Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lisa'nın Jungkook'a vereceği hediye bir kum saati ve pikaptı. Bu hediyeyi daha özel ve benzersin kılan şey, kum saatinin zamanının pikapta çalan şarkı ile eşleştirilmesini sağlayan mekanizmaydı; bir nevi kum saati müziği kontrol ediyordu. Bu mükemmel bir hediyeydi ve Lisa bu ilginç mağaza ile özleşen hediyeyi bulduğunda çok mutlu olmuştu.
Neyse ki Tanrı vergisi olarak Vintage eşyalara aşıktı. Dükkan küçüktü -en azından civardaki diğer dükkanlara göre- ve eğer rustic estetiğe karşı keskin bir gözü olmasaydı kesinlikle bu güzel yeri bulamazdı.
Elbette dükkanın nazik sahibi de bir artı olarak geri dönüş yapmıştı. İhtiyar adam hediyeyi iki hafta içinde bitirmeye sıcak bakmasaydı -ki normalde aylar sürebilecek bir işti, onun için planladığı sürpriz daha az özel olacaktı.
Lisa için bu hediye, kutlamayı tamamlayacak nadide şeydi. Jungkook'a iletmek istediği her şey bu hediyede sembolize ediliyordu; birlikte geçirdikleri zaman, hatıraları ve birbirlerinin yardımı ile birer müzisyen olarak nasıl büyüdüklerini anlatıyordu bu hediye.
Jungkook şarkıyı çalsa ne mi olurdu? Bu şarkının özel olmasının bir diğer sebebi, Jungkook'un grubunun yaptığı ballad bir şarkı olan The Truth Untold'u söylerken ki kaydedilmiş sesiydi.
Bu şarkı onların şarkısı haline gelmişti ve şarkıyı duyan ilk kişi olmaktan da gurur duyuyordu (elbette grup üyeleri ve çalışanlar dışında), Lisa birinci yıl dönümlerinde Jungkook'a özel olarak, şarkıyı canlı bir şekilde seslendirmişti.
İlk yıl dönümleri; onunla olan en güzel anılarından biriydi.
Özel bir plajda, başlarının üstündeki berrak gökyüzü ile beraber deniz kıyısında romantik bir akşam yemeği yemişlerdi. Jungkook, büyüyen kariyerine ve yoğun çalışma programına rağmen çok çalışıp Lisa için unutulmaz bir gece hazırlamıştı.
Lisa için Jeon Jungkook'la çıkmak, tıpkı bir peri masalı gibiydi, büyüleyici.
Dükkanın sahibi ve yeni şeyler üretmeye çalışan Bay Spencer, "Söylemeliyim ki, çok güzel bir sesiniz var, genç bayan." dedi tezgahtan ona doğru gülümseyerek. Her zamanki klasik, yabancı yaşlı adamlara benziyordu, oldukça tombuldu, beyaz saçları ve bıyığı vardı, ayrıca yuvarlak gözlükleri, hayattaki mutlu mizacını gösteren gülme çizgileri ile süslenmiş görkemli gözleriyle bütünleşiyordu.
Lisa, "Teşekkür ederim." diyerek yanıtladı yaşlı adamı.
Aslında şarkıyı kaydetmek ve bunu hediye için kullanmak son dakika fikriydi. Bir anda anımsamıştı, Jungkook her zaman bütün şarkıyı söylemesini istemişti ama Lisa bunu hiç gerçekleştirmemişti. O zamanda vokali konusunda endişeliydi ve kendini yeterli bulmuyordu.
"Erkek arkadaşın buna bayılacak." diye ekledi yaşlı adam, hala müzikal kum saatinin son rötuşları için çalışıyordu, Lisa biraz erken gelmişti.
