sterlicia | hyunlix

yirmi iki

❀

"Nerdesiniz siz? Changbin hyung ve Chan hyung gelecek siz yoksunuz ortada. Ve pastadan sorumlu da sizdiniz Jisung, cidden–" Hyunjin daha da uzamış olan saçlarını geriye doğru savurdu ve elini beline koyarak arkasını döndü.

Felix, Jeongin ve Seungmin ortamı hazırlamakla meşguldü. "Tamam hadi uzatma– Tamam kapatıyorum, çabuk gelin."

Telefonu hızla kapatıp cebine attı. Changbin'in doğum günüydü. Aslında aralarında bir plan yapmışlardı ama Jisung ve Minho ikilisi geciktiği için her şey boşa olacak gibi görünüyordu.

Ellerini cebine koyarak ağaçların ortasına 'mutlu yıllar' yazısını asmaya çalışan Jeongin ve Felix'in yanına adımladı, daha doğrusu Felix'in yanıbaşına...

Parmak uçlarına çıkıp ipi bağlamaya çalışan sevgilisine gülümsedi ve arkasına biraz daha yaklaşarak kulağına eğildi. "Yardım lazım mı günışığım?" Felix, karşısındaki Jeongin'e kısa bir bakış atıp omuzunun üzerinden Hyunjin'e döndü.

"Neden bu kadar yakınımda–" Dudaklarına değen öpücükle nefesi içine kaçtı. Kimsenin onları görmemiş olduğunu umarken Hyunjin biraz geri çekildi gülümseyerek, ve öylece kalmış olan Felix'in elindeki ipe uzandı.

Bu sırada Jeongin ipi, önündeki büyük ağaca bağlamış birkaç metre uzaklıktaki Hyunjin ve Felix'i izliyordu. Böyle olmaları aşırı hoşuna gidiyordu. Eh kendisi de Chan ile böyleydi şu sıralar...

Fazla ses yapmadan Seungmin'in yanına koşar adımlarla ilerledi. Seungmin ise onları izliyordu elindeki muzu bölerken. Diğerini de Jeongin'e uzatıp izlemeye devam etti. "Bunu kdramalara tercih ederim."

Elindeki muz parçasını ağzına yollarken başıyla Hyunjin ve Felix'i işaret etti. Jeongin ayaklarını yere vururken başını salladı hızla. "Ben de..."

Bu sırada Hyunjin ipi bağlamış ve geri çekilmişti. Felix ise kızgın bir şekilde ona bakıyordu. Hyunjin yüzündeki gülümsemeyle ona döndü fakat günışığını mutsuz görünce yüzü soldu. Tam bir şey söyleyecekken konuştu Felix.

"Hani çocukların önünde ya da dışarda temas yoktu?" Biraz yaklaşıp fısıldayarak söyledi. Hyunjin yüzüne yayılan gülücükle Seungmin ve Jeongin'in olduğu tarafa döndü kısa bir süreliğine. Ellerini cebine attı. Tabii Seungmin ve Jeongin rahatlıklarını bozmadan onları izliyordu. Daha da gülümseyerek Felix'e döndü.

"Sana dayanamıyor olmam suç mu?" Felix yapmacık sinirle gülerken biraz daha yaklaştı uzun olana. "Konumuz bu değil beyefendi, böyle şeyler dışarda yapılmamalı."

Hyunjin biraz eğilerek yüzlerini hizaladı. Gözleri gülerken dudakları da tebessüm ediyordu. "Ne gibi şeyler beyefendi..?" Bakışları yavaşça pembe ve yumuşacık görünen dudaklara kaydı.

Felix biraz geri çekilerek dudaklarına vurdu Hyunjin'in. "Parti boyu yanıma yaklaşma." Arkasını dönüp Seungmin ve Jeongin'in tarafına koştu. Hyunjin kıkırdayarak kahkaha atmaya başladı.

"Bunu bana mı söylüyorsun..?" Gülücükleri arasında kendi kendine söylendiğinde ortamı Jisung'un neşeli sesi doldurdu. Sonunda gelebilmişlerdi(!).

***

"Tamam, tamam hyung. Hazır her şey... bekliyoruz."