14

44 2 0
                                    

Thomas son zamanlarda fazla gözüme batmaya başlamıştı. Josh da yavaş yavaş uyanınca ona döndüm.

“Bu herif bir şeyler çeviriyor benden demesi.”

Josh sanki cevabı orada bulabilecekmiş gibi elini saçına daldırıp karıştırdı.

“Haklısın. Bence Elena ile uğraşmayı bırakıp Thomas’ın zihnine girmeye çalışmalısın. Onun seni daha az zorlayacağı kesin.”

Gerçekten haklıydı. Ben size bu çocuğun düşünceliyken bir çikolata ile neredeyse eş değer tatlılıkta olduğunu söylemiş miydim? Bir dakika, ben yine konudan saptım.

“İyi fikir ama benim daha iyi bir fikrim var! Büyük bir tepsi kahvaltı gibi!”

Josh bu halime gülüp beni kendine çekti ve sarıldı.

“Obursun derken ciddi olduğumu biliyorsun değil mi?”

Sinirle dudaklarımı büzüp geri çekildim ve çok sert olmayan bir şekilde koluna vurdum.

“Sana ne ya! Fıstık gibi kızım ben! İstediğimi yerim! Hıh!”

Yataktan kalkıp dolabı açtım. Siyah bir şort ve beyaz, üstünde “LOVE IS…” yazan bir tişört alıp banyoya girdim. İşlerimi hallettikten sonra odaya döndüm. Josh da bu sırada giyinip gelmişti. Altında siyah bir pantolon ve üstüne de beyaz, üstünde “…US” yazan bir tişört giymişti. Sahte bir bıkkınlıkla güldüm.

“Bile bile yaptın değil mi?”

Dudak büzdü.

“Belki birazcık?”

Gerçekten gülüp kolumu beline attım ve odadan çıktım. Deli gibi açtım ve Josh ile uğraşmaya kalkarsam akşama kadar odadan çıkamayacağımızı biliyordum.

☼☼☼☼☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼ ☼

Kahvaltıdan sonra ormanın en az ağaçlık yerine gittik. Kayalıklara gitmek çok zaman alıyordu ve bizim her gün alıştırma yapmamız gerekiyordu.

“Yine toprak ile başla istersen? Ama bu defa benim kafamda deneme olur mu?”

O hali aklıma gelince kahkahalarıma engel olamadım.

“Tamam tamam bu defa ağaç sökmeyi düşünüyorum.”

Dediğim gibi yapıp bir ağacın kökünden söküldüğünü düşünüp gücümün az bir miktarını aktardım. Kısa sürede ağaç kökünden çıkmıştı. Hava akımlarının kütüğü desteklemesini sağlayıp havaya kaldırdım. Josh'a’ öpücük attıktan sonra ağacı karşımda duran ve fazlasıyla sağlam görünen meşeye doğru bütün gücümle fırlattım. İki ağaç birlikte yaklaşık yarım kilometre öteye uçtu.

“Bunlar rahat tabii. Bir de su ile ateşi dene bakalım.”

İddialı bir şekilde başımı salladım.

“Öyle olsun bakalım.”

Sol elimde bir su sütunu oluşturduktan sonra sağ elime odaklandım. Kısa süreli bir savaşın ardından ben kazandım ve sağ elimde de ateşten bir sütun oluştu. Zor kısmı buraya kadardı. Sütunları keyfimce hareket ettirmeye başladım. Birbirine doluyor ya da kollarımda gezdiriyordum. Josh ise cesaretlenmiş bütün vücudunu ateşin sarmalamasına izin vermişti. Küçük bir kahkaha atıp kollarımı sarmaşıkların sarmasını sağladım ve havayı kullanarak arada belli boşluk bırakarak ateş ve suyun vücuduma sarmasına izin verdim. Gücü kullandıkça daha fazlasını yapmak istiyordum ama kendimi durdurmayı başardım. Birden hepsi yok olunca Josh endişeyle bana döndü.

REDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin