⚔ŞEHVET (16+)⚔

752 26 2
                                    


Uzun bir aradan sonra merhaba.
Günün şarkısı- Shahrezad 🖤
Keyifli okumalar dilerim..)

| ⛎Athena

Güverteye çıkmak için hızlanan adımlarım, sadece bir kişiye koşuyordu. Karalan bulutlar gökyüzünü esir almış, durgun deniz ise adeta kızgın bir boğa gibi şaha kalkıyordu. Telaşlı gözlerim etrafa baktığında, yelkenleri indiren adamı sonunda bulmuştu. Yalnızca o değil, Lauren ve Amen de yardım ediyordu. Derince bir oh çekişin ardından yüzüme gelen saçları geri ittim. İçimdeki korkunun tarifi yoktu ama kaybetme hissi tüm kemiklerimde bir sızı etkisi yaratmıştı.

"İçeri gir Athena, birazdan şiddetli yağmur başlayacak! Telaşlı sesiyle komut veren Lauren, güçlü kollarıyla ipleri çekerek yelkenin diğer kısmını indiriyordu. Her zerresine hayran olduğum adam ise kemikli parmaklarına hapsettiği ipleri hiç zorlanmadan çekiyor, tüm kaslarını üzerindeki dar gömlekten gözler önüne seriyordu. Dümeni çeviren Ares, beni fark ettiğinde "Athena, yanıma gelsene!"

Dediği şey üzerine Teph'in bakışlarını üzerimizde hissetmiştim. Ona baktığımdaysa yanılmadığımı görmüştüm. Hızla çektiği ipi sabitledikten sonra yanıma geldi. "Sana birkaç şey sormak istiyorum. Gel benimle". Tok sesi kulaklarıma dolarak, tüm bedenimde hoş bir hiss yaratmıştı. Bize bakan Ares'e tek kelime bile etmeme izin vermeden "gidelim hadi" diyerek, onu takip etmemi istedi. Tahta kapıdan içeri geçtiğimiz an, yeşil renk ile donatılmış oda gözlerimin önüne serilmişti.

Kafamda bin bir türlü soru vardı ve ben, benimle ne konuşacağını merak etmiyor değildim. Boğazını temizleyerek saçlarını geriye attı. Şuan o kadar cekiciydi ki, gözlerimi ondan alamıyordum. Zaten almak gibi bir niyetimde yoktu.

"Şu Ares denen tanrı, onu gözüm hiç tutmadı". Kaşlarını çatmış ifadesiyle üzerimde sabitlediği bakışları, ondan hazz etmediğini tüm mimikleriyle bana yansıtmıştı.

Beni kıskanmış olabilir miydi?

Saçmalama Athena, daha geçenlerde senden nefret ettiğini ve görmek istemediğini yüzüne okkalı bir tokat misalı çarpmıştı. "Demek istediğim, fazla özgüven yapıyor ve ben bizi doğru yere götüreceğinden şüpheliyim. Ona hiç güvenmiyorum".

Bende ona pek güvenmiyordum ama Eurybia vardı. En azından ona güveniyordum. "Merak etme oraya en kısa zamanda varacağız". Ellerini beline koymuş odada dolaşıyor ve arada bir bakışlarını benimkilerle birleştiriyordu.

"Tüm bu tanrılar nerede yaşıyor? Ve sen neden dünyadasın eğer bir tanrıçaysan?" Yatağa oturdum ve ellerimi birbirine kenetledim. Eğik bakışlarımla zar zor duyulacak bir tonla gerçekleri anlattım ona.

"Bütün tanrılar sadece Olimpos'ta yaşamıyor. Kendi isteğiyle dünyada yaşayan tanrılar da var. Ama ben bir istisnayım. Ben dünyada yaşamayı hiç istememiştim". Kafamı kaldırdığımda göz göze geldik. İrislerindeki merakı görmüştüm ve ben sürgün edildiğimi söylersem... beni küçümsemesinden deli gibi korkuyordum.

" Anlatmak istersen dinlerim". Bu kibar tavrı beni şaşırtmadı dersem yalan olur. İlk tanıştığımız anlardaki yüz ifadesi ve ses tonu yeniden aklıma geldiğinde kendimi silkeledim. Başımdan geçenleri harfi harfine ona anlattığımda düz bir ifadeyle sona kadar dinlemiş tek bir kelime dahi etmemişti. Bana acımasını istemiyordum. Beni zavallı bir tanrıça sanıp kibar davranmasınıda istemiyordum. Sadece onunda beni sevmesini istiyordum. Bunu deli gibi istiyordum.

"Sen suçsuzsun. Ama emin ol bir gün adalet yerini bulacaktır. Peki eğer affedilirsen, geri dönmek ister misin?"

Yönelttiği soruyla derin bir kuyuya düşmüşte sesini uzaktan duyuyordum sanki. Oraya dönmeyecektim. Haksızlığa uğradığım, kendi babam tarafından istenilmediğim bir yere asla dönmeyecektim. Olimposta söylediğim kehaneti hatırladığımda gözlerimi sıkıca kapattım. "Oraya asla dönmeyeceğim".

SAVAŞ TANRIÇASININ MÜHÜRLENİŞİ || ATHENA (18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin