Y.A | 22.Bölüm 🐝

2.2K 241 364
                                    

*İyi okumalar*

Hilal'den

İnsanlar hata yapardı ama bunu ikinci kez yapıyorsa bu hata değil, tercihti.

Neden yapılan iyilikler yerine kötülüklerin izi kalıyordu? Bu çok acımısızcaydı ama bu hayatta ne kolaydı ki?

İyilikler unutulurdu ama kötülükler asla unutulmazdı. İzel beni arkamdan vurmuştu ama İnanç'a bir şey dememiştim çünkü bu konunun muhattabı o değildi.

İzel'in hayatımdaki yerini ilk defa sorguluyordum ve yıkıldığını hissediyordum, tek dostumda artık yoktu.

Geçmişteki güzel anılarımızı buruk bir tebessümle hatırlamak isterdim ama artık onu bile yapmak istemiyordum.

İki kez tıkladığım kapıya içeriden gir sesi yükseldiğinde derin bir nefes aldım. İçeri adım attığım an Faruk amca bana gülümseyerek baktı.

"Hoş geldin Hilal, bu ne güzel bir süpriz."

Bu bir intikam mıydı bilmiyordum, tek bildiğim hayatın gerçekten acı olduğuydu.
"Çok kalmayacağım Faruk amca, sadece bir kaç şey söylemek istiyorum." Artık nasıl bir haldeysem adamın gülen yüzü de solmuştu.

"Seni dinliyorum Hilal"

İnsan bazen kendini hiç yapmayacağını söylediği şeyleri yaparken buluyordu.

Hayat acımasızdı bu doğru ama insan ondan da acımasızdı.

...

"Geliyorum"

Gelen sesin ardından açılan kapıyla İzel'e baktım. Beni görmeyi beklemeyen yüz bir anda solduğunda tepksizce ona baktım.

"Hilal ben özür dilerim, öyle olmasını-" sözünü hızla kesip "öyle olmasını istedin!" Diyerek devam ettiğimde gözlerini kaçırdı. Ona umursamadan içeri girip uzun zamandır gelmediğim eve baktım.

"Benim anlamadığım şey benim hamile olduğumu söylemen sana ne kazandırdı? Eninde sonunda ortaya çıkmayacak mı?"

Sakinliğimi bozmadan etrafta gezinmeye başladım. Tv ünitesinin üstünde birlikte çekildiğimiz fotoğrafın çerçevesini görmemle fotoğrafı elimi aldım.

Güzel günlerdi ama sanki artık ikimizde o kişiler değildik.

"Ben sadece panikledim o an ne diyeceğimi şaşırdım."

Hala yalan söylemesiyle burukca gülümsedim. Elimdeki çerçeveyi yere atıp ayakkabımla üstünden geçtim, aynı İzel'in arkadaşlığımızı paramparça edişi gibi kırılan çerçeveye baktım.

"Biliyor musun ben bir gün arkadaşlığımız bitse bile bunun sebebinin bir erkek olacağını hiç düşünmemiştim."

Gözlerimi cam parçalarından alamazken kolumu tuttu. "Hilal ben özür dilerim" dediklerinin artık bir önemi kalmamıştı.

Bunun için çok geç kalmıştı.

"Özür birini arkandan vurduğunda dilenecek bir şey değil. Aklından ne geçiyordu, bunu neden yaptın?"

Aslında buraya gelme sebebim sadece buydu. İzel dolan gözlerini kaçırıp utançla başını eğdi. "İnanç'ın sana nasıl baktığını gördüm, bence benimle olma sebebi bile sensin."

Bir kadının kalbini kırmak ne kadar kolaydı. İnanç kendince bir oyun oynuyordu ve bu oyunda önüne geçeni yakıp geçiyordu.

"Gözlerime bak"

İzel kızarmış gözleriyle bana bakarken ona yaklaştım. "Böyle düşünüyorsun diye sende en yakın dostundan vazgeçtin öyle mi? Seni sevmeyen bir adam uğruna yaptıklarından umarım bir gün pişman olursun."

Yaban Arısı | Sınır Serisi IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin