⚔PRENS TAVLAMA⚔

31 3 3
                                    

|⛎ ATHENA

2.ci sezon

Gözlerim kapanık olsada, ben hem etrafımdaki sesleri duyabiliyor, hem de içerideki kişileri görebiliyordum. Biliyorum, bu çok garipti ama görüyordum. Endişeyle saçını geriye savuran Ares görüş alanıma girmişti ilk önce. Eli ensesinde, odada dört dönüyordu. Amen ise duvara yaslanmış, cansızca uzanan bedenimi seyrediyordu. Hemen solumda oturan Teph ise kolunu sandalyeye dayamış, ifadesizce bana bakıyordu . Okyanuslarındaki hüzn, benim için değildi tabikide. Kral Lukas içindi. Sonuçta, beni önemsemiyordu.

Benim için bir nebze endişelenmesinin tek bir açıklaması vardı. Tek başıma düşmana karşı koyduğum için bana borçlu hisediyordu. Sesinde çeşitli duygular sezdiğim Ares, "şu lanet doktoru bir daha çağır. Neden hala uyanmıyor? Şimdiye çoktan uyanması gerekirdi".
Yeni cüceren kirli sakalını ovarak kolunu duvara yasladı. Daldığı düşüncelerden sıyrılan Amen, "büyüyle iyileştirdim halbuki yarayı. Doktorun uyguladığı ilaçla uyanmalıydı şimdiye".

Sessizce beni izleyen Teph, yüzüme gelen saçları eliyle geriye itti nazikce. Hayır... beni düşünüyormuş gibi davranma... daha fazla umut verme bana. Bana, zavallı kalbime bunu yapma. Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda, ilk gözümde bir perde olduğunu hisettim. Birkaç defa gözlerimi kırpıştırdıktan sonra daha net görüyordum herşeyi. Beyaz bir odada sadece bir yatak ve bir sandalye vardı. Hemen solumdaki adama baktığımda kendini geri çekmişti. Eğer az önce onu kendime o kadar yakın görmeseydim, onun gerçektende bana nefret ettiğini düşünürdüm. Belkide bana karşı bir umut vardı, olamaz mı?

"İyi misin?" Konuşmak için yeltenen Teph olsada, sesin sahibi Ares'ti ve aynı soru birkez daha Amen tarafından doğrultulmuştu. Kafamı sallasamda Ares, yanıma gelerek elimden tuttu. Birleşen ellerimize seyiren gözlerle bakan Teph, gözlerini kapatarak kafasını geriye yasladı. "Artık burada kalmak zorunda değilsin. Kendini," Teph'e sinirli bir bakış atarak yeniden devam etti.
"Kendini insanlar için feda etmene gerek yok. Benimle, bizimle yaşa". Kısık gözlerle Ares'e bakan Teph, sanki saldırmamak için kendini zar zor tutuyordu. Derin bir nefes vererek bu kez Teph dile geldi.

"O saray hizmetçisi değil, bir asker. Ve askerlerin saraydan kendi başlarına buyruk haraket etmelerine müsade yok. Tahta çıkmama sadece 1 gün var. Eğer isterse, bu konuyu tahta geçtikten sonra gözden geçireceğim".

"İnsanoğlu, o bir asker değil, tanrıça" dişlerinin arasından konuşan Ares, şuanda çok korkutucu görünüyordu. Çay kırmızısı irisler küçülmüş, siyah göz bebeği neredeyse tüm gözünü esir almıştı.
"İster tanrı olsun istersede tanrıça, benim arazimdeyseniz, benim kurallarıma uymak zorundasınız". Ares'in konuşmasına izin vermeden asil ve dik yürüyüşüyle odadan ayrıldı. Herşeyiyle... ona hayrandım. Hızla kafamı iki yana salladım ayılmak için.

Neden bu kadar uzatıyor ki! Zaten istemiyorsun, görmeğe bile tahammül edemiyorsun. O zaman nereden çıktı bu kural sevdası? Yeni geldiğim zaman bana alay eden sanki o değildi. Şimdi neymiş efendim, o bir hizmetçi değil, asker diyordu utanmadan. Onu anlayamıyordum, bir tek onu değil, olan biten şeyleride anlayamıyordum. Ahh, kral Lukas'ın söylediği şey yeniden aklıma geldiğinde yüzümü buruşturdum. Gözlerimi kapattıp tekrar açtığımda ayağa kalktım yavaşca.

Hiç acı his ettimiyordum. Emin olmak için kolumu bir kaç kez geriye ittirdim. Gülerek yanı başıma gelen Amen, "bu kadar şaşırma Athena, büyü sayesinde tamamen iyileşti". Üzerimde gömleğim yoktu, siyah bol bir t-shirt giydirmişlerdi. "Ne kadar zamandır baygının peki?" Bu sefer konuşma sırası Ares'indi. "Neredeyse 8 saat oldu. Saat sabahın 6'sı". Hiç ayna olmayan bu oda da daraldığımı his ediyordum. Aniden sertçe açılan kapıdan içeriye bir adet endişeli Bella dahil oldu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAVAŞ TANRIÇASININ MÜHÜRLENİŞİ || ATHENA (18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin