15

2.4K 327 487
                                    

Aradan bir hafta geçmişti. Minho bir haftadan uzun süredir hastanedeydi (uykuda olduğu zamanı da sayarsak) ve artık taburcu olma vakti gelmişti. Açıkçası Minho hastanede kalmaktan fazlasıyla bıkmıştı. Günlerini sıkıcı bir şekilde uzanmakla geçirmektense Chanyeol ve Baekhyun ile eğlenmeyi tercih ederdi. Yine onlarla vakit geçiriyordu tabii ama bilirsiniz ya, hastane ortamı daha farklıdır.

Minho, Baekhyun'un yardımıyla kıyafetlerini giyindikten sonra hâlâ zorla hareket ettiği için tekerlekli sandalyeye oturmuş ve Chanyeol'ün onu yönlendirmesine izin vermişti.

Arabaya binip kısa süre sonra Chanyeol ve Baekhyun'un evine vardıklarında Minho yutkunup başını öne eğmişti.

"Özür dilerim, benim yüzümden onca şeye katlanmak zorunda kaldınız. Sanırım... bundan sonra kendi evimde kalmam daha iyi olur."

"Biz arkadaşız Min. Lafı bile olmaz. Eğer gerçekten gitmek istiyorsan seni zorlamayız ama-"

"Hayır!"

Baekhyun birden bağırdığında arabadaki ikili aynı anda irkilip Baekhyun'un hızlı bir şekilde Minho'ya dönmesini izlemişti.

"İlk olarak bir yanlış anlaşılma var: Minho benim arkadaşım değil, bebeğim. İkinci olarak, tabii ki tamamen iyi olana kadar bizimle kalacaksın! Gerekirse seni odaya kilitlerim! Güvende olduğundan da emin olmamız gerek ayrıca! Ben biricik çocuğumun canını sokakta bulmadım, o can benim karnımda oldu!"

Minho şaşkınca Baekhyun'a bakarken Baekhyun fazla gaza geldiğini yeni fark etmiş, usulca önüne dönmüştü. Ardından boğazını temizleyerek ellerini havada öylesine sallamıştı.

"Yani, bizimle kalacak işte..."

Chanyeol kıkırdayarak Baekhyun'un dudaklarına ufak bir öpücük bıraktıktan sonra arabadan inmiş ve tekerlekli sandalyeyi bagajdan çıkarttıktan sonra Minho'yu kucağına alarak sandalyeye oturtmuştu. Eve girdiklerinde ise Minho koltuğa uzanmış, daha doğrusu uzanmaya zorlanmış, Chanyeol ve Baekhyun ise diğer iki kişilik koltuğa yayılmışlardı.

"Siz çalışmıyor musunuz? Eğer benim yüzümdense-"

"Hayır hayır senin yüzünden değil. Bağımlılığımı yenmek için bir süre mesleğime ara vermek zorunda kaldım. Chanyeol ise bana yardım etmek için bir süreliğine kliniğini kapattı."

"Anlıyorum..."

Uzun süren bir sessizliğin sonunda Minho tekrar uykuya dalmak üzereyken Baekhyun'un ayağa kalkması irkilmesini sağlarken uyumasına da engel olmuştu.

"Yemek yapmaya üşeniyorum. Sipariş verelim mi?"

"Kim ısmarlıyor?"

Chanyeol'ün sorusuyla tekrar uzun bir sessizlik oluşurken iki sırıtan yüz yavaşça Minho'ya dönmüştü. Minho ise onları hiç görmemiş gibi davranarak gözlerini kapatmıştı.

"Minho~!"

"Hayır, misafirim ben!"

Baekhyun Minho'nun yanına gelip elini tuttuğunda Minho dudaklarını büzmüş, en masum bakışlarından birini atmayı denemişti. Açıkçası, başarmıştı da.

"Hyung, hasta ve yaralı bir bebeğe yemek mi ısmarlatacaksın..."

"Paran hasta ve yaralı olmadığı sürece ısmarlayabilirsin."

Baekhyun da oldukça şirin bir şekilde Minho'ya baktığında Chanyeol'e göre ikisi bir tatlılık yarışına girmişti ve kesinlikle berabere gidiyordu. Chanyeol onlara biraz daha bakarsa tatlılıktan kalp krizi geçirebileceğini düşünmüştü. Bu yüzden araya girerek derin bir nefes almıştı.

"O zaman bir video oyunu oynayalım ve kaybeden ısmarlasın?"

Minho ve Baekhyun aynı anda Chanyeol'e dönüp onaylamışlar ve televizyonun karşısına geçmişlerdi. Chanyeol de üç tane konsol ve gözlük getirip konsolu cihaza bağladıktan sonra konsolları ve gözlükleri dağıtıp oturmuştu. Minho'nun her ne kadar canı yansa bile tekrardan oyun oynamanın verdiği heyecan, acıyı unutmasını sağlıyordu.

