BÖLÜM 1

9.9K 418 190
                                    

Okuldan çıktım yavaş adımlarla. Hava yağmurluydu. Ankara'nın soğuğuna alışıyordu insan bir süre sonra ama şu yağmur eklenince sinir oluyordum.

Faruk bana öpücük atıp arabasına atladı. Sevgili sevgilim (!) bu yağmurda bile beni bırakmasına değecek kadar önemli bir kursa katılmıştı. Bugün ilk dersine gidecekti.

Biraz kafamı dinleyebilecektim, mutluydum.

Normal şartlarda rahat bırakmadığı için-

Telefonum çaldı.

Yavuz abim arıyordu.

"Alo, abi?"

"N'aber kız?"

"İyidir, senden naber?"

"İdare ediyoruz işte. Sabah aramıştın, anlat bakalım. Noldu?"

"Abi... Sakin misin şu an?"

"Sakinim, anlat."

"Abi benim başım belada."

Okulun dış kapısından da çıkmıştım. Yağmur yüzüme yüzüme vuruyordu.

"Ne belası lan?"

"Bir çocuk, takıldı peşime abi. Bırakmıyor."

"Ne diyorsun kızım sen? Şakaysa sıçarım ağzına."

"Böyle bir konuda şaka yapacak kadar delirmedim."

"İlk uçakla geliyorum."

Durak uzak olduğundan, yakınlardaki bir kitapçıya sığınmak için ara sokağa girdim. Evlerin altından yürüyordum.

"Abi, nasıl geleceksin? Okula ne diyeceksin? Sonra annemler..."

"Siktirme okulu şimdi."

Derin bir nefes aldım. Durdum. Kafamı geriye çevirdim.

Sokağı kontrol ettim. Takip ediliyormuşum gibi bir his vardı içimde.

Fazla mı film izliyordum?

"Abi, sonra konuşuruz."

Bir şey demesine fırsat bırakmadan telefonu kapattım. Endişelenmiştim.

Kitapçıya doğru ilerlemeye devam ettim. Yağmur şiddetini arttırmıştı. Göz gözü görmüyordu desem yeridir.

Tekrar arkama döndüm. Bu hissi boş yere yaşıyor olamazdım bence.

Sokağın tam ortasından birinin yürüdüğünü fark ettim. Birkaç adım geriledim. Göremiyordum yüzünü.

Siyahlar içindeydi. Benimle aynı hizaya geldiğinde durdu. Faruk muydu? Korkuyordum. Eğer Faruk ise benden habersiz nereye gidiyorsun diye kavga çıkaracaktı, fiziksel şiddete bile yeltenebilirdi.

Deli olmayan birinin bu yağmurun altında durup bekleyeceğini zannetmiyordum. Bana doğru yürümeye başladı.

Faruk da siyah giymişti bugün. Ve bana biraz daha yaklaşınca yanılmadığımı anladım.

"Faruk."

"Nereye gidiyorsun sen?"

"K-kitapçıya."

"Bana eve gideceğini söylemiştin."

"Evet ama bu yağmurda durağa kadar yürüyemezdim. Orada bekleyecektim yağmurun dinmesini."

Kolumdan sertçe tutup sokağın ortasına sürükledi beni.

"Bekle bakalım yağmurda. Benden habersiz iş yapmak neymiş, gör."

UMAY 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin