w.d.w.f.m.

2.2K 229 89
                                    

Bu bölümde, b×g bir çift var ve bu konu hakkında olumsuz ya da saygısızca yorum olursa, silerim yorumununuzu. Sevgilerimle, Ariel.

××

*Taehyung

Hani, Namjoon vizelerden sonra telefonunu elinden alacağım demişti ya, cidden aldı! Haftasonu boyunca sürekli uyudum ve bütün teknolojik aletlerim elimden alınmıştı. Ciddiyim.

Cuma gecesi yurda geldikten sonra güzel, sıcak bir duş almıştım ve yorgunlukla telefonuma bile bakamadan uyuyakalmıştım. Ertesi gün öğlen uyanmıştım neredeyse ve Namjoon'un Yixing sayesinde telefonum ve bilgisayarıma el koyduğunu öğrenmiştim. Ufak bir tartışmanın ardından Namjoon, 'ben büyüğüm, hyungunu dinle' diyerek tartışmaya noktayı koymuştu. O günde bir şeyler atıştırmış ve neredeyse tüm gün uyumuştum sadece.

Şimdi ise pazar günündeydik ve vizelerden sonra olan 1 haftalık tatil için valiz hazırlıyordum. Yixing 1 hafta için Çin'e gidecekti ve onu özleyeceğimden emindim. En sonunda valizim hazır olduğunda Namjoon hyungla konuşmuş ve onların da hazır olduğunu öğrenmiştim. Birazdan aşağıda buluşacaktık. Yixing'e döndüm. Telefonuyla oynuyordu onun uçağı akşamdı ve bu yüzden rahattı biraz.

"Yixing, ben gidiyorum." telefonunu bırakmış ve ayağa kalkmıştı. Yanıma gelince ona sarıldım.

"Kendine iyi bak, Jimin. 1 hafta sonra görüşürüz."

"Sen de kendine iyi bak, Yixing. Provalarda çok yorma kendini." gamzeleri çıkacak şekilde gülümsemişti.

"Valizlerin için yardım ister misin?" sadece bir valizim ve sırt çantam vardı, yani gerek yoktu.

"Hayır, teşekkür ederim. Ama yine de gel istersen çocuklarla vedalaşırsın." beni onayladı ve birlikte aşağı indik.  Jeongguk ve Namjoon hyung çoktan aşağıdaydı. Taksiyi bekliyorlardı muhtemelen. Yanlarına ulaştığımızda Jeongguk delici bakışlarla bana bakıyordu ve bu gerilmeme sebep olmuştu.

"Victor Kim, kim?"

"Ne?"

"Victor Kim, kim diye sordum sana!" kaşlarım çatıldı ilk başta fakat ardından aklıma gelen şeyle gözlerim kocaman olmuştu bile.

"Bekle! Sen nerden tanıyorsun onu?" Yixing garip garip bakarken Namjoon'un sesi çıkmıyordu muhtemelen onun da haberi vardı.

"Instagram hesabın benim telefonumda da açık ve iki gündür aralıksız mesaj atıyor bu çocuk sana. İlk başta sapık sandım ama belli ki seni tanıyor."

"Çabuk, çabuk telefonumu ver!" o sırada taksi gelmişti. Yixing diğerleri ile vedalaşınca valizimi bagaja koyup ön koltuğa oturdum. Jeongguk arka koltuktan telefonumu uzattı o sırada.

"Aish! Size nasıl uydum ki ben?"

"Park Jimin, bir açıklama borçlusun. Bunu biliyorsun de mi?" Namjoon'un sesi oldukça otoriter geliyordu ve bu beni germişti. Sessizce kafamı aşağı yukarı salladım. Onlara Taehyung'u anlatmamıştım ve bu yüzden bana kızacaklarından emindim. İç çekerek telefonumu açtığımda internete bağlandım.

"Gguk, Victor'a hiç cevap verdin mi?" kafamı arkaya çevirmiştim

"Hayır, senin hesabına girmiyorum bile." bu beni gülümsetirken baş parmağımla işaret parmağımı birleştirdim ve kalp yaptım. Geri önüme döndüğümde o kadar çok bildirim gelmişti ki telefonuma neredeyse donacaktı telefonum. En sonunda titreme kesildiğinde neredeyse bildirimlerin hepsinin Taehyung'tan geldiğini fark ettim. Bu durum keyfimi kaçırmıştı. Aptal gibi unutmuştum onu ve haber vermediğim için beni merak etmişti. İç çektim keyifsizce. Tren garına gidince onu arayacaktım.

Montana / VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin