Sonra biri giriyor hayatıma ve her şeyin değişeceğini, bana sarılıp bulutların üzerine çıkmak istediğini söylüyor. İnandırmaya çalışıyorum kendimi. Hep yanındayım diyor,söylediği bu yalana rağmen inanmaya çalışıyorum. Zorluyorum kendimi,birinin sevgisini göğüs kafesimin içinde hissetmeye ihtiyaç duyuyorum. Zorladıkça uzaklaşıyorum ondan farkında olmadan, herkesleşiyor gözümde. Hep yanındayım diyor çünkü hep yanındayım diyen hangi insan yanımda kalmış ki? Nasıl inanabilirim bu deli saçmasına?
Uzaklaşıyorum git gide. Başında onun her bir hücresini tanımayı isteyen ben her bir hücresinden nefret etmeye başlıyorum. Onun da gideceğini düşündükçe daha çok nefret ediyorum. Bana sarılmayı istemediğini,beni sevmediğini yalan söylediğini söylüyorum. İncitiyorum onu. Farkında olmama rağmen hiçbir şey yapmıyorum bu durum karşısında. Bencilleşiyorum. O yokken de hayattaydım onsuz da hayatta olabilirim diyorum.
Ve her şeyi küçük bir hoşçakala yüklüyorum. Giden değil gitmesine göz yuman gitmiştir derler,sadece derler işte. Benim için giden ve kalan yok bunu bilmiyorlar işte. Gidiyoruz ama ayrı yönlere; boşluk kalıyor geriye. Kalbimin odalarındaki boşluklar. Ruhumu kemiren düşünceler. O gidince de her şey aynı devam ediyor. Hiç hayatımda olmamış gibi. Sadece biraz daha yalnız biraz daha eksilmiş,bana bir şey getirmediği gibi benden bir kaç parça umut götürmüş.
Sevdiğini söylediğinde kendimi inandırmaya çalıştığım için nefret ediyorum. O yalanlarını yüzüne vuramadığım için nefret ediyorum. Sahibini arayan kelimelerimi sahipsiz bıraktığı için nefret ediyorum. Hırçınlaşıyorum. Neyin var diye soranlardan çıkarıyorum hıncımı.Boksta antrenman maçlarımda nefretle dövüşüyorum, insanlar tarafından hasta, sinir hastası olarak nitelendiriliyorum. Anlamıyorlar İçime atıyorum. İçime attıkça birikiyor. Nefes almak zor geliyor. Ona benzer onlarca silüet geçiyor önümden. Yeter diye bağırıp hiçbirini görmemek için gözlerimi kapatıyorum. Her yerde ondan parçalar görüyorum,hayatıma katmayıp çevreye dağıttığı şeyleri toplamaya başlıyorum. Kalbimin boş odalarını onlarla doldurmaya çalışıyorum. Keşkeler kimseyi geri döndürmüyor kimsenin söylemesine gerek yok,bende biliyorum bunu.
Zamanla kalp bile alışıyor,yalnızlığa acılara sızılara.
Bu yüzden herkes için umut var az da olsa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Depresif sanat
Ficción GeneralO gece de sürekli gidip kaldığım o ucuz otel odasındaydım.Ne zaman birilerinden kaçmak istesem bu küçük,rutubetli odaya ve viski şişelerine sığınırdım.O gece de yine böyle bir kaçış günüydü..O otel odası böyle şeylere çok alışkındı.Füme koltukta, bi...