3. Bölüm : Prenses

810 134 40
                                    

Herkes bahçedeydi anladığım kadarıyla. Prens ve prenses kürsünün arkasındaydı. Kürsüde sözcü adam vardı. Elbetteki kral ve kraliçe olmayacaktı. Neden olsunlardı ki?

"Zorluk çıkarmadan geldiğiniz için teşekkür ederim, gençler. Şimdi her ay yaptığımız gibi bu ayda zihin testi yapılacak. Yeni gelen arkadaşlarımız için bir kez anlatacağım."

Dudaklarını ıslatıp derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Şimdi... Bildiğiniz gibi krallık karşıtı güçler kral ve kraliçemizin ölmesini istiyor. "

Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Bunu beklemiyordum. Belki işime yarayabilirdi.

"Biz de hainleri tespit etmek ve güçlerinizi açığa çıkarmak istiyoruz. Bunun için herkes zihnini açabilir mi? Kapalı olan zihinler hain kabul edilecektir."

Bakalım ne bok olacak?

Bir sürü görevli tek tek listesinde bulunan kişilerin alnına dokunuyor ve aklına giriyordu.

Bunun içinde başka bir şey olduğuna emindim. Çünkü yapılan herkesin ilk önce gözleri beyazlaşıyor ardından da simsiyah olup eski haline dönüyordu.

Gözleri eski haline döndükten 12 saniye boyunca ruhları çekilmiş gibi duruyorlar ve duyamayacağım şeyler fısıldıyorlardı.

13. saniyenin başında ise hepsi kendine geliyor ve gülümsüyordu.

İstisnasız herkes...

Sıra bana gelince üzerimde birçok göz hissetsem de tepki vermedim. Adam ellerini alnıma bastırdı. Zihnimde keskin bir acı belirdi. İstemsizce dişlerimi sıkarken adam her ne yaptıysa acı katlandı ve boğazımdan acı bir çığlık koptu.

Tüm bakışlar buraya dönerken adam ne yapıyorsa yapmaya devam etti. Artık gözyaşlarımı durduramıyorum. Çığlıklar atıyordum ama yere düşmeme bile izin vermiyorlardı. En sonunda ise bilincim kapandı.

***

Gözlerimi açtığım zaman odamda değildim. Zorlukla yataktan kalkmaya çalıştığım zaman başıma giren ağrı yüzünden acıyla inledim. O sırada içeri tanımadığım bir kız girdi.

"Uyanmışsın!"

Kız hızla çıkarken birkaç dakika sonra prens, prenses ve bir doktor olduğunu tahmin ettiğim kişi girmişti.

"Nasıl hissediyorsun?"

Dedi gülümseyerek doktor. Şakaklarımı ovmaya başladım.

"Berbat... O adam ne yaptı bana? Neden öyle acı çektim? Başım neden bu kadar ağrıyor? Neredeyiz? Ve neden üzeri de elbise var? Elbiseden nefret ederim!"

Tek nefeste saydığım şeyler ile doktor bana gülümseyerek baktı. Yine...

Tanrı aşkına biri şuna karşısında öfkeli bir ben varken gülümsememesi gerektiğini söylemeli.

" Her şeyin cevabını alacaksınız, efendim. "

" Efendim? "dedim tek kaşım havada. 'Gerek yok' dercesine elimi havada salladım.

"Adım Zoe."

"Peki, Zoe. Öncelikle zihin duvarlarını aşamadığı için adam fazla zorlamış. Bu da sana acı olarak dönmüş. Şu anda saraydayız. Etkisi hala sürdüğü için başın biraz ağrıyor olabilir. Ama geçecektir. Ve... Sarayda elbise giyilir."

"Ben elbise giymem. Kıyafetlerim nerede?"

Dedim istemsizce sert olan sesimle. Benim sarayımda benim kıyafetlerime karışmaya çalışmaları ne berbat bir şeydi ya. Sinirlerimi bozuyordu bu durum!

Karanlık Zihinler / ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin