5

3.1K 428 383
                                    

Minho dayanamayıp bilgisayarını açmıştı birkaç saat sonra. Çok fazla streslenip aklından binlerce kötü senaryo geçirmişti ve biraz kafa dağıtmaya ihtiyacı vardı. Bu yüzden bilgisayarın şifresini girdi ve hangi oyunu oynayacağını seçmek için ekrana göz gezdirdi. Fakat gördüğü şey onu pek de memnun etmemişti.

Bilgisayarında, o oyun vardı. Telefonunda gördüğü kapak fotoğrafında artık ona korkutucu gelen gülümsemesiyle Prens H, tam olarak Minho'nun gözlerinin içine bakıyor gibiydi. Üstelik oyunu bilgisayarına indirmemişti bile! İşler onun için daha garip bir hal almaya başlıyordu.

Minho, oyunu silmesi gerektiğini düşündüğü için oyunun üzerine geldi ve faredeki sağ tuşa basıp sil seçeneğine tıkladı. Oyunun silindiğini gördüğünde rahatlayacaktı ki tam o anda oyunun silinmediğini, aksine açıldığını fark ettiğinde korkuyla oturduğu zeminde geriye kaydı. Bilgisayarına virüs girdiğini düşünmüştü ama bu çok daha farklı gibi duruyordu. Oyundan hiçbir şekilde çıkamıyor, bilgisayarını bile kapatamıyordu. Üstelik oyun eskisi gibi de değildi. Ekranda, şu an tam yanında duran CD görünüyordu ve altında da onu televizyona bağlaması gerektiğini belirten bir yazı vardı. Her ne kadar istemese de hipnotize olmuş gibiydi. CD'yi titreyen ellerinin arasına aldı ve televizyona bağlı olan oynatıcıya takıp konsolu eline alarak açılan oyunla bakıştı.

Yaklaşık on dakika boyunca korku dolu bir şekilde televizyon ekranına baktıktan sonra sesli bir şekilde yutkunup oyunu başlattı. Oyun, korktuğunun aksine sorunsuz bir şekilde çalışıyordu. Minho tüm bölümleri bazen fazlasıyla zorlansa da başarılı bir şekilde atlamış ve son bölüme ulaşmıştı. Oyunu kazanırsa her şey biterdi, değil mi?

Son bölüm sadece biraz kara parçası ve fazlasıyla sudan oluşuyordu. Başlangıçtaki kara parçasında Prens H, diğer tarafta ise prenses duruyordu. Minho boş alana, herhangi bir şey çıkma olasılığına karşı saldırmıştı ama hiçbir şey yoktu. Normalde canavar için verilen uyarı işareti de yoktu. Bu yüzden sırtını dikleştirip Prens H'in suya atlamasını sağladı ve karşıya geçirdi. Gerçekten hiçbir sorun çıkmamıştı ve kolayca karşı tarafa geçmişti. Fakat bir terslik vardı.

Oyunun arka planında çalan müzik birden bire değişmiş, bozuk bir plaktan çıkıyormuşcasına cızırtılı ve bozuk bir hale gelmişti. Aynı zamanda gözle görülebilir bir hızda oyunun grafikleri değişmiş, olabildiğince gerçekçi olmuştu. Minho konsolu yere bıraktığında ise oyun, bir animasyon gibi devam ediyordu.

Prenses, Prens H'in saçlarından tutmuş ve başını yüzerek geldiği suyun içine sokmuştu. Bu arada bir şeye dikkat etmişti Minho: prensesin yüzü, kendi yüzünü andırıyordu. Tıpatıp aynısı gibiydi hatta.

Prens H. bir süre çırpındıktan sonra hareketsiz kalmıştı. Prenses, yavaş bir şekilde başını Minho'ya çevirip tam olarak gözlerinin içine bakarak Minho'nun yanında bir yeri işaret ettiğinde Minho korkuyla prensesin gösterdiği yere baktı. Tam gösterdiği yerde, bildirim ışığı yanıp sönen telefonu duruyordu. Korkudan tir tir titreyen bedenini zapt etmeye çalışırken telefonu aldı ve bildirimi açtı. Bildirim oyundan geliyordu. Üzerine bastığında ise fotoğraf galerisi açılmıştı. Galerisinde oyun için bir klasör var olarak görünüyordu. İçinde birkaç fotoğraf ve bir video vardı sadece. Derin birkaç nefes aldıktan sonra klasörü açıp şok içerisinde, karşısındaki görüntülere baktı.

"Sürprizim hoşuna gitti mi, bebeğim?"

Minho birden bire duyduğu tanıdık sesle irkilerek televizyon ekranına baktığında ıslak, sarı ve su yüzünden hafif dalgalanmış saçları, çırpınmaktan ıslanıp çamura bulanmış kıyafetleri ve kan kırmızısı gözleriyle ekranın tam ortasında durmuş Prens H. ile karşılaşmıştı. Tam olarak Minho'nun gözlerine bakıyordu ve aniden karşılaştığı bu manzara, Minho'nun minik bir çığlık atmasına sebep olmuştu. Kaçmak istiyordu ama yerinde çivilenmiş gibiydi. Tek yapabildiği, Prens H.'in gözlerine bakmaktı.

"Beni hâlâ tanımadın mı?"

Prens H.'in sözleri üzerine Minho, onu dikkatlice incelemişti. Ses tonu, fotoğraflar, yüzü, onun aklına sadece bir kişiyi getirmişti. Bunun olmasına ihtimal vermese de gerçekti ve bu Minho'nun nefesinin kesilmesine, başının dönmesine, midesine kramplar girmesine sebep olmuştu. Ve korkudan bayılmadan önce, titreyen sesiyle ismi fısıldamıştı.

"Hyunjin..."

_____

Selam selam selam!

Bir şeyler yazdım ben 👉🏻👈🏻

Fici tam olarak kurguladığım gibi ilerletiyorum, bu çok nadir bir şey🥺. Ama ne eksik biliyor musunuz, heves😔. O da şu minik yıldız ve onun yanındaki yorum baloncuğundan geliyor, bilin istedim sadece 👉🏻👈🏻

O zamaaan kendinize iyi bakın💛💛💛

Game Link (HyunHo) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin