yirmi üç 'ᵐ'

7.2K 392 568
                                    






Uyanalı bir süre olmuştu. Yaptığı tek şey ise hemen yanı başında uyuyan sevgilisini izlemekti. Bakmaya kıyamıyordu. Sanki dokunsa güzel tenine zarar gelecek olmasından korkuyordu. Gözleri her zerresinde geziniyordu, çillerini sayıyordu tek tek...

Gözlerinin içi gülümserken biraz daha yaklaştırdı bedenini ona. Üzerindeki pike beline kadar inmişti. Eli usul bir şekilde alnında duran sarı saçlarına gitti. Uyandırmamaya çalışarak geriye doğru itti yavaşça. Dokunmaya kıyamıyordu sanki. Sessiz bir şekilde sevdiğini mırıldanıyordu sakince.

Bir süre daha geçti öyle. Dün partiden döndüklerinde birbirlerinden ayrılamamışlardı. Hyunjin'in evinde film izleyip birlikte uyumuşlardı. Buna alışamaya başlıyordu ikisi de ve bu o kadar mükemmel hissettiriyordu ki sanki ayrılsalar bir daha bu kadar mutlu olacağını hissedemiyordu Hyunjin.

Derin bir nefes alarak başını yaklaştırdı Felix'e. Kokusu içine doldu. Gözlerini kapattı bir süre. Saçlarında hissettiği parmaklar ile başını kaldırıp günışığı'na baktı. Felix gülümseyerek bir gözünü aralamıştı.

"Günaydın Hyunnie." Uykulu sesi boğuk ve çatlayarak doldurmuştu aralarını. Hyunjin biraz daha geri çekilerek genişçe gülümsedi. "Günaydın günışığım."

Felix kıkırdayarak yutkundu ve elini saçlarına attı. Hyunjin hayran bir şekilde onu izliyordu. Dirseğini yatağa yaslayarak üstten bakmaya başladı ona. Felix gülümseyerek baktı sevgilisine.

"Çok güzelsin." Hyunjin gözlerini her zerresinde gezindirirken söyledi. Kalbindeki bu hız ve heyecana alışmak o kadar zordu ki...

"Neden böyle bir şey dedin şimdi?" Felix gözünü ovarken söyledi. Gülümsüyordu, sesindeki boğukluk gülücüğüne karışmıştı. Hyunjin omzunu silkti. "Söylemek istedim. Seni izlemeye doyamıyorum."

Felix gözündeki elini çekerek biraz doğruldu. Başlarının yaklaştırarak göz göze geldi. "Ben senin neyine doyamıyorum biliyor musun..?" Sesi buğulu bir şekilde çıkarken gözlerindeki gözleri yavaşça yüzünün her zerresinde dolandı ve en son dudaklarını turladı.

Hyunjin yan bir şekilde gülümseyerek dudaklarını ıslattı. Biraz daha yaklaştı, dudaklarının arasında bir nefeslik mesafe vardı. "Hmm, bildiğimi sanmıyorum. Söylemek ister misin..?" Biraz daha yaklaştı ve dudaklarını birbirinin üzerinde tüy gibi gezindi.

Felix kıkırdayarak elini Hyunjin'in omzuna koydu önce. Ardından yavaşça göğsüne kaydırdı. Üzerindeki beyaz tişörtün kumaşından teni belli oluyordu. Bakışları kısa bir süreliğine oraya kaysa da tekrar eski yerine döndü.

"Tenimde gezinen ellerine." Hyunjin yan bir şekilde sırıtarak bedenini biraz daha eğdi Felix'in üzerine. Bu sarışın olanın sırtının yatakla buluşmasını sağlamıştı.

Yumuşak sarı saçları beyaz yastığa dağıldı. Elleri hâlâ Hyunjin'in göğsünde duruyordu. "Öyleyse," Hyunjin biraz daha eğildi ve yumuşacık bir öpücük kondurdu pembe dudaklara. "Sana daha çok dokunmamı ister misin?"

Felix ellerini, Hyunjin'in göğüslerinden omuzlarına doladı ve ardından saçlarının diplerine çıkardı. Gülümseyerek başını salladı sakince. Hyunjin gülücüğüne karşılık verdi günışığının.

sterlicia | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin