-Bölüm 17- "Mesaj"

145 11 4
                                    

Çığlık atmamla birlikte bütün herkes odaya geldi. Eymen zaten yanımdaydı çekmecenin içinde bulunan şeyi o da görmüştü. Abim yanıma gelmiş ne oldu diye soruyordu.

"Abi herkes dışarı çıksın sadece sen ve Eymen kalsın lütfen." sesim zorla ve garip bir şekilde çıkmıştı. Abim herkesi dışarı çıkarmıştı. Kimler var onu bile görmemiştim. Abim kapıyı kapatırken Eymen çekmecedeki küçük boy olan tabloyu alıp üzerindeki notu okumaya başladı.

"Merhaba Hazan. Abine de selamlarımızı ilet sana bu tatil boyunca çok dikkat etmesi gerek. İyi tatiller. Eğlenmene bak.
-K-"

Tablonun üzerine yapıştırılmış bu kağıdı abim sinirle buruşturup attı. Tabloda ise benim portrem çizilmiş ve kırmızı boyayla kocaman çarpı yapılmıştı. Yine peşimizi bırakmamışlardı. Hâlâ anlamlandıramadığım bir sebepten bunu yapıyorlardı. Babamın hatası ne ki abim de sadece adamın kim olduğunu biliyor ama babam... O hepimizden daha fazlasını biliyor ve belki de şu anki bütün her şeyin sebebi. Adamın kim olduğunu bilsek de bir işe yaramıyor. Babam belki de gerçekten bir hata yaptı ve gün yüzüne çıksın istemiyor. Bilemiyorum... Hep aynı şeyleri düşünmekten ve bir cevap alamamaktan yoruldum artık.

Eymen bana suyu uzatırken koltuğa oturdum. Abim de o sırada birini arıyordu ki zaten tahmin ettiğim kişiydi aradığı.

"Alo? Baba o pislik herif yine tehdit ediyor. Yine Hazan'a zarar verebilir. Ya şu olayı bir an önce çöz ya da... Bak sakin olamıyorum. Tamam büyüğümsün ama kızının ve belki de hepimizin canı tehlike de... Yanımıza birilerini gönder o zaman ya da bu olayı bitir."

"Abi, biraz sert olmadı mı?"

"Şu an sen daha da önemlisin. Babamın geçmişte yaptığı ne haltsa onların bedelini sen ödemek zorunda değilsin." gözlerim her zamanki gibi çeşmelerini açmaya başlamıştı. Gözlerime yaşlar dolarken konuşmaya zorladım kendimi.

"Ama... Babamız o, abi. Onun yükü belki de daha ağır... Sen de kızma..." derken belki de sacmaladığımı falan düşünüyordu ama o babamdı. Benim başıma bir şey gelse bile ben ailemden sevdiklerimden bir kişinin başına dahi bir şey gelsin istemiyorum ki. Abim bana sarıldı. Ben de hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Biraz yatışınca abim konuştu.

"Bak prenses. Tamam o an çok fazla sinirlendim. Seni, o kaçırıldığın gece resmen kaybedeceğim sandım o kadar çok korktum ki. Senden şunu istiyorum bu tatil boyunca tek başına kalmayacaksın. Tamam mı? Hatta Eymen, Selim ya da Berk'in yanından ayrılmak yok bir yere gideceksen üçünden biriyle gideceksin." başımı salladıktan sonra abim çıktı. Biraz sessizlikten sonra Eymen düşüncelerinden sıyrılmıştı ya da bu sessizliğin şu anki sinir bozuculuğunu gidermek için konuşmaya başladı.

"Hazan, abin haklı. Seni her şekilde yanımızdan ayırmamaya çalışacağım. Sırayla yanında kalırız tek tek."

"Bu kadar fazla değil mi? Tatil burası Eymen. Eğlenme hakkınızı benim yüzümden kısıtlamayın."

"Sence sana bir şey olsa tatilimiz yarıda bitmeyecek mi bence şu an için susma hakkını kullan ve o gözyaşları da yerinde dursun akmasın. Sadece her şeye inat gülümse şu an için senden tek isteğim. Elini yüzünü yıka deniz havası alalım biraz hem herkes merak etmiştir." kafamı sallayıp doğruca banyoya ilerledikten sonra yüzümü soğuk suyla yıkadım. Aynada kendime bakınca güçlü gibi görünen ama hiçte öyle olmayan benden ve etrafıma yaşattıklarımdan dolayı kendimden ölesiye nefret ediyorum. Kardeşim şu an benim yerime yaşasaydı böyle olmazdı belki de. Babamın hatası neden sadece beni ilgilendirsin aklım almıyor. Kapım tıklatıldı.

Hazan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin