Bu da neydi böyle...
Yerdeki notu elime aldım. Karanlık olduğundan telefonumun ışığıyla aydınlatarak okudum.
''Gerçekleri öğrenmeye hazır mısın Hazan?'' yazıyordu. Ne gerçeği... Birisi benimle oyun mu oynuyordu? Bir anda çalıların arasından ses gelmesiyle irkildim. ''Bu çocukça şakaları yaptığına göre her kimsen hala anasınıfındansın demek.'' dedikten sonra anahtarı taktım.
'Ya bunun altında bir şey varsa Hazan, ya peşinde birileri varsa.'
'İç ses saçmalıyorsun. Çok dizi izliyorsun. Saçma bir şey umursamayacağım. Hem neden peşimde birileri olsun ki yani.'
Kapıyı açarak eve girdim. Işıklar sönüktü herkes yatmıştı galiba. Bende gidip yattım. Zaten başım ağrıyordu.
Sabah aşağıya kahvaltıya indim. Abim biraz hasta olduğundan durgun ve sessizdi. O yüzden hasta olmasını hiçbir zaman istemem.
''İyi misin?'' Solgun gözlerini bana çevirerek gülümsedi.
''İyiyim.'' diye söyledikten sonra birden kapı çalınca ikimizde kapıya doğru baktık ve mutfakta olan anneannem kapıyı açtı. Gelenlerin kim olduğunu görünce çok şaşırdım. Aynı anda kapı açılınca abimle birlikte bağırdık.
''ANNE! BABA!''
Ben koşarak ikisine de sarıldım. Daha sonra hep birlikte kahvaltıya oturduk.
''Hemen gitmeyeceksiniz değil mi?''
'' Evet hatta güzel bir haber vereyim mi tatlım? Artık temelli buradayız.'' deyince annem ben çığlık attım.
''Anne, şu kızına bir şey söyle de ses tellerini aldırsın.'' diyen abime bakarak konuşmaya başladım.
''Eski abim geri döndü. Sen hastaydın hani?'' dedim gülerek sonra haşlanmış yumurtasını alnımda kırdı. Bana sırıtıyordu ama son gülen iyi güler.Biraz bekledikten sonra abim kendine yeni çay istemişti. ''Ben doldururum.'' dedikten sonra abim fark etmeden çayına sofrada bulunan tuzdan attım. Sonra da ona verdim kupa bardakta içtiğinden dolayı dibini de göremiyordu, bardağına şeker atıp karıştırdıktan sonra bir yudum alıp püskürtmesi saniyeler içinde gerçekleşti. Bunun olacağını bildiğimden telefonum hazır bir şekilde video çekmek için bekliyordu ve görevini de başarıyla yerine getirmişti.
''Abiciğim iyi misin?''
''Sen... sen yaptın değil mi?''
''İntikam benim için sıcak ve tuzlu yenen bir yemektir.'' deyip göz kırpttım ve videoyu izleyip gülmeye devam ediyordum.
Mutfakta annem ve anneannem bulaşıkları makineye diziyorlarken su içmek için mutfağa geçmiştim.
''Eee kızım nasıl gidiyor görüşmeyeli? Her şey yolunda mı?''
''Evet anne ne olabilir ki.''
Bunu dememle birlikte iç ses harekete geçti.
'Dün sanki bir not bulmuştun kapıda?'
'Önemsiz şeyler için milleti huzursuz edemem.'
'Bir şey olursa önemsizi görürsün.'
Ben iç sesimle tartışırken anneme döndüğümde bir çift endişeli gözle karşılaştım.
''Kızım bir şey mi oldu?'' dediğinde ben bir şey belli etmemeye çalışarak gülümsedim.
''Hayır anneciğim her şey aynı işte.''
''Dalıp gittin bir an, yüzün de düştü gibi emin misin?''
''Evet merak etme.'' annem pek inanmasa da üstelemedi. Daha sonra telefonum titreyince elime aldım.
KİMDEN: Cadı
'Hazan hazırlandın mı?'
KİME: Cadı
'Ay unuttum. Annemler geldiler onlardan dolayı . Hemen çıkıyorum' dedim ve annemlere Eylülle sinemaya gideceğimizi bildirdim. Annem onaylarcasına başını salladı.
''Kızım dikkat et, ince giyinme, dışarısı soğuk!'' Ve annemin geldiği anlaşılmıştır arkadaşlar.
''Tamam anne!''
Bir taksiye binip alışveriş merkezine geçtim kapıda beni sabırsızca bekleyen Eylül'ü görünce hemen yanına gittim.
''Hazan nerede kaldın? Annemler geldi demişsin bir şey yok değil mi?'' Meraklı gözlerle bana bakıyordu.
''Hayır ama temelli gelmişler çok mutlu oldum.''
''Ayy çok sevindim." Eylülle bilet almak için sıraya girdiğimizde bizimkileri de orada gördüm. Biletleri aldık ve içeri girdik. Koskoca salonda bir tek bir tane çift koltuğu boştu numara olarak da bana gelmişti. Eşyalarımı yanıma koyarken bir şahsiyetin sesini duydum.
''Burası dolu!'' dedi o tanıdık ve sinir bozucu ses...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazan
Teen FictionHazan'ın sade ama gizli dünyasını keşfetmeye hazır mısın? Belki de öğreneceği şeyler olmasaydı daha normal olan hayatına devam edebilirdi...