Son iki haftadır o kanal senin bu röportaj benim koşturup duruyorduk. Bunun içine bir Amerika bir de Almanya seyahati de sığdırmışlardı. Benim burada ayarlamam gereken şeyler olduğu için onlarla gitmemiştim. Bu akşam Almanya'daki programa katılıp döneceklerdi. Evde hazırlık yapıyordum. Son iki gündür Hakan'ı görememiştim. Zaten sürekli koşturduğumuzdan yan yanayken de doğru düzgün görüşememiştik. Yani sevgililiğimiz bir süreliğine rafa kalkmıştı. Hakan'ın ricası sonucu Alican ve Can'a ve tabii diğer insanlara da ilişkimizi açıklamamıştık. Hem Can'ın bana karşı hala hisleri olmasından korkuyordu hem Alican'ın sululuklarına maruz kalmak istemiyordu. Onu anladığım için hiç sesimi çıkarmamıştım. Ama Can'ın bana değil şimdi en başından da hisleri olduğunu düşünmüyordum. Onun için öyle bir evreydi bence. Çünkü onu reddettikten sonra biraz surat asması hariç ne bir iması, ne bir adımı olmamıştı. Gayet işine konsantre görünüyordu. Üstelik bence Hakan'la aramızdakileri de az buçuk biliyordu. Ara ara yaptığı imalar sonucunda varmıştım bu kanıya. Bizi sürekli baş başa bırakmaya çalışmaları, göz kırpmaları... Hakan nasıl oluyor da anlamıyordu bilmiyordum. Ama benim de işime geliyordu. Kimse bilmeden giderdim belki burdan... Hakan'ın benden nefret etmesi kaçınılmazdı ama en azından Alican belki nefret etmezdi benden.
Ben bunları düşünürken araba evin önünde durdu. Ben daha kapıya gidemeden Alican paldır küldür içeri girip eşyalarını sağa sola fırlattığı gibi koltuğa çöktü. Sanki elini kornaya sabitlemiş gibi bir ses tonuyla "Tatiiiil" diye bağırıyordu.
"Tamam lan anladık kapat çeneni artık!"
Can'ın bu çıkışı da işe yaramamış olacak ki Alican ona pis pis baktı. Hakan'ın elini belli belirsiz belimde hissettiğimde ürkerek ona döndüm. Bana göz kırpıp Alican'ın yanındaki koltuğa oturdu o da.
"Alican haklı Can. Bize bir tatil lazım. Albümün çıkmasına şurda 2 aydan az bir zaman kaldı. Biraz dinlenelim. Sonra zaten konserlerden başımızı kaldıramayacağız."
Can yenilmiş gibi omuzlarını düşürdü.
"Tamam albüm çıkana kadar bir yerlere gideriz."
Gözlerim ardına kadar açıldı. Tatilde de mi birlikte olacaktık? Hiç mi kurtuluş yoktu bunlardan ya? Hakan gözlerimi görmüş olacak ki hafifçe gülümsedi.
"Aa düşün yakamdan artık ya. Tatilde de sizin yüzünüzü görmeyeyim."
Hakan'ın bu cümlesiyle Can başını bana çevirdi. Hemen gözlerimi kaçırdım. Al işte biliyordu bu adam.
"Tabii tabii özel zamana ihtiyacınız vardır. Sezen de çıksın hem bir tatile. İşe başladığından beri harıl harıl çalıştırıyoruz."
"Niye her zamanki gibi beraber gitmiyoruz ya?"
Hakan Alican'a öldürücü bakışlar attı.
"Ne her zamanı Alican? Ben seninle sadece bir kere tatile gittim o da hayatımın en büyük hatasıydı." dedi gözlerinden kıvılcımlar saçarak.
Alican koltuğuna sindi.
"Üzülme Alican ben gelirim seninle tatile. Ben de senin gibi tatile gittiğim yerde sürekli kültürel gezi yapmayı sevmiyorum."
"Evet sizin tatil anlayışınız sabahtan akşama kadar otelde yatmak. Sıkıntıdan patladım geçen yaz."
"Ya dinlenmeye gidiyoruz tatile niye her güne bir etkinlik sıkıştırmaya çalışıyorsun ki?"
Hakan bu cümleye göz devirmekle yetindi. Alican bu sefer bana döndü.
"Sen de bizimle gelsene Sezen! Eğleniriz beraber."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Menajerimin Sorunu Ne?
Любовные романыDünya çapında ün yakalamaya baslamış bir rock grubunun menajerinin hikayesi. Peki bu menajerin bu grupla sorunu ne? Bir aşkın intikama, bir intikamin aşka dönüşmesinin hikayesi...