Minho, Felix tarafından zorla arka kapıdan dışarı çıkarılırken çığlık atmaya çalışıyordu fakat ağzı Felix'in eli ile kapalı olduğu için bunda pek başarılı olamamıştı.
Dışarı çıktıklarında Felix Minho'yu sert bir şekilde yere itmiş ve karnına en sertinden bir tekme atmıştı. Minho acıyla kıvranırken ise Felix gülümseyerek Minho'nun önüne çömelmişti.
"Sakın ses çıkartma."
"Siktir git!"
Minho bağırarak konuştuğunda yüzünde hissettiği şiddetli acıyla susmak zorunda kalmıştı.
"Delisin sen. Asla iyileşmeyeceksin. Seni neden şuracıkta gebertmiyorum ki?"
Felix yüzüne yan bir sırıtış yerleştirdikten sonra ayağa kalkmış ve Minho'nun yüzü ile karnına tekmeler savurmaya devam etmişti. Minho her ne kadar ses bile çıkartamayacak kadar hırpalanmış olsa da darbelerden biriyle beraber sol alt kaburgasında duyduğu ses ile beraber gelen acı, tüm gücüyle bir çığlık atmasını sağlamıştı.
Felix hiçbir şey olmamış gibi tekmelere devam ederken arka taraftan gelen seslerle beraber Minho'nun göğsüne son bir defa vurmuş ve kaçarken gerisinde kalbi durmuş bir şekilde öylece yatan Minho'yu bırakmıştı.
Eğer Baekhyun orada olmasaydı, Minho'nun kalbi bir daha asla atmayacaktı.
Baekhyun, Minho'nun kalbinin tekrardan atmasını sağlamaya çalışırken Chanyeol ise ambulansı aramıştı. Ambulans kısa bir süre sonra gelmeden birkaç dakika önce ise Minho'nun kalbi tekrardan atmaya başlamıştı.
*****
Minho gözlerini hastane odasında açmıştı. Sol alt kaburgası fena halde acıyordu ve nefes almasını zorlaştırıyordu. Kesik nefesler almaya çalışırken acıyla inlediğinde tam olarak anlayamadığı bir yerden gelen Hyunjin'in sesi kulaklarını doldurmuştu.
"Uyandın mı? Canın acıyor olmalı."
"Bunun... hoşuna gitmesi gerekmiyor muydu?"
"Biri sana zarar verecekse bu kişi ben olmalıyım, başkası değil."
"Ne sevgi ama(!)."
Minho alaylı bir ses tonuyla konuşup göz devirdiğinde uzandığı hasta yatağının sırt kısmının birazcık dikleştiğini hissetmişti.
"Böyle daha iyi, değil mi? Eğim olmadan uzanmayı sevmediğini biliyorum."
"Evet, teşekkür ederim."
Minho hafifçe gülümserken açılan kapıdan içeri giren Baekhyun'u gördüğünde gülümsemesi daha da büyümüştü. Büyük ihtimalle canını ona borçluydu. Baekhyun ise endişeli bir şekilde Minho'nun yanına gelmiş ve yüzünü kontrol etmişti.
"Çok acıyor mu canın? Yüzün ne hale gelmiş öyle... O herifin var ya, ağzını yüzünü dağıtacağım! Onu doğduğuna pişman edeceğim! Ya o kim ki benim bebeğime zarar veriyor! Hangi hakla! Hele bir elime geçireyim o iti-"
"Hyung, sakin ol iyiyim ben. Sadece şurası acıyor."
Minho acıyan kaburga kemiğini işaret ettiğinde Baekhyun'un yüzü düşmüş, o kısmı bir süre incelemişti. Minho'nun üzerinde hastane kıyafeti yada başka bir şey yoktu, sadece ince bir çarşafla duruyordu bu yüzden Baekhyun'un incelemesi daha kolay olmuştu.
"Orada bir kırık var. Şükür ki parçalı kırık değil ve hiçbir kısmı kalbine isabet etmemiş. Yoksa seni hayatta tutmam imkansız gibi bir şey olurdu. Ama yaraların beş günde fazlasıyla hızlı iyileşme gösterdi. Kırığın da çabucak iyileşeceğine eminim."
"Bekle, bekle. Beş gün mü?"
