❀
Filme tam anlamıyla odaklanmış durumdaydı. Aslında çok da dikkatle izlenecek bir film değildi ama Hyunjin, dikkatle izlemeyi severdi. Elindeki çikolatadan ısırık aldığı sırada kapının tıklama sesini duydu. Fakat şimdi hiç kalkıp açma kafasında değildi.
Kapı bir süre sonra tekrar çalınca filmi durdurdu. Ardından da zil çalmıştı zaten. Derin bir nefes alarak, kucağındaki dişsiz peluşunu bırakarak hâlâ çalmakta olan kapıya yöneldi.
Filmi bölündüğü için biraz sinirli hissediyor olabilirdi. Kapıya ulaşınca hızla kulpu tuttu ve indirdi. Demir kapı ağrılıya yavaşlayarak açılmıştı.
Siyah saçlarını geriye iterken, kapısının önünde duran kargo görevlisine baktı. Adam gülümsedi ve elindeki kutuyu uzatmadan önce başını kutunun üzerinde duran kağıtlara eğdi. "Lee Felix?"
Siyah saçlı kaşlarını çattı. Lee Felix. Başını yana salladı. "Üzgünüm, yanlış daire." Adam, kağıtta bakışlarını gezdirirken daire numarasına baktı. Ardından başını sallayarak karşı daireye döndü.
Hyunjin kapıyı kapatmadan izliyordu adamı. Diğer dairenin kapısını çaldı görevli adam. Fakat, geri dönüş yoktu. Görevli saatini kontrol etti hızla. Hyunjin derin bir nefes aldı.
"Bana verin, gelince kendisine veririm." Adam başta tereddüt etse de başını salladı.
"Üzgünüm, normalde müşterilerin kendisi teslim aması gerekir ama binaya girmeden hemen önce eşimin hastanede olduğunu öğrendim. Çok teşekkür ederim."
Hyunjin gülümseyerek başını eğdi ve hafif bir şekilde eğildi adamın önünde. İmzalaması gereken yeri imzaladı ve kapıyı kapatarak elindeki orta boy kutuyu portmantosuna koydu. Normalde böyle bir şey yapmazdı... Fakat birkaç gündür, karşı komşusunun dairesine az uğradığını görmüyordu. Belki çok işi vardır diye düşündüğü için almıştı kargoyu. Ona kolaylık sağlamak istemişti. Sonuçta komşular böyle yapardı.
Ellerini yıkadıktan sonra odasına gitti ve filmi başlatarak izlemeye başladı. Lee Felix, demek adı buydu.
***
Felix sakince kendini bıraktı koltuğa. Sabahtan bu yana dışarıdaydı ve oldukça yorulmuştu. Üstelik bugün izin günüydü! Ama okuduğu bölüm sayesinde dinlenecek vakit dahi bulamıyordu.
Derin bir nefes alırken ayağa kalktı ve üzerindeki sweati çıkardı. Bahar geliyordu ve bu en sevdiği mevsim olabilirdi.
Küçük salonunun hemen bitişiğinde olan mutfağına adımladı. Büyük bir bardak su içtikten sonra odasına geçti. Güzel bir duş alması gerekiyordu. Telefonuna gelen bildirime kaydı gözleri. Kargosunun teslim edildiği yazıyordu. Şimdi bunu düşünmek istemedi ve duşa attı kendini.
Duştan çıkınca, üzerine çok kalın olmayan pijama takımını giydi. Üzerinde finn ve jack baskısı vardı. Her ne kadar üniversiteye giden bir genç olsa da içindeki çocuğa engel olamıyordu.
Telefonunu tekrara eline aldığında "sevgilisinden" mesaj geldiğini gördü. Matthew, aldığı şeylerin fotoğrafını atmış ve altına da bir şeyler yazmıştı.
"Bunlarla oynayacağını biliyorum bebeğim. Ben gelene kadar yeni oyuncaklarınla iyi eğlen ;)"
Yüzünü ekşitti. Matthew aylardır başkalarıyla görüşüyordu. Çok belliydi artık. Sarışın olan her ne kadar konuşmayı kesse de akıllanmıyordu avusturalyalı olan. Derin bir nefes aldı ve mesajlara cevap vermeden sildi.
