12. Bölüm: En büyük korkum

24 2 6
                                    


İnsan doğası hep bir şeylerden korkar. Kendisine söylemeye cesaret etmese bile, hep korkar. Geleceğe dair kuruntulardan, endişelerinden, birilerini kaybetmekten, yalnız kalmaktan. Aslında hepimiz aynıyız. Bizi birbirimizden ayıran sadece düşünce tarzımızdır. Kimi pozitif düşünürken, kimisi de en kötü ihtimali bile hayal eder. Binevi kendisini garantiye alıyor böyleleri. Peki ya, en kötü ihtimal bile yaşanacakların yanında bir hiç olarak kalıyorsa? İşte tam da o zaman yapılacak hiçbir şey kalmıyor. Korktuklarımız başımıza gelir mi? Lütfen gelmesin.

    Hazırlanmak için erkenden kalkmıştım. Bu gün hava sıcaktı. Kiyafetlerime göz gezdirdim. Sonra askıda olan, kırmızı renkli yarı kollu, dizimden bir az yukarı ve etekleri bol olan elbiseyi giymeye karar verdim. Saçlarımı açık bıraktım. Pembe tonlarında makyaj yaptım. Yaşımdan büyük görünmek istemiyordum. O yüzden hafif makyaj yaptım. Siyah mini çantamı da taktıktan sonra tam hazırdım. Beyaz spor ayakkabılarımı giyindim. Defterlerimi elime aldım. Tam da kapıdan çıkacakken annemin seslenmesiyle durdum.

"Kız, randevuya mı gidiyorsun? Bana da bir şey anlatmıyor bak. Dön bakayım sana. Nereye böyle?"

Sesi sinirli çıkıyordu. Ona anlatmamıştım. Daha doğrusu henüz kimseye söylememiştim. Alt dudağımı ısırarak anneme baktım.

"Hmm, güzel görünüyorsun. Özenle hazırlandığın hemen farkediliyor."

"Biraz öyle oldu."

Biraz mı? Bayaa özenle hazırlandım. Ne birazı.

"Ayaza mı bu hazırlık? Neler oluyor?"

"Ş-şey, okul çıkışı yemek yemeye gidecektik. O yüzden, hani şey.."

"Güzel görünmeye çalıştın öyle mi?"

"Öyle." Başımı öne eğdim.

"Hadi bakalım. Geç kalma derse."

Kulaklıklarımla geçen yolculuğun ardından üniversitenin bahçesine varmıştım. Öğrenciler henüz derse girmediği için ders başlamamış demek oluyordu bu. Ağır adımlarla okulun merdivenlerini çıktım. Sınıfımızın önüne geldiğimde herkes bana garip garip bakmaya başlamıştı. Belki farklı görünüyordum. Ama böyle bakmaları rahatsız ediyordu. Bakışlarımı kaçırıp sırama doğru yürüdüm.

"Oha. Yağmur, kızım bu ne hal?"

"N-ne varmış halimde Leyla. Kötü mü?"

"Hayıırr. Çok..güzel görünüyorsun. Her zamanki halinden çok çok farklı. Okulun erkekleri sana tutulacak, gör bak."

"Evet. Çok güzel olmuşsunn. Da kimin için bu özen?"

"Çok mu farkediliyor?"

İkisi de aynı anda konuştu.

"Hem de çoook."

"Ayazla..yemeğe çıkacağız bu gün."

"Ouuuu, gelişmelere bakkk. Kim bilir daha neler neler var da, anlatmıyorsun."

"Hayır, anlatıyorum ya." Tabi tabi. Utancımdan kimseye bir şey söyleyemiyorum. Garip geliyor bu halim. Bana bile garip geliyorum.

  Utangaç gülümsememle birlikte kafamı eğdim. Sınıftaki öğrenciler bana garip bakıyorlardı. Haklıydılar. İlk kez böyle süslenmiştim. Oysa sıradan bir yemeğe gidecektim.

   Ders bittikten sonra dışarı çıktık hep beraber. En az ben kadar heyecanlıydılar Leyla ve Eda. Ben ise bir elimle sürekli uçuşan saçlarımı düzene sokmaya çalışıyordum. Okulun çıkış kapısına doğru ilerliyorduk. Gözlerim onu arasa bile, yoktu. Unutmuş muydu?

KARANLIĞA MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin