Uzun bir bölüm oldu. Sindire sindire okuyun🖤
Mimi kollarını göğsünde bağlarken burnunu havaya dikti.
"Senin gibi bir sürü aptal insan daha." Kaba tabiriyle diğerleri şaşırırken Mimi'ye kaşlarımı çattım.
Mario ve Theo'yu gösterip "O ikisi prens." Ardından Kylie'ye döndüm. "O gördüğünde Savaşçı Prenses Titanya."
İşte şimdi Mimi'nin dikkatini çekebilmiştik. Onlara döndü ve beni işaret etti.
"Kusuruma bakmayın ama neden bu arsız kızla arkadaşlık ediyorsunuz efendim?"
"Mimiiiii" dediğimde çoktan kalkmış onu kovalıyordum.
"Seni itaatsiz ,seni yaramaz, seni şapşal peri. Hemen buraya gel."derken zıplıyor ve onu yakalamaya çalışıyordum. Daha yeni bayılmış birini ne hallere sokuyordu.
"Hemen benden özür dile arsız insan kızı." Mimi kibirli konuşurken onu ayağından yakaladım ve aşağı çektim. Onu baş aşağı tuttuğumda sırıttım. Oysa ters durduğu için açılan elbisesini tutmaya çalışıyordu. Gözlerimi devirdim. Alt üstü 5 santimlik bir bacağı ve minicik poposu vardı.
"Sapık insan kızı! Seni yamyamlara vereceğim."
Tam ona cevap verecektim ki bizimkilerin garip bakışlarını görmüştüm. Ne yapacaklarını bilemez gibi bir halleri vardı. Mimi ile aynanda konuştuk.
"Ne?"
Üçü birden kahkaha atmaya başladığında oda yıkılacak sanmıştım.
Hep beraber odada sohbete, muhabbete dalmış geçen saatin farkına varamamıştık. Akşama kadar odada şakalaşmış, oyunlar oynamıştık. Ve bugün ki bütün dersleri de ekmiş bulunmuştuk. Ama akşam yemeğinden sonra da kajune dersleri vardı. Bazı kajuneler gececil olduğu için böyle bir çözüm bulmuşlardı. Bizde kajunelerimizle alıştırma yapmak için ona girecektik.
Odadan çıkıp yemekhaneye yürümeye başladığımızda koridorlarda uçan ,koşan kajunelerden geri çekiliyorduk. Onlar bize Tanrıların bir hediyesiydi. Herkes onlara saygı duyardı. Yemekhaneye geldiğimizde sıraya girmiştik. O kadar çok konuşup gülüyorduk ki bakışlar bize dönüp duruyordu. En çok dikkat çeken şüphesiz Mimi'di. Dövmeye dönmeyi inatla reddediyordu. Ordan oraya pırıltılar saçarak uçuyor bazende omzuma veya başıma konuyordu.
Herkes fısıldaşırken tüm dikkatler artık Mimi'nin üzerindeydi. Periler çok nadir ve özel canlılardı. Kylie'nin dediğine göre bu okulda başka peri kajunesi olan yoktu. Yemek sırası bize geldiğinde Mimi burnumun ucuna gelmiş yemeklere bakıyordu.
"Bende yemek istiyorum."dediğinde omuz silktim.
"Ye." Bana sinirle baktıktan sonra altın sarısı ışıklar saçmaya başlamış saniyeler içinde büyüyüp benim boyuma gelmişti. Kalçasına kadar gelen altın sarısı saçları ve birer yıldız gibi parlayan gözleriyle fazla insanüstü görünüyordu. Ki zaten insan değildi. Herkes ağzı açık kalırken elinde ki kaşığı düşürenleri görmüştüm. Mimi'nin üstünde ki beyaz elbise kapatmaktan çok sergiliyordu. Sırt ve göğüs dekoltesi , tül tül inen eteği ise cesur yırtmaçlarla doluydu. Eliyle saçlarını geriye savurdu parmağını şıklatmasıyla kanatları yok oldu.
Gözlerimi kısarak ona baktım. Dikkatlerin üstünde olduğunun farkındaydı ve bilerek burada gösteri yapıyordu. Sinsi peri. Kylie'nin Mario ve Theo'nun ağzını kapattığını gördüğümde kıkırdadım. Erkekler bazen çok komik oluyorlardı.
"Oha, Mimi acaba benimle evlenmeyi düşünür müydün?" Mimi, Mario'ya öpücük attığında Mario olduğu yerde kalmış iç çekerek Mimi'ye bakmıştı. Şeytan Mimi. Herkesin aklını başından almaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜZİĞE BULANMIŞ BEDENLER (BİTTİ)
Fantasi"Bu diyarı değiştirelim sevgilim." Dudağına doğru fısıldayarak devam ettim. "Bu krallıkları yerle bir edelim." ***** Bir sese, bir müziğe, bir şarkıya ne kadar tapabilirsiniz? ***** Bir kızın ne kadar değişebilec...