İnsanlar buna, şeytanın vakti diyorlar. Hiçbir sebep olmadığı halde saat sabah üçte uyanırsanız, şeytanın size yakın olduğunu ve sizi uykunuzda izlediğinizi söylerler.
O gün Jungkook, daha önce hiç görmediği bir odada, hiç bilmediği bir kadınla sabahın tam üçünde uyandı. İkisi de çıplaktı ve kafasına vuran şiddetli baş ağrısı, ona işlediği günahı hatırlatıyordu.
Şeytan, gururlu bir şekilde sırıtarak onu izliyor olmalıydı, çünkü onu tam da kendi türünden birisine dönüştürmüştü.
Jungkook acele ile giyindi, kıyafetleri de dahil olmak üzere her yeri alkol kokuyordu. Geceyi birlikte geçirdiği kadının zayıf çağrısına rağmen arkasına dönüp ona bakma zahmetine bile girmedi. Apartmandan çıkıp düz bir şekilde yürüdü ve Mercedes'inin bulunduğu otoparka gitmek için asansöre bindi.
Sonunda arabasına binip yalnız kaldığı zaman, beynini ele geçiren anıları yüzünden araba hemen harekete geçemedi. Pişmanlığın ağır yükü omuzlarındaki yerini alırken gerildi.
"Siktir, siktir, siktir!" Ani öfke patlaması ile birlikte gözlerine yaşlar dolmaya başladığında, elleri ile yüzünü kapatmadan önce sert bir şekilde direksiyona vurdu, defalarca kez hem de.
Utanç, kaygı, öfke... o an neredeyse her şeyi hissediyordu.
Seks yapmadık, yapmadığımızı biliyorum. Sevişmek için fazla sarhoştum. Sadece hararetli bir öpüşmeydi ve bir-- siktir.
Önünde diz çöküp onu ağzına alan, ardından yatağa çeken kadının yaptıklarını çok net hatırlıyordu. Ayrıca yatağa geçtiklerinde Jungkook'da aynısını o kadına yapmıştı.
Ama sadece bu kadardı. Bu kadar. Sarhoştum, ne yaptığımı bilmiyordum. Lisa beni affedebilir öyle değil mi? Kendimi bu günahtan kurtarabilmek için her şeyi yapacağım. Bu ilk ve sondu. İkinci bir hakkı hak etmiyor muyum? O hala sevdiğim kişi. Olanlar sadece şehvetti, şehvet.
Sadece Namjoon hyunga söyleyeceğim ve ona neler olduğunu açıklayacağım. O anlayacaktır, anlayacak. Eminim bu saatte hala uyuyordur, banyo yapmak için yeterli zamanım var.
Aklındaki bu düşüncelerle park alanından çıktı ve otuz dakikadan kısa bir sürede eve geldi.
Kalbi hala göğsünün içinde deli gibi atıyordu ve dairenin önünde dikilip kapıyı tam açacak iken eli titredi.
Onlara gerçeği söylemeli miydi? Sırrı kendisine saklayabilirdi, böylece hiçbir sorun çıkmayacaktı, değil mi? Onunla konuşabilirdi... o kadınla konuşabilirdi ve böylece kimseye bir şey söylemezdi.
"Jungkook?" Arkasından gelen tanıdık ses aniden yankılandı.
Arkaya döndü ve Yoongi'nin meraklı bakışlarıyla karşılaştı. İkinci en büyüğü gözlerinden tanıyordu, bu yüzden şirketten döndüğünü anlayabilmişti, muhtemelen kayıt yapmayı yeni bitirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just This MuchぁLiskook
Fanfiction'Bir flört skandalından daha kötüsü ne olabilir ki?' 'Yanlış kişi ile olan ve sağlam kanıtlara sahip bir skandal...' Orijinal Yazar: @synnicals 2020|©haneullius