Televizyon açıldığında ekranda beliren Hyunjin gülümseyerek üçlüye bakmış ve kendi yerine bir oyun ekranı getirmişti. Bir savaş oyunuydu ve bu Minho'yu çok daha heyecanlandırmıştı.

"Herkesi öldüren kazanır, tek kural bu. Kaybeden yemeği ısmarlayacak. Peki kazanan?"

Hyunjin'in sorusundan sonra üçlü birbirine bakmış ve ardından Minho hafifçe omuz silkip mırıldanmıştı.

"Hangi yemeğin alınacağını seçsin?"

"Evet, bu oldukça iyi bir fikir."

Herkes onayladığında Hyunjin oyunu başlatmış ve herkes farklı yerlerde canlanmıştı. Taktıkları gözlüklerin etkisiyle herkes farklı bir ekran görüyordu ve bu da bir kişinin, diğerinin ekranını görmesini engelliyordu.

Oyun gittikçe ilerlerken Minho saklandığı yerde Baekhyun'u bulmuş ve elindeki tabancayla art arda ateş etmeye başlamıştı. Baekhyun ise çöktüğü yerden hızla kalkıp elindeki tavayı Minho'nun kafasına vurarak üç saniyeliğine bayılmasını sağlamıştı. Ve Minho tekrar kalkana kadar az bir miktar canı kalmış olan Baekhyun, kayıplara karışmıştı.

Oyun bir süre daha devam ettiğinde Minho tekrardan Baekhyun'u uzakta görmüş, Chanyeol'ü de görmek için etrafa bakınmıştı. Sahi, oyunun başından beri onu hiçbir yerde görmemişti.

Onu görmemiş olmanın rahatlığıyla Baekhyun'un yanına ilerlemiş, kalan son canını da bitirerek kaybeden olmasını sağlamıştı. Ve ardından başının arkasına yediği kurşun, ikinci ölenin Minho olmasını sağlamıştı. Chanyeol, bulduğu keskin nişancı silahıyla Minho'yu vurmuştu. Böylece kazanan ise Chanyeol olmuştu.

Oyun ekranı kapandığında Baekhyun çok fazla somurttuğu için Chanyeol ona rolleri değiştirmeyi teklif etmişti. Bu da tabii Baekhyun'un işine geldiği için kabul etmişti. Artık yemeyi Chanyeol ısmarlayacak ve Baekhyun da yemeğin ne olacağını seçecekti.

"Pizza yiyelim! Bol parmesanlı, karışık ve sosis-peynir kenarlı olanlardan!"

Baekhyun, Chanyeol'ün onaylamasıyla beraber heyecanla ellerini çırpıp kalkmış ve Minho'yu kucağına alıp tekrar koltuğa yatırmıştı. Ardından yaralarını, onunla konuşarak kontrol etmeye koyulmuştu.

"Hyunjin'den korktuğunu sanıyordum."

"Artık korkmuyorum."

"Peki bunu ne değiştirdi?"

Minho, cevabını bilmediği bu soru ile beraber gözlerini televizyona çevirmiş ve kendisini izlemekte olan Hyunjin'e hafifçe gülümsemişti. Hyunjin'in de ona gülümseyip el sallaması ve gitmesinin ardından Minho, tekrardan Baekhyun'a dönmüştü.

"Sanırım beni hâlâ seviyor, eskisinden daha iyi davranıyor."

"Sen onu hâlâ seviyor musun?"

Minho, yanakları hafifçe kızarırken gülümseyerek tekrardan, bu sefer kapalı duran televizyona bakarak iç çekmişti.

"Evet, fazlasıyla seviyorum."

"Sipariş ettim, on beş dakikaya gelirmiş."

Chanyeol, Minho'nun başını kaldırıp koltuğa oturmuş ve ardından eliyle desteklediği başı bacağının üzerine yerleştirmişti. Chanyeol de garip bir şekilde Minho'yu çocuğu gibi görmeye başlamıştı ve bunun için en küçük bir pişmanlık bile duymuyordu.

Söylendiği gibi tam on beş dakika sonra kapı çalmış ve Chanyeol, Minho'nun doğrulmasına yardım ettikten sonra kapıyı açmaya gitmişti. O arada Minho ve Baekhyun da mutfağa gitmiş, masaya oturmuştu. Bir süre sonra Chanyeol pizzalarla beraber geldiğinde ise kutuların dağıtılmasını beklemiş, ardından farklı konular hakkında sohbetler ederek pizzalarını yemeye başlamışlardı.

Mutlulardı, tabii bir ay sonra Minho kendi evine dönerken kapısının önünde bir grup hastane yetkilisi görene kadar.

_____

Oha olaysız bölüm °-°

Öhm,

Bazı kuşlar bana sonraki bölümün final olduğunu fısıldadı 👉🏻👈🏻

Game Link (HyunHo) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin