Bölüm 16 "Aptal"

389 24 0
                                    

"Sezen hadi bize biraz ilham ver ya bir türlü bitiremedik şu şarkıyı."

Sızlanarak bana bunları söyleyen Alican'a 'deli misin sen' der gibi baktım. Bir zamanlar batırmaya çalıştığım gruba bir de ilham perisi mi olacaktım? Zaten Hakan'la dünkü konuşmamızdan sonra kendimi o kadar fazlalık gibi hissediyordum ki işe gelirken karnıma ağrılar giriyordu. Ama garip bir şekilde gelmeye devam ediyordum. Hayır garip değildi. Her ne kadar Hakan'a kızgın olsam da hala onu görmek istiyordum. O dalgalı saçlarını hem tek tek yolmak istiyor hem de elimi arasından geçirip bakmak istiyordum.

"Niye öyle bakıyorsun? Hakan'ın ilham perisi olduğundan haberin yok mu?"

Alican'ın bu cümlesine ben ve Hakan aynı tepkiyi verdik. Önce gözlerimizi pörtletip Alican'a baktık sonra birbirimize sonra da yere. Sonra Hakan atıldı:

"Ne alakası var ya..."

Ağzının içinden söylediği lafın arkasını dinlemek istiyordum.

"Hakikaten ne alaka Alican?"

Alican masumca açıkladı.

"Eskiden bir tane şarkıyı yazması bile aylarını alırdı Can'la sürekli didişirlerdi ama sen geldiğinden beri şipşak şarkı yazıveriyor. Baksana şimdiden önümüzdeki albümün şarkıları bile neredeyse hazır."

Gerçekten de Hakan sık sık şarkı yazıyordu ama ben normali bu sanmıştım. Şöyle bir sorgular gibi Hakan'a baktım. O da öldürecekmiş gibi Alican'a bakıyordu. Sinirle atıldı.

"Ne alakası var ya? Eskiden sürekli menajerlerin beceriksizlikleriyle ilgilenmekten yazamıyordum şarkıları. Şimdi sadece kendi işime bakıyorum ondan."

"E tamam yine Sezen sayesinde işte." Dedi Alican ve Hakan'a dil çıkardı.

Gülmemi bastıramayarak kıkırdadım. Ben kıkırdayınca üçü birden bana baktı. Öyle pek kıkırdayan kızlardan değildim. Boğazımı temizleyip ciddileştim.

"Çal istersen şarkıyı bir. Belki fikir alış verişi yaparız." dedim direkt yüzüne bakmadan.

Önce bir duraksadı sonra gitarını alıp geldi.

"Gene hüzün var içimde
Gene yüzün hiç bakmıyor
Yine gözünde ışık yok
Yine bulutlar hiç
Gitmiyor , gitmiyor
Gitmiyor, gitmiyor
Gitmiyor, gitmiyor
Gitmiyor, gitmiyor...
Daa-la-la-la-la
Daa-la-la-la-la
Da-la-la-la da-la-la-la-la
Gene yüzün var içimde
Gene yüzün
Kalbininin atışları gene yüzün
Hiç
Gitmiyor, gitmiyor
Gitmiyor, gitmiyor
Gitmiyor, gitmiyor
Gitmiyor, gitmiyor
Gitmiyor, gitmiyor
Gitmiyor, gitmiyor
Gitmiyor, gitmiyor
Gitmiyor..."

Bir anda şarkı söylemeyi kestiğinde transtan çıkmış gibi oldum.

"Bundan sonraki cümleye insanlar biraz bir şey diye devam etmek istiyorum ama ne olduğunu bilemiyorum." dedi o da benim yüzüme bakmadan.

"İnsanlar birazcık mutsuz?" diye önerdi Alican.

Hakan kafasını iki yana salladı.
Can sessizliğini bozup "acımasız" dedi ve gözlerime baktı. Hakan sessiz kaldı.

"Vefasız. Biraz da unutkan." dedim sesimdeki siteme engel olamadan.
O değil miydi beni unutan? O değil miydi beni duygusal olarak öldüren adamla grup kurup paraya para demeyen? Esamem bile okunmuyordu aralarında. Bana karşı hep bir abi gibiydi sözde. Bir kere bile adım geçmedi. Bir kere bile beni hatırladığına dair bir emare göremedim. Hafiften gözlerimin dolmasına mani olamadığım için hızla toparlanıp kalktım.
Odadan çıkmadan önce de sert bir ses tonuyla ekledim.

"Ama en önemlisi aptal. Ben artık gidiyorum. Yarınki tv programının yapılacağı kanala gideceğim. Yarın görüşürüz."

...

Gereğinden fazla makyaj yapmış olan sunucu elini Can'ın dizine koydu.

"Ve şimdi Türkiye'nin en revaçta olan grubu The Flow bizlere daha önce hiç duymadığınız bir parçasını seslendirecek. Bu şarkı henüz bir albüme girmedi. Sadece bizim programımıza özel!"

Ne? Benim bundan niye haberim yok? Can'a sorgular bakışlar attığımda omzunu silkip Hakan'ı işaret etti. Şarkıyı söylemek için ayaklandılar. Sorgulayıcı bakışlarımı Hakan'a yönelttim. Dudaklarımla "ne halt ediyorsun sen" diye fısıldadım. Ve bana göz kırptı. Ah. Sanki kalbim bir an durdu ve sonra patlar gibi yine kan pompalamaya başladı. O yamuk gülüşüyle bana göz mü kırptı o? Yapma be adam. Yapma işte. O sırada Can konuşmaya başladı ve hülyalı bakışlarımı Hakan'dan almak zorunda kaldım.

"Bu şarkımızın adı 'Aptal' ve bir ki üç dört."

Aptal mı? Yine şaşkın şaşkın bakıyordum ki dün bana çaldıkları şarkıyı çalmaya başladılar.
Tel farkla. Bu sefer sonu başka bitiyordu.

"İnsanlar birazcık
Vefasız biraz da
Unutkan ve aptal, aptal, aptal
İnsanlar birazcık unutkan
Biraz da vefasız
Ve aptal..."

Yüzümde aptal bir sırıtışla şarkının bittiğini yaklaşık 10 saniye sonra fark ettim. Herkes onları alkışlarken eğilip selam verdiler. Hakan kalktığında göz göze geldik. Bana sanki bir şey anlatmak ister gibi bakıyordu. Ya da ben bir şey anlatsın istiyordum. O sırada dudakları hafifçe kıpırdadı. Sanki dudaklarını ağır çekimde görüyordum. Ne söylediğini anlamam birkaç saniyemi aldı.

"Aptal"

Bölüm Sonu

Menajerimin Sorunu Ne?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin