Bölüm 65

7.2K 663 408
                                    

"Bulut, cidden mi?" diye gülerek konuşurken odamın kapısı bir anda açıldı. Şaşırarak kapıya döndüm. Kapımı çalmadan odama pek giren olmazdı.

Babamı görmemle gözlerim açıldı ve ayağa kalktım. "Kimle konuşuyorsun sen?" diye sordu telefonuma bakarak.

Şimdi korkmamalı ve kekelememeliydim.

"Buğra'yla." dedim aklıma ilk gelen ismi söyleyerek. "Buğra'yla demek?" diye sorgularak gözlerime baktı.

Telefondan Bulut'un nefes seslerini duyuyordum.

"Ver bakayım bana." deyip elini uzattı babam. Veremezdim.

"Baba özel bir şey konuşuyorduk." diye itiraz ettim. "Ben bir konuşayım onunla, sonra devam edersiniz konuşmaya."

Korkudan gözlerimi kapatarak telefonu kulağımdan indirdim. Babama uzatırken resmen nefesim titriyordu.

"Buğra'yı Bulutlu Eti Pufum diye mi kaydettin sen?" demesiyle bir şey diyemeden suratına baktım.

Ağzımı bozmak istemiyordum ama kötü bir durumdaydum şu an. 10 dakika sonra ne yaşanacaktı bilmiyordum.

"Alo." diyerek telefonu kulağına tuttuğunda Bulut'un cevap vermemesi için dua etmeye başladım.

"Kimsin sen?" diye sordu babam. Bulut'un sesini işitemiyordum. Keşke hoparlöre alıp verseydim.

Odanın kapısında abimi görünce ona baktım. O ise anlamayarak babama bakıyordu.

"O şekilde kim olduğunu sormuyorum. Kızımın neyisin?" diye sinirle konuştu babam. Bulur n'olur arkadaşıyım de n'olur.

"Tamam, kapat." diye kızarak konuştu ve telefonu kapattı. "Kim bu çocuk Helin?"

Üzerime doğru geldiğinde korkuyla yutkundum. Babam beni hiç dövmemişti ama ne zaman üzerime bu şekilde gelse bana vuracak diye korkuyordum. Çok sinirli bir insandı.

"B-baba önce beni bir dinle." diye titreyerek konuştum. Gözlerim çoktan dolmuştu bile.

"Dinlenecek ne var Helin? Adam sevgilisiyim dedi. Benim buna asla izin vermeyeceğimi bilmiyor musun sen!?" Bağırmasıyla sıçrayarak arkamdaki yatağıma düştüm. Daha doğrusu oturdum.

"Baba ben yirmi yaşındayım." dedim iki gözümden de yaşlar akarken. Babam sinirle odanın içinde volta atmaya başladı. Annemle abim kapının orada bize bakıyorlardı.

"Yirmi yaşında olman bir şey değiştirmez! Sen bu evde benim korumam altındasın. Evlendikten sonra ne halt edersen et!"

Ellerimi yüzüme kapatarak ağlamaya başladım. Bu kadar güçsüz olup ağlamaktan nefret ediyordum.

"Baba, tamam. Korkutma artık kızı." Abimin sesini duyunca ağlamam biraz daha arttı.

"Sakın karışayım deme Ege. Zaten annenle senden yüz bulmuştur, ben eminim."

Babam gerçekten de çok sinirlenmişti. Birisini sevmem neden suçtu?

"Baba sakin ol, içeri geç hadi." Elimi yüzümden çekip babama baktım. O ise sinirle telefonuma bakıyordu. Telefonumu da vermeyeceğine emindim.

"Sen biliyor muydun?" diye abime doğru döndüğünde abim bana baktı. Anlatmıştım abime.

"Benim haberim vardı baba. Sevgilisi kötü bir adam değil, boş yere sinirleniyorsun." Babam telefonumu sinirle avcunun arasında sıkarak bana döndü.

"Aklın başına gelene kadar telefon melefon yok sana. O Bulut mudur ne haltsa o çocuğu da aklından çıkar!" Babam hışımla odamdan çıktı.

İç çekerek ağlamaya devam ettim. Suç bendeydi. Keşke babam evdeyken Bulut'la konuşmasaydım.

"Helin." diyerek abim yanıma oturdu. Annem gitmişti.

"Abi, babam niye böyle?" dedim burnumu çekerek. Abim beni sol koluyla sarıp göğsüne yatırdı.

"Sakinleşecektir, ağlama sen." deyip başımdan öptü.

Sakinleşse ne olacaktı? Ben Bulut'tan vazgeçmezdim. Babam da bunu kabul etmezdi.

Hıçkırarak saatlerce ağladım desem yalan olmazdı.

Acaba Bulut ne yapıyordu?

*

Hiç tutarım yok ha benim. Bir kitabımda babası neden bana anlatmadın diye trip atar. Bir kitabımda babası aşırı fazla tepki verir. Eh ne yapacaksınız güzel ülkemin güzel insanları...

Bulut'tan nasıl bir atak bekliyorsunuz?

Helim'in babasına biraz da burada sövebilirsiniz.

Ve neden artık sınırları aşırı yavaş dolduruyorsunuz hatta doldurmuyorsunuz? :(

Sınır:

135 Vote

240 Yorum

Bulutlu Kekim | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin