Sadece yıldıza basıp beğenerek onların hikayesine ortak olur musunuz? Lütfen :)
Keyifli Okumalar :)
BÖLÜM 5
-MASUM-
Kıyafetlerin yerlerini keyfime göre değiştirirken sırıtmama engel olamıyordum. Mutluydum. Mağazamızı açmıştık içim kıpır kıpırdı. Her şey yolundaydı. Elimdeki termosumla oradan oraya salınıp sabırsızca müşteri gelmesini bekliyordum. Yerimde duramayacak bir enerjiye sahiptim, mutlu olduğum zamanlarda böyle oluyordum.
Dayanamayıp sokağa adım attığımda Akın'ın ofisinin önüne baktım parmak uçlarımda yükselerek. Hep onu görme umuduyla çıkıp çıkıp bakıyordum ama görebildiğim tek şey arabasıydı.
İçeride çalışıyordu o yüzden onu görememem doğaldı ama görmek istiyordum.
İçimde ki Akın'ı görme isteği hiç bitmiyordu.
Açılış gününün akşamı geldi gözümün önüne, çok değil birkaç gün geçmişti henüz. İstemsizce gülümsedim. Barış yüzünden bana homurdanmaları aklıma gelince gülümsemem genişledi iyice. Sırf bir şey dememek için kendini tutmaya çalışıyordu, tam başarılı olamıyordu ama kendini dizginlemeye çalışıyordu.
Bu halleri bana oldukça sempatik geliyordu ama ona söylemiyordum çünkü sinirine sinir katmak istemiyordum.
Her sinirli hali olmasa da ufak tefek sinirleri tatlı oluyordu. Yoksa görmek bile istemediğim ve umarım görmem diyebileceğim türden bir sinirli hali de vardı ve Koray'ın evine gittiğimizde görmüştüm bunu.
Tekrar içeri girdiğimde arkamdan kapı açıldı ve hızla geri döndüğümde Arda'yı gördüm. Yine nefes nefeseydi. "Neredesin sen? Öğlen oldu." dedim kollarımı önümde bağlayıp.
Mağazayı açalı birkaç gün olmuştu ama sabahları bir türlü uyandıramıyordum o yüzden hep geç geliyordu.
"Abla" dedi heyecanla. "Abla Re-Reyhan." diye kekelediğinde kaşlarım çatıldı.
"Ne olmuş Reyhan'a?" dedim, bu stresli halinin sebebini merak etmiştim.
"İş arıyormuş. Sadece yaz için. Okul açılana kadar. Ben de bir halt yedim." dedi sıkıntıyla. Sona doğru da bana değil yere bakmaya başlamıştı.
Sorgularcasına yüzüne baktığımda ellerini önüne getirdi ve gömleğinin düğmesiyle oynamaya başladı suç işlemiş gibi. Sanırım gerçekten bir suç işlemişti.
Konuşmayıp cevabını beklediğimde "Gel bizim açtığımız butikte işe başla dedim abla." dedi dudaklarını birbirine bastırıp. Alaylı bir şekilde gülümsediğimde 'şaka yaptım' demesini bekliyordum. Hala suçlu bakışlarını sürdürürken alaylı gülüşlerim sinirli gülüşlere dönmüştü ve burnumdan soluyordum.
"O ne dedi?" dedim yine de sakin kalmaya çalışarak. "Tamam dedi abla, çok sevindi. Bak gör nasıl bir sevaba gireceksin." dedi saf saf sırıtırken. "Sevaba girer miyim bilmiyorum ama en çok merak ettiğim şey nasıl bir günaha girdim de senin gibi bomboş bir kardeşe sahip oldum acaba?" dedim gözlerimi kısaraktan.
"Kırılıyorum ama abla. Hem fena mı oldu konuşmaya bahane bulacağım diye günlerdir çırpınıyorum. Sevenleri kavuşturuyorsun. Allah da seni sevdiğine kavuştursun." diyerek imalı bakışlar attığında amin dedim içimden.
Giderayak ettiği duaya sevinirken yüz ifademi korumaya çalıştım. "Hayırdır Arda?" dedim ellerimi belime koyup. "Sen daha kendin gelmiyorsun mağazaya. Öğlen zahmet edip geliyorsun, sorumsuzsun, laf dinlemiyorsun. Bir de bana sormadan kafana göre kızı işe mi aldın?" dedim gittikçe sesim yükseliyordu sinirden. "Gelemez. Söyle boşa gelmesin. Almıyorum işe falan." dedim parmağımı ona doğru sallarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYYAL
Romance"Kokun," dedi ve duraksadı kısa bir süre, "arabamın içini doldurdu. Bu beni delirtiyor." dediğinde diğer elimin tırnakları avucumun içine can yakıcı izler bıraktı. Sakin kalmaya çalışarak dudaklarımı araladım, "Bu iyi mi, kötü mü?" dedim kısık bir s...