Avustralya'dan onunla beraber gelmişti Kore'ye. Başta ilişkileri güzeldi. İki yakın arkadaş gibiydiler. Daha sonra yatak arkadaşı oldular. Kısa bir süre sonra da sevgili... Fakat birkaç ay öncesine kadar, Matthew'ün Felix'e yaptığı muameleler ağır gelmeye başlamıştı. Bu yüzden artık çok sık görüşmüyorlardı. Gerçi Felix'de direkt ayrılalım dememişti. Aklının bir köşesine yazdı bunu.
Yorgun olmasa şu an yazardı ama Matthew'ün dırdırını çekmek istemiyordu. Silinen mesaj çubuğuyla gözleri alttaki kargo firmasına mesajına kaydı. Kargo şirketinin numarasına baktığı sırada kapısının tıklatıldığını duydu. Telefonun ekranını kilitleyerek yatağından kalktı ve hızlı adınlarla kapıya ilerledi.
Kapıyı beklemden açtı. Karşısında, taşındığından beri bir kere bile konuşmadığı komşusunu görmeyi beklemiyordu.
Siyah saçları ve siyah tişörtüyle bile muhteşem görünüyordu. Gözlerini açarak gülümsedi sakince.
Hyunjin, sarışın olanın çillerinde takılı kaldı bir süre ve ardından geceliğine gitti gözleri. Beyaz tenini öreten beyaz bir gecelik giymişti sarışın. Üzerindeki desenler ise oldukça tatlıydı. Kısa bir bakışın ardından elindeki kutuyu uzattı yavaşça karşısındaki sarışına.
"Bugün... Yanlışlıkla benim daireme getirdiler."
Felix, ne yapacağını bilemedi. Uzanıp kutuyu mu almalıydı yoksa siyah saçlının güzel sesinin etkisinden mi çıkmalıydı? Derin bir nefes alarak başını salladı ve kutuya uzandı.
"Teşekkür ederim." Kutunun açılmamış olduğunu görünce daha da rahatladı. Eğer Matthew'ün aldığı şeyler ise rezil olabilirdi.
Hyunjin, tatlı görüntüsüne tezat oldukça etkileyici olan seste takılı kaldı bir süre. Bakışlarını çekmeden başını salladı ve gülümsedi. Felix'de güzel ve çekingen gülümsemesiyle karşılık verdi siyah saçlıya.
Gözünün hemen altındaki ben çok güzel duruyordu. Gülümsemesi gerçekten iç açıcıydı ve siyah saçlarına tezatla oldukça şirin gösteriyordu onu.
"Tamam... iyi akşamlar o zaman." Hyunjin, geriye doğru adım atarken kendi kapısını gösterdi ve tekrar ellerini birleştirdi yavaşça. Felix başını salladı ve kapıdan geriye adım attı.
Hyunjin, geri geri giderek eve geçti. Açık olan kapının arkasına geçerek bir kez daha baktı çilliye. Tekrar gülümsedi ve elini kaldırarak salladı. Felix gülümseyerek başını eğdi ve boşta olan elini salladı.
"Görüşmek üzere." Felix, gülümsemesini silemeden başını eğdi ve kapıyı kapattı yavaşça. Hyunjin ise çok beklemeden kapattı kapıyı.
Boş evde gözlerini gezidirdi ve derin bir nefes aldı. Sarışın, çilleri hakkında ne düşünüyordu bilmiyordu ama, o güzelim çilleri saymaya çoktan hazırdı.
***
HYUNLIX'E KESİNLİKLE AŞIK OLDUM😭
yazmadan rahat edemezdim💘
umarım severek okursunuz, yorumlarınız benim için çook değerli🥺💘
💘💓💗💖💛💞💘💫💙💚💕💖💓💞💝❤️💚💛🧡❣️💕😭💘💕😭💞💘🥺💘💖💚💛💞💓💘💘😭😭🥺💘✨💫💗❣️💚💙💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sterlicia | hyunlix
Fiksi Penggemar"Sterliçya, senin için." ❀ sterliçya; sıcak sevgi anlamına gelen bir tür çiçek. hyunlix#1 1.1.21 - 12.1.21 hyunlix#2 21.1.21 27.10.20 / 21.1.21