildi..bay Hoseok'un sevgilisi varken kalbi başka biri için atıyorken ben ne yapıyordum...omuzlarıma dökülen saçlarıma baktım..bana saçlarımın açıkken güzel olduğunu söyleyen ilk kişi değildi bay hoseok..çok defa başkalarından duymuştum..ama ilk defa biri öyle dediği için açık bırakmıştım saçlarımı...gözlerimden dolup taşan yaşlar yanaklarıma süzülürken ilk defa güzel olmayı isteyerek yaptığım makyaja baktım..kimin içindi bu makyaj?...benim için mi..kesinlikle değil..peki onun bundan haberi var mı...hayır yok..iyi ki de yok...bay jin ''değişim güzeldir'' derken içim kıpır kıpır olmuştu ama şimdi değişen halime bakınca enkazdan başka bir şey görmüyordum..Yong wa haklıydı..o bay Hoseok'un sevgilisiydi..tamam gıcıktı..huysuzdu falan ama gerçekten hem güzel hem de işinde profesyoneldi..zevkliydi güzel giyiniyordu..yani o tam olarak bay Hoseok'un kalemiydi..sessizce gözlerimden süzülen yaşları sildim..hıçkırıklarımı geceye saklıyordum..hemen yüzümü yıkayıp saçlarımı topladım..makyajımı silip sadece rimel ve parlatıcı sürdüm..artık işimin başına geri dönmeliydim..
bay jin'in odasına yürürken yong wa'yla karşılaşmamak beni sevindirmişti..onu görünce nasıl bir tepki vereceğimi bilemiyordum..ağlamaksa görmesini istemediğim tek şeydi..ben hayatımda hiç bu kadar ezik olmamıştım..
içeri girdiğimde gördüğüm manzara beni şoka uğratmıştı..bay jin masasında bay hoseok karşı koltukta oturuyordu..yanında ise yong wa vardı..bay Hoseok'un elini tutuyordu..içeri girdiğimi görünce gıcık bir gülümsemeyle karşıladı beni..eminim toplanan saçıma sildiğim makyajıma bakıp onu gerçekten sevdiğimi anlamıştı ve bana verdiği ayarla kazandığını düşünüyordu haklıydı...kazanmıştı..

BLUEFLY by @thedarkside84Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin