Duygu çok sevdiği sevgilisini bir trafik kazasında kaybetmiş ve hayata onun kalbiyle tutunmuştu. Bulut ikizi Tayfun ölünce iyice kendini kaybetmiş, sevilmeyen çocuk ve ilk gözden çıkarılacak sadist ruhlu biriydi. Zaman geçtikçe Bulut, Duygu'ya aşık olmaya başladı. Duygu ise yalnızca sevdiği adam için öleceği günü bekliyordu. Ta ki sevdiği adamın aslında ona oyun oynadığını anlayana kadar. Bu oyuna ilerleyen zamanlarda Bulut ve Duygu'nun en güvendiği isimlerden biri olan Selim'de çoktan katılmıştı. Peki bu üç adam ne sanıyordu. Bu oyun ölene kadar sürecek miydi? Bu sır asla gün yüzüne çıkmayacak mıydı? Hangi sır toprak olup gitmişti de bu öyle olacaktı. Duygu herşeyi öğrendiğinde asıl oyun başladı. "Artık benim için gerçekten bir ölüsün mezarı olmayan bir ölü" Keyifle okumanızı, bazen sinirlenip, bazen de gözyaşı dökmenizi sağlayacak bir kitap. Duyguların karışacağı yok artık daha neler diyeceğiniz bir kurgu. Keyifli okumalar diliyorum.