24. Bölüm : Mühürlü Irkı

313 59 36
                                    

Evet, evet! Doğru gördün! Yeni bir bölüm geldi!

Şimdi ekrana tıkla, sol alttaki yıldız tuşuna bas ve beni mutlu et!

Teşekkürler, arkadaşım.

Biliyorum geç geldi. Kusura bakmayın, lütfen. Dersler ve diğer kitaplar derken arada gecikiyor böyle.

Bu yüzden geciktiğim zaman bölümler daha uzun olacak.

Satır arası yorum yapmayı unutmayın! Onları okumayı çok seviyorum.

İyi okumalar :)))

*********

Alt dudağımı hafifçe yalayıp ısırdığım  zaman bakışları dudaklarıma kaydı. Bunu fark ettiğimi fark ettiği anda gözlerini çekse de çok geçti.

Ukala bir gülüş savurdum.

"Adam... Benden etkilendiğini gizlemeye çalışmama gerek yok."

Dedim alayla ve devam ettim.

"Birkaç sözünle canımı da yakamazsın. Sadede gel şimdi."

Aslında yakardı. Ama bunu bilmesine gerek yoktu. Ona bu gücü vermemem gerekiyordu. Versem bile bunu bilmemesi gerekiyordu.

"Bana karşı koyamıyorsun çünkü bir şekilde, tüm bunlar bağlantılı..."

Tek kaşımı kaldırdım usulca. Biraz daha aç, demekti bu hareketim. Bunu anlayıp konuşmaya başladı.

"Mühürlüler denen bir ırk vardı. İnsanlık bizlere savaş açmadan ve çoğumuzu toprağa gömmeden önce..."

Dedi sakin bir ifade ile ama gözlerindeki o intikam isteyen kişilere has olan o parıltıyı görebilmiştim.

İnsanlar, ona bir şey yapmıştı.

Hoş olmayan bir şey...

" Mühürlü soyundan gelen her kız çocuğu altı parmaklı olurdu. Tüm güçleri açığa çıktığı zaman mühre elini basar ve hükümdarlığı dengi olan erkek Mühürlü ile yürütürdü."

Elimi yavaşça kaldırdım ve altı parmağım da gözlerimiz arasındaki köprüye sunuldu. Parmaklarıma kısa bir bakış atıp devam etti.

" Ta ki savaşa kadar... İnsan ırkı en çok Mühürlülerden korkardı. Çünkü en güçlü onlardı. Onların en büyük silahı zihniydi. Hayal dünyalarının genişliği ve iradelerinin gücü kadar güce sahiptiler. Bu, insanları korkuttu."

Zihnimiz en büyük sırrımızdı.

"İlk onlara saldırdılar. En büyük darbeyi onlar yedi ve diğerlerini korumak için çoğu kendini feda etti. "

Derin bir nefes aldı.

" Ailem o zaman öldürüldü. İnsanlar tarafından... Canice... Gözlerimin önünde... "

Gözlerinde ya da sesinde tek bir duygu geçişi olmamıştı. Ne öfke ne acı ne hüzün... Sadece... Alışılageldik bir boşluk vardı.

Aynı şekilde boş bakışlarla ona karşılık verdim. Adam, birinin ona üzülmesini isteyecek bir tip değildi. O daha çok üzmeyi tercih ederdi.

Eh, demek bu yüzden anlaşamıyorduk.

Ateş ve Barut...

Yan yana olmamız tehlikeliydi.

"Altı parmakları bir Mühürlü kız bebeği doğduğu gece ay gökte bir anda kızıla döndü."

Kırmızı saçlarını iyice dağıttı. Ardından ciddiyetle bana baktı.

Karanlık Zihinler / ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin