36.bölüm-Sustuklarımız kadarız

70 28 6
                                    

Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın:)

🍂🍂🍂

İçimde daha önce hissetmediğim kötü bir his var. Kalbim deli gibi atıyor ve vücudum tamamen kendini salmış vaziyetteydi. Daha fazla orada duramayarak yavaşça çardağın arkasından, arka bahçeye doğru yürüdüm. Yüksek duvara sertçe zıplayıp kendimi hiç düşünmeden diğer tarafa attım. Yüksek duvardan düşmemle acıyla inledim. Daha fazla dayanamayarak ağlamaya başladım. Bu gece çok zordu. Bir yandan bileğimi tutuyor bir yandan da tüm bu olanlara ağlıyordum. Çaresizlik böyle bir şey miydi?  Umutsuzca ağlamaya devam ettim.

"Bazen hiçbir çıkış yolu yokmuş gibi görünür."

Duyduğum sesle birden irkildim. Bu da kimdi? Hem korkup hem panik olmuştum. Arkadan gelen bu sese karşılık başımı yavaşça çevirdim. Simsiyah giyinmiş bir erkek duruyordu karşımda. Başındaki siyah şapka yüzünden yüzü dahi görünmüyordu. Yüzüne boş boş bakarken elimden tuttu ve yerden kaldırdı beni.

"İnsan sustukları kadardır." dedi büyüleyici bir sesle.

Hâlâ ne dediğini anlamıyordum bu yabancının. Bir başını kaldırsa yüzünü göreceğim fakat yerdeydi bakışları.

"Ne diyorsunuz?" diye sordum mat bir sesle.
Biraz bekledi ve nefes alıp cevap verdi.

"Aras'ı ara seni evine götürsün."

Bunu söylemesiyle kaşlarımı kaldırdım. Bir kaç adım attım ona doğru.

"Sen de kimsin?" diye sordum soğuk bir sesle. Bir kaç adım attı bana doğru ve sessizce kulağıma eğildi.

"Unutma.. en karanlık gecelerin bile aydınlık sabahları vardır..." dedi ve devam etti. "En karanlık gecelerin bile."

Son cümlesini üstüne basa basa söylemişti. Cevap vermeme fırsat tanımadan sokağın sağından saptı ve gözden kayboldu.

"Bazı gecelerin aydınlık sabahları yoktur."dedim sessizce. Söylediklerine cevap veriyormuşum gibi.

Bı gizemli adam kimdi bilmiyordum fakat dediğini yaptım ve Aras'ı aradım. Bir kaç çalışta açtı.

"Alo Aras sana atacağım konumdan beni alır mısın?" diye sordum.

"Sen iyi misin? Sesin hiç iyi gelmiyor."

Derin bir nefes aldım ve burnumu çektim.

"İyiyim. Bekliyorum seni lütfen hemen gel."

"Tamam."

Telefonu kapatıp daha sakin bir yere geçip oturdum. Derin bir nefes aldım gözlerimi kapatarak. Neredeyse 1 saat boyunca orada öylece hiçbir şey yapmadan bekledim. Aras arabayla geldiğinde ön koltuğa oturup başımı cama yasladım.

"Esin konuşmak ister misin?"

Aras'ın sorusuyla irkildim. Başımı camdan kaldırıp ona doğru döndüm.

"İsterim." dedim sessizce.

Arabayı sakin bir yere çekip durdurdu. Beni arabadan indirdi ve ıssız bucaksız dağlık alanda bir yere oturttu. Hemen kendisinde karşıma oturdu.

"Anlat her şeyi." dedi yatıştırıcı bir ses tonuyla.

"Her şey gün batımında tren raylarına gitmemle başladı..." dedim ve sanki tüm yaşadıklarım bir film gibi gözümün önünden geçti anlatmaya başladığım andan itibaren. Rüzgar'la yaşadığım özel anların hiçbirinden de bahsedemedim. Sonsuza kadar sadece ikimize özel kalacaktı yaşadıklarımız. Aras'a detay vermeden olayları anlattım. Son duyduklarına üzülmüş gibiydi ama soğukkanlı davranıyordu.

"İyileşebilir, İnan bana ona destek olman için her şeyini verecektir. Sadece onun yanında ol Esin. Kendini bu kadar harap etme."

Başımı olumlu anlamda salladım. Yarın olmasa da diğer gün onunla muhakkak konuşacağım. Yalnız olmadığını hissettireceğim ona. Aras eliyle göz yaşlarımı silip gülümsedi.

"Rüzgar seni ağlarken görürse çok üzülür."

Bunu söylemesiyle yüzüne uzun uzun baktım. Zar zor gülümsemeye çalıştım.

"Aras.." dedim ve devam ettim. "..senin gibi bir arkadaşa sahip olduğum için çok şanslıyım."

Gülümsedi ve elimden tutup beni oturduğum yerden kaldırdı.

"Bugün çok yoruldun, eve gittiğinde uzun uzun uyu." dedi şefkatli bir sesle.

"Olmaz, Ayça'ya anlatmam gerekiyor artık her şeyi." dedim reddederek. Kaşlarını hafif kaldırdı. "Haberi yok mu?" diye sordu. Şaşırmış gibiydi. Başımı olumlu anlamda salladım. "Yarın söylersin sen de. İstiyorsan ben de gelirim destek olmak için."
"Olur hatta çok iyi olur. Yarın annem gittikten sonra seni arayacağım, hem Ayça'da seni görürse yumuşar."

Gülümsedi. Sanırım aşk böyle bir şeydi. Adı geçtiğinde bile gülümseyip sevgi duymak.

Peki ya dostluk? Sanırım onun en güzel örneğini biliyoruz. Ama.. o her güldüğünde mutlu olan nedense hep ben oluyorum. 'Her şey daha iyi olacak.. her zaman yanında olacağım Rüzgar.'

MATEM RÜZGÂRI [F•]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin