sterlicia | hyunlix

dokuz

❀

"Jisung! Tanrım! Çık artık şu merdiveni!"

Minho, öfkeyle söylenirken Jisung, dizlerini tutarak dinleniyordu. Diğerleri çoktan Hyunjin'in evine girmişti. İkisi arkadan geldiği için hızla hareket etmişlerdi ama Jisung bir süre sonra yorulunca dinlenmek için durmuştu. Ee bu da haliyle sinirlendirmişti Minho'yu.

Poposuna bir şaplak attıktan sonra sağ elindeki poşeti sol eline alarak sevgilisinin önüne geçti. Tabii bu sırada, Jisung'un acı dolu inlemesi apartmanı doldurmuştu. Tam o anda kapısını açan Felix ise merdivenlerin olduğu yöne bakarak bekledi bir süre.

Sonra, tanımadığı ama oldukça yakışıklı olan gencin merdivenlerin başına geldiğinde refleks olarak gülümsedi.

Minho, karşındaki çocuğu görünce geniş bir şekilde gülümsedi ve büyük adımlar atarak yanına ilerledi. "Sen Felix olmalısın!" Sesi oldukça neşeli çıkıyordu.

Sarışın olan bir şey söylemden gülümseyerek elindeki cam tabağı sıktı. Biraz gerilmişti açıkçası ve karşısındaki yakışıklı gencin adını nereden bildiğini de merak etmişti.

Bu sırada, geçen gün Hyunjin ile cafeye gelen genci  görmüştü. Felix, Jisung'a bakarken Minho'da ona bakıyordu. Böyle birkaç saniyelik kısa bir bakışmanın ardından Hyunjin'in kapısı açıldı.

Siyah saçlı mavi, bol bir hoodie giymişti. Üçlüye bir süre bakarak neler olduğunu anlamaya çalıştı. Daha sonra, ifadeleri karışmış Felix ile göz göze gelince, Minho'un hemen onun önünde durduğunu fark etmişti.

"Minho hyung, tanrım... Neden insan görmemiş gibi bakıyorsun?"

Hızla Felix'in yanına adımlayarak koluna girdi. Elindeki tabağı alarak diğerlerine kaş göz yaptı. "Hadi içeri gelin, herkes bekliyor."

Felix bir şey söylemeden ayak uydurdu siyahlıya. Dün akşam eve dönerken söylemişti Hyunjin arladaşlarının onunla tanışmak istediğini. Bu yüzden, Felix onlara brownie yapmıştı.

Jisung bir şey söylemden içeri girdi. Daha fazla durmaya gücü yoktu. Zaten merdivenler yormuştu onu.

Felix, Hyunjin ile içeri girer girmez herkes bir ağızdan bağırarak şaşırtırmıştı onu. Chan neşeyle öne sıçrayarak kolları arasına almıştı küçük bedeni. "Tanrım, sonunda gerçekten tanışabildik seninle."

Felix ilk kez tattığı duyguyu anlamlandırmaya çalıştı. Başı, Chan'ın omuzu üzerinden diğerlerine dönüktü. Tanımadığı ama o kadar fazla sıcak hissettiren birkaç kişi ile göz göze geldi. Son olarak gözleri, mutfak tezgahına yaslanmış olan Hyunjin ile buluştu. İkisi de gülümsemesine engel olamadı. Bu sırada kollarını ona sarılan bedene sardı yavaşça.

Bir süre sonra Hyunjin huzursuzlanarak yerinden doğruldu ve ikiliyi ayırmak için yanlarına adımladı. Jeongin onun ne yapacağını fark ettiğinde koşarak o da sarıldı ikisine ve gerisi çorap söküğü gibi geldi...

Seungmin, Minho, Changbin ve Jisung'da sarıldı. Felix aralarında küçücük kalmıştı ve kıkırdamaya başlamıştı. Hyunjin ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Her şey bir anda olmuştu, saliseler içinde sarılmıştı sarışının etrafı.