13

2.4K 326 768
                                    

Minho, ardı arkası kesilmeyen aramalarla beraber homurdanarak gözlerini açmıştı. Hangi manyak sabahın sekizi- pekâlâ, on iki buçukta birinin araması gayet normal karşılanabilirdi. Sinirle telefonunu eline almış ve tam aramayı yanıtlayacağı sırada kapanan görüşme, derin bir nefes almasına yol açmıştı. Birisi veya bir şey tarafından uyandırılıyor olmak bazı insanların sinirini bozardı ya, bu durumu yaşayanlardan biri de Minho'ydu işte.

"Sonunda uyanabildin."

Minho, Hyunjin'in sesini duyunca irkilmiş ve çığlık atmamak için kendini son anda tutmuştu. İrileşmiş gözlerle karşısındaki televizyonda duran Hyunjin'e baktığında Hyunjin'in ona bakarak güldüğünü görmüştü. Fakat Minho pek mutlu değildi. Yani sabahın köründe -en azından onun için sabahın köründe- uyandırılmıştı, hem de korkutularak! Bunun acısını anlatabiliyor muyum!

Minho göz devirirken yataktan kalkmış ve yandaki komodinde duran, banyo yapıp Chanyeol'ün kıyafetlerini giyebileceği yazılı notu eline alarak okumuştu.

"Ne yazıyor?"

"Akşam yemeğinde beni yiyeceklerini söylemişler."

"Ciddi ol biraz."

Minho kıkırdarken bu sefer göz deviren taraf Hyunjin olmuştu. Minho hâlâ Hyunjin'den korkuyor olsa bile az çok alışmaya başlıyordu.

"Banyo yapabilirmişim."

"Seni izleyebilir miyim?"

Minho'nun gülüşü Hyunjin'in lafıyla kesilirken kızaran yanaklarına aldırmadan şaşkın bir şekilde Hyunjin'e dönmüştü. Hyunjin ise Minho'ya bakarken dudaklarını diliyle ıslatmıştı. Bir cevap beklerken Minho sadece eliyle yüzünü kapatmış ve komodinden aldığı havlunun üzerine telefonunu koyarak koşar adımlarla banyoya girmişti. Anladığınız üzere bu, "evet" demekti.

Minho banyoya girdiğinde telefonunu suyu doldurmaya başladığı küveti rahat bir şekilde gören bir yere koymuş, su dolduğunda ise kıyafetlerini bir çırpıda çıkartarak küvete girmişti. Eskiden sevgili olduklarında Minho hiç utanmadan bedenini ona gösterebiliyor olsa da yıllar boyunca Hyunjin'i yıllar boyunca görmemişti bile. Şimdi ise ister istemez utanıyordu.

Felix'le seks yaparken bedenini göstermekten utanmıyordu ama, değil mi?

"Minho, dediklerimi yap."

Minho sakin bir şekilde duş almaya çalışırken duyduğu Hyunjin'in normalden biraz daha kalın ve boğuk çıkan sesine karşı tamamen kaskatı kesilmişti.

"H-hayır. Burada değil."

"Sana, dediklerimi yapmanı söyledim."

Minho'nun yanakları iyice kızarırken Hyunjin'e bakmaya bile utanıyordu. Hyunjin'in dediğinin ne anlama geldiğini biliyorsunuz.

Minho çaresizce başını onaylar şekilde sallamış, tıpkı dediği gibi Hyunjin'in dediği her şeyi uygulamıştı. En zor kısmı ise sessiz olmaya çalışmaktı. Neyse ki bunu başarabilmişti.

Banyodan yorgun bir şekilde çıktığında telefonunu yatağın üzerine fırlatmış ve kenarda duran kıyafetleri alıp üzerine geçirmişti. O arada kapı çalındığında Minho müsait olduğunu söylemiş ve ardından Baekhyun odaya girmişti.

"Min, iki kişi geldi ve seni soruyorlar."

Minho kaşlarını hafifçe çatmış, Baekhyun'un arkasından odadan çıkmıştı. Oturma odasında Felix ve Changbin duruyordu ve Changbin oldukça sinirli görünüyordu. Felix korkmuş gibi dursa da göz bebeklerinin içinde saklı şeytani ifade bir hayli belli oluyordu.

Minho ise Changbin'den de korkuyordu. Korkunun etkisiyle ayakta duran Chanyeol'ün biraz arkasında durmuş, tırnaklarını avuç içlerine geçirmişti.

"Neden geldiniz?"

Minho'nun aklındaki soruyu Chanyeol sorunca Changbin ayağa kalkıp Chanyeol'ün karşısına geçmiş ve işaret parmağıyla doğrudan Minho'yu göstermişti.

