⚔MAHLUKAT⚔

542 40 75
                                    

Athena için 🧡 bırakabilir misiniz?

|⛎ Athena

Odamdaki terasta yıldızları izlemekle meşguldüm. Siyah kumaşa benzeyen gökyüzü, parlak yıldızlarla süslenmişti bu akşam. Yüzümü okşayan ılık rüzgar, açıkta kalan saçlarımı uçuşturarak havayla dans etmesini sağlıyordu. Gözlerimi kapattım ve olanları unutmayı denedim. Lakin, bu çok kısa sürmüştü. Bahçeden gelen tuhaf seslerle gözlerimi açarak aşağıya bakmaya başladım.Bahçede gördüğüm kişilerle kaşlarımı çatmıştım. Yavaş sesle bağırmalarına eşlik eden 'aşağı gel' mesajı vermeye çalşıyordu sanırım. El kol haraketleri istemsizce gülmemi sağlamıştı. "Aşağı in Pallas!" Avucumu alnıma hafifçe vurarak kafamı iki yana salladım sinirle.İçeriden siyah pelerinimi alarak adımlarımı odadan dışarı yönlendirdim. Hızla yürüdüğüm koridorda hiç kimseyle karşılaşmamayı ümit ediyordum.

Kapıdan dışarı çıktığımda sağ taraftan bir el beni sertçe çekip çalıların arkasına gizlemişti. Bunu yapan kişi tabikide Amen'den başkası değildi. Ona sinirle baktığımda korkarak elini çekmiş, kısık bir sesle, "hayatımı bağışlayın." diyerek dudağını ısırmıştı. Hemen onun arkasında saklanan Lauren'i fark ettiğimdeyse gözlerimi devirmiştim. "Neler oluyor burada?" dedim bıkkın bir ses tonuyla. "Seni eğlenceye götürüyoruz." Bal rengindeki irisleri sevinçle parlarken, avuçlarını birbirine sürterek, "hadi kimseye görünmeden çıkalım." dediğinde ayağa kalktı.

Pelerinimi kafama geçiren Amen, kendininkini de örttükten sonra "şimdi gidebiliriz." diyip beni de çekiştirerek Lauren'i takip etmeye başladı. Beni saraydan kaçıran ikili, gizli bir ajan gibi saçma haraketler yapıyor, sağa sola şüpheci bakışlar atarak iki adımdan bir saklanıyorlardı. "Sen bir general değil misin? Kesin şunuda düzgünce gidelim." dediğimde üstüne çeki düzen veren Lauren, temizlediği boğazıyla, "Tabikide generalim. Neyse hadi ilerleyelim." diyerek hemen yola koyulmuştu tarzını bozmadan. İki adet hala büyümemiş adamın eline düşmüştüm. Çok güzel, şimdi kaç bakalım kaçabilirsen Athena!

🏹

Şehrin merkezi, saat bayağı geç olmasına rağmen oldukça kalabalıktı. Ağzından alev püskürten adamlar, insanlara korku ve heyecan dolu anlar yaşatırken festival bununla kısıtlı değildi.Danslar ediliyor, şarkılar okunuyor... o da ne? Tiyatroya benziyordu sanırım. Elinde mızrağı olan yarı çıplak bir adam ve etrafın da birkaç... bir dakika, tanrıları taklit ediyorlardı. Etrafa ağızları beş karış açık bakan ikiliye, "hadi şu tiyatroyu izleyelim." dediğimde zorla bana dönmüş ve beni onaylamışlardı. İnsan kalabalığının arasından geçerek görebileceğim yerde durdum.

"Poseidon, insanlar yağmur yağmadığı için zor durumdalar. Yağmur yağdırmayacak mısın?" Elinde şimşeğe benzeyen şeyle konuşan adamın Zeus olduğunu anlamam hiçte zor olmamıştı.

"Zeus" dedi elindeki mızrağı yere vurarak Poseidon'u taklit eden adam.
"İnsanlar bizi umursamıyorlar. Bunu onları cezalandırmak için yapıyorum. Zorluklarla yüzleştiklerinde yeniden bana gelerek yardım isteyecekler." dedi mızrağını bir daha sert zemine vurarak.

.
Poseidon her zaman kendini masum ve bilge göstermeğe çalışmıştı zaten. Ama gel gör ki, kötü diye anılan diğer amcam Hades, Poseidon'un aksine çok iyi biriydi. Neden cezalandırıldığını bilmesemde, Olimpos'un fazlasıyla adaletsiz bir yer olduğunu çok iyi biliyordum. Uzaktan bir çift gözün beni izlediğini hissettiğimde o gözleri aramaya başladım. Bana bakan pelerinli kişi görüş alanıma girdiğinde tek kaşımı havalandırdım. Aniden kaybolduğunda hızlıca etrafı taradım. İnsanların arasından sıyrılıp özgürlüğe kavuşurken bir yandan da deminki kişiyi arıyordum. Beni izlemesi benim kim olduğumu fark etmiş olduğunun göstergesi olabilir miydi?

SAVAŞ TANRIÇASININ MÜHÜRLENİŞİ || ATHENA (18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin