❀
"Yongbokie~" Hyunjin doğrama tahtasındaki ananası dilimlerken seslendi. Felix kanepede oturarak hem telefonuyla ilgileniyor hem de televizyonu izliyordu. Kucağında duran yastığı dirsekleriyle sıkıştırırken Hyunjin'e döndü.
"Hm?" Hyunjin ona kısa bir bakış attıktan sonra eline şeftaliyi alarak soymaya başladı. "Bugün bir planın var mı?" Hyunjin sabah Chan ile konuşmuştu. Akşam Minho'nun büyük evinde toplanacaklardı. Felix'le gelmesini tembihlemişti ona.
Kısa bir şekilde kahvaltı yapmışlardı. Daha sonra bir süre uyuşuk bir şekilde oturarak vakit harcamışlardı. Felix derin bir nefes verirken başını geriye doğru attı.
"Bugün mesaim var." Telefonunun ekranını açarak saate baktı. "İki saat sonra da dersim..." Omuzları düşerken söylendi. Hyunjin dudağını büzerek hazırladığı meyve tabağını aldı eline. Ayaklarını yere sürterek kanepeye gitti. Tabağı orta masaya koyduktan sonra kendini Felix'in yanına attı.
Başını kanepenin sırt kısmına yaslarken gözlerini birleştirdi. Felix yukarıdan ona bakıyordu. Kucağındaki yastıktan sağ elini çekerek Hyunjin'in alnına düşen saçlarını geri itti.
"Biliyor musun," Yutkunurken dudaklarını ıslattı uzun olan. "Bugün benim de dersim vardı." Felix gülümseyerek omzuna vurdu Hyunjin'in.
"Sen var ya biz böyle şey olalı derslerini de umursamamaya başladın." Hyunjin kıkırdarken bedeni dikleştirdi. "Ne olalı..?" Sesi muzip bir şekilde çıkmıştı.
"Şey işte, böyle." Felix eliyle bir kendini bir de Hyunjin'i gösterdi. Daha fazla oralı olmamaya çalışarak Hyunjin'in getirdiği meyve tabağından bir şeftali dilimi aldı. Aynı hızla dudaklarından içeri yolladı.
Hyunjin kıkırdayarak ona bakıyordu. Yüzlerini biraz yaklaştırarak gözlerini kocaman açtı ve birleştirdi. "Sorumun cevabını alamadım bebeğim,"
Felix ağzındaki lokmayı yutarken gözlerine baktı Hyunjin'in. "Bebeğim?" Hyunjin tekrar kıkırdayarak arkaya attı kendini. "Hmm~"
Felix başını yana sallayıp gülerken, teninde hissettiği büyük ellerle durdurdu kendini. Hyunjin gülümseyerek dudaklarını bastırdı pembe ve yumuşak dudaklara. Felix başta öylece kalsa da biraz araladı dudaklarını.
Hyunjin gülümseyerek alt dudağını kavradı sarışın olanın. Felix'in elleri, uzun kollardan omuzlara doğru tırmandı iç gıdıklayıcı bir şekilde. Hyunjin başını biraz yana eğerek dillerini doladı birbirinde. İkisi de gözlerini kapatmıştı çoktan.
Felix hissettiği sıcak ıslaklıkla derin bir iç geçirdi ve dilini dolayarak emdi Hyunjin'in dilini. Dudakları bir süre daha ezildi birbirlerinin üzerinde. Hyunjin sesli bir şekilde ayırdı ve az önce ayrıldığı daha da pembeleşmiş dudaklara kısa bir öpücük daha kondurdu.
Felix, gözlerini birkaç sayeliğine açıp kapattı. Hyunjin yumuşak öpücüklerine devam etti bir süre. Dudakları tekrar birbirini sarmaldı kısa bir süreliğine. Felix, dolgun alt dudağı aldı dudaklarının arasına. Emiyor ve dilini gezdiriyordu üzerinde. Hyunjin başını biraz daha yana yatırdı ve alan sağladı ona.
Derin bir nefes alarak ayrıldığında gülümsedi sessizce. Tekrar, ayrılmak istemezmiş gibi yumuşak bir öpücük kondurdu koyulaşan dudaklara. Felix her öpücükte gülümsüyordu. Hyunjin durunca o öptü usul usul. İkisi de kıkırdamaya başlayınca gözleri birleşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sterlicia | hyunlix
Fanfiction"Sterliçya, senin için." ❀ sterliçya; sıcak sevgi anlamına gelen bir tür çiçek. hyunlix#1 1.1.21 - 12.1.21 hyunlix#2 21.1.21 27.10.20 / 21.1.21