"O itin bir an önce tımarhaneye kapatılması gerek. Deli o."

"Onun deli olup olmadığında bir psikiyatrist olarak ben karar veririm. Siz değil."

Changbin'in yüzü anlık olarak düştüğünde Minho her ne kadar gülmek istese de kendini zor tutmuş ve Chanyeol'e bakmıştı. Changbin'e ısınamamış gibi görünüyordu. Felix ise anlık olarak Minho'ya bakmış ve kötü bir gülümseme sunduktam sonra eski haline geri dönmüştü. Tabii bu an Minho'nun olduğu gibi Chanyeol'ün de gözünden kaçmamıştı. Mesleğinin bir etkisi olarak değişen her ifadeyi anlık olarak takip edebilir olmuştu. Bu yeteneğinden de oldukça memnundu açıkçası.

"Minho korkuyor. Evimden çıkmanızı rica ediyorum."

"Onu alana kadar hiçbir yere gitmiyo-"

Changbin Minho'nun üzerine yürüdüğünde Minho korkuyla geri çekilirken Chanyeol ise Changbin'in yüzüne sert bir yumruk atarak lafının kesilmesini, artı olarak yere düşmesini sağlamıştı. Minho tekrardan gülmemek için kendini zorlarken onun yerine Baekhyun istemsizce kahkaha atmıştı.

"Minho hyung, b-bana bildiklerinizden daha fazlasını yaptı..."

Felix kısık bir ses tonuyla konuştuğunda tüm odak Felix'e dönmüştü. Minho o sırada daha ne kadar şerefsiz damgası yiyeceğini sorguluyordu. Öte yandan da Chanyeol'ün yalanı anlayabileceğini kısmen bildiği için içi biraz da olsa rahattı.

"Ne yaptı?"

"Bir süre önce biz öylesine mesajlaşıyorduk ve birden bana Hyunjin'i anlatmaya başladı. Ona ne kadar benzediğimden ve beni istediğinden bahsetti. O günün gecesi de evime zorla girdi ve..."

Felix ağlamaya başlarken Chanyeol'ün kaşları şaşkınlıkla havaya kalkmıştı. Bu sefer tüm gözler Minho'ya dönerken Minho başını hızla iki yana sallamış ve nasıl inandıracağını düşünürken tırnaklarını avuç içlerine daha çok bastırmıştı.

"Hayır, hayır yemin ederim öyle bir şey olmadı! Biz Hyunjin hakkında sadece kamp gecesinde konuştuk!"

"Yalancı! Senin yüzünden kaç defa ölmeyi istedim haberin var mı!"

Changbin tekrar Minho'ya ulaşmaya çalıştığında bu sefer başarmış ve yakasından tuttuğu gibi Minho'yu duvara yapıştırmıştı. Minho sırtında hissettiği acıyla dudaklarının arasından bir inleme kaçırırken birazdan yüzünde hissedeceği acının daha büyük olacağını biliyordu, bu yüzden gözlerini sıkıca kapatmıştı.

Beklediği acıyı bir türlü hissedemediğinde korkarak gözlerini açmış ve Baekhyun'un, Changbin'in bileğini sıkıca kavradığını görmüştü. Aynı zamanda bedeni titriyordu ve bu onun krize girmek üzere olduğunu işaret ediyordu. Her an her şeyi yapabileceğini bildiği için de yavaş adımlarla Chanyeol'e doğru ilerleyerek arkasına geçip tişörtünü sıkı sıkıya kavramıştı.

Ve evet, Baekhyun kendini tutmamış ve Changbin'in yüzüne art arda yumruklarını sıralamaya başlamıştı. Minho Baekhyun'u durdurması gerektiğini düşünerek ileri atıldığında Chanyeol onu durdurmuş ve tekrardan arkasına almıştı.

"Krizi böyle atlatmasına izin ver."

Minho bunun üzerine başını sallayıp Chanyeol'e daha da sokulduğunda onun "İşte benim bebeğim." diye mırıldandığını duymuştu. Aynı zamanda gururlu bir şekilde gülümsediğini de görmüştü ve bu onun korkusunu azalırken tuttuğu tişörtü yavaşça serbest bırakmıştı. Tabii bırakmasaydı her şey daha iyi olabilirdi. Bir süre sonra Felix tarafından zorla sürüklenirken bunun pişmanlığını fazlasıyla yaşıyordu.

_____

Normalde sonraki bölüm final olacaktı ama bazı şeyler olması gerektiği için birkaç bölüm uzayacak 👉🏻👈🏻

Game Link (HyunHo) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin