Bardaktan boşalırcasına yağan yağmur, sık ağaçlı bu ormanda yeşil yapraklara değerek yüzüne düşerken, o sanki sırılsıklam olmayı umursamazcasına ilerliyordu. Zifiri karanlıkta, ay ışığının bile sıklık ağaçlardan geçemediği ormanda, sadece hafif bir gölge gibi gözüken çalıları elleriyle ittirerek geçmek için kendine boşluk bırakıyordu. Hedefine ulaşmaya o kadar odaklanmıştı ki, dikenli çalının yüzüne çarpınca açtığı kesikten bir haberdi. Yanağından akan sıvı çenesinde oluşturduğu izle beraber yere damlarken, cebindeki zehiri kontrol etme ihtiyacı hissetti. Hedefine yaklaşmıştı, bundan emindi. Kaç yıldır beklediği o an gelip çatmıştı. Yaptığı bütün hazırlıklar karşılığını bulacaktı. Bütün Dünya ona büyük bir teşekkür borçlu olacaktı. İlerdeki açıklığa vuran ay ışığını farkedince yüzünü korkutucu bir gülümseme kapladı. Onu, bulmuştu.