Prologue

2.9K 235 135
                                    

 Lisa, Jeon Jungkook ile olan ve neredeyse üçüncü yıllarına girecek ilişkinin sallantıda olduğunu aylardır biliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 Lisa, Jeon Jungkook ile olan ve neredeyse üçüncü yıllarına girecek ilişkinin sallantıda olduğunu aylardır biliyordu.

 Jungkook eskisi kadar yapışkan ve sevgi dolu bir erkek arkadaş değildi. Sayılmayacak kadar çok kez Lisa'ya onu arayacağını ya da mesaj atacağını söylemiş  ancak sonuç olarak her seferinde ne onu aramış, ne de mesaj atmıştı. Jungkook'un Lisa'ya her zaman verdiği o güvence, son günlerde bulunamıyordu. "Seni seviyorum." kelimesi bile artık bir duygu, bir his olarak değil, bir zorunluluk gibi olmaya başlamıştı.

 Ayrıca ikisinin programları sürekli çatışıyordu ve bu elbette ki durumu daha da kötüleştiriyordu. Aynı anda devam eden dünya turları ikisinin arasını git gide daha çok açıyor, birbirlerine zaman ayırmak tam anlamıyla imkansızlaşıyordu.

 En azından bu Lisa için bir işkence gibiydi. Jungkook'u çok seviyor ve onu her gün daha çok özlüyordu. Bir an durup her zaman yaptığı gibi kendi hatası olduğunu düşündü. Onun bomboş 'Seni Özledim'leri, onu özlediği zaman artarken hiçbir şeyi çözmemişti.

  Belki de her zaman ilk adımın Jungkook'dan gelmesine alışmıştı. Jungkook her zaman Lisa'ya karşı emek sarf eden kişiydi; sürekli sürpriz ziyaretler yapar, rastgele güzel hediyeler alır, geceleri onu sürekli arar ve sesli mesaj atarak Lisa'ya ninni söylerdi. Konu ona geldiğinde Lisa'nın içinde kuşku olmazdı.

 İşte bu yüzden son zamanlarda olan değişiklikler aşikardı.

 "Bunu gerçekten yapabilir misin?" Chaeng ona onuncu kez sordu. Bu sırada Lisa yakınında olan iki büyük üyenin bakışlarını hissetmeye başladı ama arkasını dönüp onlara bakmamayı tercih etti.

 "Neden olmasın?" dedi zorla kıkırdayarak.

 Gerçekten, yapabilirdi. Ne olursa olsun, kendisini bekleyen binlerce Blink için güzel bir performans sergileyebilirdi. Zaten bu konserler, her şeyden önce aklının başında olmasını sağlayan tek yegane şeylerdi.

 Lisa şu an turda olmasaydı nasıl bir durumda olacağını hayal bile edemiyordu. Ve bütün bir hafta boyunca ölesiye korktuğu tek şey buydu, çünkü bu geceki konser, bir aylık aralarından önceki son Avrupa konseriydi.

 "Lisa," diye mırıldandı Jennie, onu kendine doğru çekip sarılmaya ve teselli etmeye başlarken. Gruptaki üç kişi arasında en rahat konuşabildiği kişi Jennie'ydi çünkü bir ortak noktaları vardı, o da bir erkek idol ile çıkıyordu.

 Lisa göz yaşlarını durdurmak için dudağını ısırdı, bu saatten sonra yapılan makyajı mahvedemezdi. Konser sadece yarım saat sonra başlayacaktı.

 "Ben iyi olacağım, kızlar. Hadi ama," Tekrar gülmeye çalışırken zorlanıyordu ve titrek çıkan sesi de hiç yardımcı olmuyordu. Bu durum onu git gide daha fazla hayal kırıklığına uğrattı.

 "Senin için her zaman buradayız, tamam mı?" Jen onu kolları arasından serbest bıraktı ve doğrudan gözlerinin içine baktı.

 Lisa anında başını salladı ve yavaşça boğazında oluşan yumruyla beraber yutkundu.

Just This MuchぁLiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin