Tenha- Emir Can İğrek ღ
Geçmiş: Arın'la Eftalya'nın karşılaşacağı gecenin sabahı
Eren Gediz
"Eftalya ile öylece konuşmana izin vereceğimi mi sanıyorsun lan?"Demir, Arın'a bağırırken Arın "Bakın zamanında çok yanlış kararlar vermiş olabilirim ama ben Doğa'ya aşığım."
Hışımla sırtımı yasladığım yerden doğruldum.
"Siktirtme lan aşkını!"
Arın, hiddetim karşısında geri çekilirken korktuğunu belli etmemeye çalışarak konuştu.
"Siz de duyun o zaman konuşmaları."Siyah pantolonumun sardığı sol bacağımı kırıp bileğimden sağ bacağımın üstüne attım.
"Yetmez. Kulaklığı takacaksın, benim sana söylediklerimi söyleyeceksin Eftalya'ya."
Sinirlendiğini görebiliyordum, ellerini iki yanında yumruk yaptı. "Abartma Eren." Bağırması üzerine sertçe baktım.
"Bağırma puşt! Sana ve hastalıklı kişiliğine güvenmiyorum. En son güvendiğimde hastalığı olduğunu bildiğin hâlde sırf kriz geçirip beni unutması için Eftalya'ya kendi yalanlarını öyle bir anlattın ki kendi benliğini sorgulamasına neden oldun, şimdi ya dediklerimize uy ve plana dahil ol ya da siktir git!"
Arın, gözlerini belertti ve gözlerine ulaşmayan bir şekilde sırıttı. "En azından sinirimden dolayı onun kaza geçirip ölümden dönmesini sağlamadım." Dudaklarını büzmesi üzerine hışımla ayağa kalkıp iki adımda oturduğu koltuğa gidio yakalarına yapıştım.
"BİR DAHA EFTALYA'NIN HAYATI ÜZERİNDEN BANA MİSİLLEME YAPMAYA KALKARSAN ECDADINI SİKERİM SENİN!"
*
"Bu gece gidiyoruz biz." Annemin konuşması üzerine odadaki herkesin şaşırdığını görebilmiştim.Nereye gittiğim umrumda değildi şu saatten sonra, uzaklaşmak istiyordum sadece. Ruhumun ıstırabını burada sürdürmeye devam edemezdim. Tuvalim kirlenmişti, kara bir leke sürülmüştü üzerine. Yeni bir tuval almalı ya da siyahın üzerini beyazla boyamalıydım.
"Teyzemin yanına mı?" Demir abimin sorusu üzerine annem başını aşağı yukarı salladı onaylarcasına.
"Ben de gelebilir miyim anne?"
Doruk konuşurken ona döndüm. Yeşil gözleri umutla bakıyordu. Uzun zaman sonra ilk defa diye düşündüm. Umut, bizim yeşillerimizde can bulmaya alışık değildi. Kalbim acıyla burkuldu. Her ne olursa olsun o benim ikizimdi ve onu arkada bırakmaya gönlüm el vermiyordu.
Annem bana bakma gereği duymadan Doruk'a yaklaşıp yüzünü okşadı. "Oğlum, bu hastalığın iyileşebilmesi için yalnız olması gerektiğini biliyorsun değil mi? Tedavisi biter bitmez görüşürsünüz."
Doruk'un gözleri bana bakarken kırgındık ikimizde. Ben, yanımda olmadığı için; o, onu anlamadığım için.
Yavaşça gülümseyip evinin bahçesine çıktım. Dalga seslerine karışan martı sesleri başımı dizine yatırıp teselli veren bir anne gibi hissettiriyordu.
"Gidiyormuşsun." Arın'ın berrak sesini duyunca ona döndüm. Geçmişimde bir yerlerde canımı yaktığını biliyordum. Eren'le sevgili olduğumuz ve bizi ayırmaya çalıştığı işe ilgili gördüğüm geçmişimden bir kesit bana rehber olurken temkinli bir ifadeyle baktım yüzüne. Harika gözüküyordu.
Sanki daha yeni onca şey yaşamamışız gibi dikkatle bana bakıyordu.
"Evet," dedim düz bir şekilde bal rengi gözlerine bakarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILMA
Teen Fiction"Bana dedin ya seni öldürüyordum diye. Umrumda değildi, gerçekten umursamadım ama beni böyle kendinden uzaklaştırıyorsun ya işte şimdi beni tam anlamıyla öldürdün. Çünkü benim içimde yaşattığım, içimdeki boşluğu doldurduğum tek şey sendin Eren. Şimd...