Baekhyun başını sallayarak Minho'yu onayladıktan sonra ona iç kanamasının olduğunu bu yüzden zor bir ameliyattan geçtiğini, her ihtimale karşı birkaç gün boyunca uyuttuklarını ve Minho normal süreden bir gün daha geç uyandığı için fazlasıyla endişelendiklerini anlatmıştı. Minho ise zaman kavramını bile unutmuş olmanın şaşkınlığıyla Baekhyun'u sessizce dinlemekle yetiniyordu.
"Felix ve Changbin'e ne oldu?"
"Onlar göz altına alındı. Mahkemeleri bekleniyor. Merak etme, oldukça iyi bir avukat tanıdığım var ve en uygun cezayı almaları için elinden geleni yapacak."
Minho hafifçe başını sallarken Baekhyun ise yatağın sırt kısmının biraz kalkmış olduğunu yeni fark ediyordu. Kontrol kumandası, Minho'nun yetişemeyeceği bir uzaklıkta duruyordu ve bu yüzden Baekhyun bu durumu biraz garipsemişti.
"Min, yatağın nasıl dikleşti?"
"Hyunjin yaptı. Garip bir şekilde iyi davranıyor, şeyden beri... B-bunu hatırlamıyorum."
Minho tabii ki onunla sanal seks yaptıktan sonra iyi davranmaya başladığını söylemeyecekti. Böyle küçük detayların verilmesine gerek yoktu, değil mi?
"Hyunjin gerçek değil Min. Bana doğruyu söyle."
"Doğruyu söylüyorum. Hyunjin, lütfen belli et kendini."
Hyunjin'den herhangi bir yanıt gelmediğinde Minho sinirle oflamış ve ağlamamak için kendimi zorlamıştı. Bir kişi bile olsa birilerinin ona inanmasına gerçekten ihtiyacı vardı.
"Hyunjin, lütfen..."
"Amma yalvardın."
En sonunda odada Hyunjin'in sesi yankılandığında Minho gülümseyerek Baekhyun'a bakmış, Baekhyun ise gözlerini büyüterek etrafa bakınmıştı.
"O-odada biri mi var?"
"Hadi ama... Benim işte, Hyunjin!"
Hyunjin'in sitemli çıkan sesine karşı Minho zorla kıkırdamış ve şaşkın bir şekilde etrafa bakmaya devam eden Baekhyun'a dönmüştü.
"Hyung, telefonun yanında mı?"
Baekhyun başını sallayıp telefonunu cebinden çıkartır çıkartmaz ekrandaki ona gülümseyerek bakan Hyunjin'i gördüğünde çığlık atarak telefonu ziyaretçi koltuğuna fırlatmıştı. O anda telaşla içeri giren Chanyeol ise odadaki ikiliye bakıyordu.
"Bir sorun mu var? Normalde girmemem gerek biliyorum ama sen birden bağırınca-"
"Hyunjin yaşıyor!"
"Ne?"
"Bunda o kadar şaşıracak ne var anlamıyorum..."
Minho'nun yatağının karşısındaki televizyonda Hyunjin belirince Chanyeol ve Baekhyun hızla arkalarına dönmüş, ardından her ikisi de uzun bir şok atlatma süreci geçirmişti.
"Yani gerçekten..."
"Yaşamıyorum. Sadece ruhum hapsedildi."
"Kim... tarafından?"
Minho'nun sorusuyla Hyunjin ona dönmüş ve hafifçe gülümsemişti. Minho daha önce bunu hiç sorgulamamış ve Hyunjin de hiç anlatmamıştı.
"Bu bir sır, Minho. Yanıma geldiğinde öğrenebilirsin ancak."
"Yanına geleceğimi nereden biliyorsun?"
"Çünkü öldüğünde ruhunu yanıma çekeceğim."
"Bu delilik!"
Chanyeol odanın içinde volta atarken Minho artık acıdan dolayı yorgun düşmüş bir şekilde olanları izliyordu. En sonunda göz kapakları direnmeyi reddedip kapandığında Minho da direnmeyi bırakıp kendini uykuya teslim etmişti. Chanyeol ve Baekhyun ise Minho tekrar uyanana kadar Baekhyun'un odasına gitmiş, orada Hyunjin ile konuşmaya devam etmişti, korkarak ve çekinerek de olsa.
_____
Sona yaklaşıyoruz 👉🏻👈🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game Link (HyunHo)
FanfictionOldukça sıkı bir oyun bağımlısı olan Lee Minho, gelen maillerine bakarken her zaman olduğu gibi sadece basit bir oyun linki aldığını düşünmüştü. Yetişkin içerik: Şiddet, cinayet, düşük oranda cinsellik.