Odalar dolusu isyanım vardı. Her yeri herkesin başına yıkma isteğim vardı. Ama yine yaptım.
Hiçbir şey olmamış gibi devam ettim.
Sabah kalktım. Ardından hızla kısa bir duş aldım. Siyah şort ve siyah bir bluz giydim. Siyah sporlarımı ayağıma geçirdim ve siyah saçlarımı taradım. Mavi gözlerimi açığa çıkaracak hafif bir makyaj yapacaktım ama sonra neden diye düşündüm.
Neden yapayım ki? Ben makyajı sevmem. Malzemeleri geri bıraktım. Prensese bakınca hala uyduğunu fark ettim. O sırada kahvaltı için olduğunu düşündüğüm zil çaldı.
"Hey! Clara!"
Dedim yüksek sesle. Prenses şimdilik bana nefret edilesi bir şey yapmadığı için onu uyandırabilirdim. Değil mi?
Yavaşça ona doğru gittim ve hafif sarstım.
"Clara, uyan. Zil çaldı. İşte her neyse."
Bir şeyler mırıldandı.
"Ne halin varsa gör. Ben gidiyorum."
Ben de onu odada bırakıp en alt kata indim. Merdivenlerden inmeyi sevmiştim. Ne saçma ama.
Yemekhaneye girince kısa bir sessizlik oldu ve herkes bana baktı. Ardından yemeklerine döndüler. Kral'a çıkışmamdan haberi olanlar fısıldaşmaya başlamıştı bile. Yalnızca dakikalar sonra herkes benim hakkımda konuşuyordu.
Yemeğimi alıp boş bir masaya geçtim ve sakince yemeğe başladım. O sırada arka sıramdan kahkahalar yükseldi. Başımı çevirip bakmamak için çok yüksek çaba sarf ettim.
"Altı parmaklı!"
Takma. Takma. Takma.
Başımı çevirip onlara bakarsam yüzlerini dağıtacağımdan emindim. Sinirden titreyen ellerimle sıkıca tuttum çatalı ve yemeğe batırdım.
"Şşt! Altı parmak!"
Ve bir kahkaha tufanı daha...
"Ucube!"
Dedi bir başka ses. Takma. Takma. Takma.
Kafama atılan elma son nokta olmuştu. Sakince masadan kalktım ve yemekhaneye sessizlik çöktü. Çok sevgili prenses ve prens de buradaydı.
"Kim. Bana. Elma. Attı?"
Dedim sert ama sakin bir sesle. Çakma sarışın bir kız öne çıktı. Sürtük olduğunu bas bas bağırması dışında bir sorun yoktu.
"Ben attım, ucube? Bir sorun mu var?"
"Evet, var."
Elinde oluşan ateşlere kısa bir bakış atıp güldüm.
"Öyle mi?"
"Korkmam mı gerekiyor?"
Dedim umursamaz bir sesle. Tabağımdaki elmayı bluzuma sildim ve bır ısırık aldım. Ardından kız bir bakış atıp elmaya baktım.
"Üzgünüm, elmacık. Ama bugün gideceğin yer benim midem olamayacak."
Üzerine ufak bir öpücük kondurdum ve elmayı kızı kafasına fırlattım. Acı konsantrasyonunu bozdu ve elindeki ateşler söndü. Hızla kıza koştum ve yüzüne sert bir yumruk attım.
"Sensin ucube!"
Dedim nefret dolu bir sesle. Kız hızla toparlandı ve elinde bir ateş topu oluşturup bana attı. Hızla yana kaydım ve yan masadaki yemek tabağını alıp kızın karnına geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Zihinler / ASKIDA
FantasyYks bitene kadar bölüm gelmeyecek ne yazık ki. *** #Zihin 9. Sırada #Tanrılar 15. Sırada #Krallık 32. Sırada #Kurtadam 71. Sırada *** Onlar farklıydı. Herkesten ve her şeyden... Sorun şuydu ki her farklılık iyi değildi. Farklılık korku yaratı...