Sadece yıldıza basıp beğenerek onların hikayesine ortak olur musunuz? Lütfen :)
Keyifli Okumalar :)
BÖLÜM 6
-HİS-
"Benim seni bulamayacağım hiçbir yer yok, İpek." dedi burun burunayken. "Nereye gidersen git, nereye saklanıyorsan saklan. Yine seni bulurum."
Kalbimde şimşek çaktıran adama baktım. Hiçbir siyah göz bu kadar etkileyici olamazdı.
Siyah, hiç bu kadar anlamlı olmamıştı.
Etrafımdan soyutlanmıştım ve sadece ikimiz varmışız gibi hissediyordum. Kaskatı kesilen midemin rahatlaması imkansız gibiydi.
Belimde duran ellerinin varlığı çok başka boyutlara götürmüştü beni.
Yutkunduğumda ağzımdaki kuruluk hissinin gittikçe çoğaldığını anlayabiliyordum. "Benim için mi geldin?" dedim iri kollarına tutunarak.
"Gelmek istemedim." dedi ve kısa bir duraksamadan sonra devam etti, "ama iyi ki gelmişim."
"Neden?" dedim saf saf yüzüne bakıyordum.
"Gelmeseydim, şu an hala elin heriflerinin önünde kıvırtarak dans ediyor olacaktın." dediğinde dudaklarını dişledi ve tutuşunu sıkılaştırdı. "Geç bile kalmışım."
Kaşlarımı çatıp tuttuğum kollarından kendimi ayırmaya çalıştım ama başarısız olmuştum. "Bu seni ilgilendirmez, ayrıca istemiyorsan niye geldin?"
"Serhat, dışarı çıkalım dedi. İstemediğimi söyleyince sizi gördüğünü söyledi, fikrim değişti." dedi etrafına göz gezdirirken. Seni ilgilendirmez dediğim kısımla hiç ilgilenmemiş, duymazdan gelmişti. Duyduğum şeylerle anlamsızca kaşlarım çatılmıştı. "Serhat bizi gördükten sonra mı aradı seni? Önceden planlanmamış mıydı?" dediğimde onaylarcasına kafasını salladı.
Oysaki Serhat zaten Akın'la dışarı çıkacağını ve geç kaldığını söylemişti. Muhtemelen yalandı. Önceden planladığı bir şey değildi, tam o an arabadayken bizim dışarı çıktığımızı duyunca buna karar vermiş ve sanki önceden planlamış gibi davranmıştı. Yolda bizimle konuşurken birden böyle bir yalan söyleyip daha sonra da söylediği yalanı gerçeğe çevirmek için Akın'ı ikna edip gelmişlerdi. Yanımıza gelebilmek için söylediği bir yalandı.
Yaptığı küçük oyununu anlayınca güldüm istemsizce. Feyza için yaptığını anlamak zor değildi.
"Niye gülüyorsun?" dedi Akın, sert bakışları gülüşüme takılı kalmıştı birkaç saniye.
"Serhat'ın aşırı akıllıca oyununa gülüyorum. Buraya gelebilmek için seni kullanmış." dediğimde "Biliyorum. Şerefsiz, beni anlamayacak sanıyor aklınca." dedi hiç beklemeden. Gözleri mekanın içini tarıyordu. Kör ışıkların aydınlatabildiği kadarıyla etrafa bakıyorduk ama görünürde yoklardı. "İşime geldi ve beni kullanmasına izin verdim diyelim. Yine de hesabını sonra keseceğim onun." dedikten sonra masadaki küçük çantamı da alarak beni çıkışa doğru götürmeye başladı.
Elime çantamı tutuşturduğunda kalabalığı yararak kapıyı açıp dışarı çıkardı. "Nereye?" dedim panik sesimle.
"Kalabalık sevmiyorum İpek."
Gözleri ne zaman kalabalıkta olsak tehdit dolu bakışlarla etrafı tarıyordu ve şimdi de yaptığı oydu.
"Korkuyor musun?" dedim, gözlerimi kısarak ona bakıyordum. Pat diye aklıma geleni sormuştum yine. Sabretmek pek bana göre değildi ve konu Akın olunca bir şeyler için sabredip, beklemek imkansıza yakın bir hal alıyordu. Bakışlarını bana çevirdiğinde kaşları çatıldı ama bir şey demedi. O konuşmayınca ben devam ettim, "İnsanlara öldürecek gibi bakma. Kalabalıktan korkuyor musun sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYYAL
Romance"Kokun," dedi ve duraksadı kısa bir süre, "arabamın içini doldurdu. Bu beni delirtiyor." dediğinde diğer elimin tırnakları avucumun içine can yakıcı izler bıraktı. Sakin kalmaya çalışarak dudaklarımı araladım, "Bu iyi mi, kötü mü?" dedim kısık bir s...