yirmi sekiz ❀ son

3.3K 317 679
                                    





Buradalardı işte, hatırladığı gibi beyaz orta boydaki müstakil ev. Felix buradan baktığında odasının camını görebiliyordu. "Hazır mısın?" Hyunjin eşinin elini tutup başını eğdi yana doğru. Felix başını salladı sakince. Endişesi yüzünden belli oluyordu.

Önden Felix ardından da Hyunjin ilerledi. Felix'in adımları kararlı ve sağlamdı. Ya onu böyle kabul edecekler ya da tamamen sileceklerdi. Hızla geldiği kapının ziline bastı bir kere. Hyunjin yutkunarak baktı ona. Kalbi küt kür atıyordu, heyecanlı ve endişeliydi.

Kapı bir süre sonra açıldı. Orta yaşlarda bakımlı bir kadın önce öylece baktı, ardından bakışları takılı kaldı Felix'de. Yavaş bir şekilde Hyunjin'e oradan da birleşik olan ellerine kayıdı.

"Anne," Felix'in sesi kararlı ve kalın çıkmıştı. Kadın bakışlarını ellerinden çekerek oğluna baktı.

"Bizi içeri davet etmeyecek misin?" Kadın bir şey söylemedi. Yüzünde hiçbir ifade yoktu. Ne sevinç, ne üzüntü, ne de bir gurur... Hiçbir şey.

Daha sonra içeriden bir adamın sesi duyuldu. "Kim gelmiş Hana?" Hyunjin, Felix'in babası olduğunu tahmin ettiği kişiyi görünce bakışları eşine kaydı. Çenesini sıkıyordu, güçlü durmaya çalışıyordu.

"Ben geldim," Hyunjin'in elini sıkarak annesi ve babasının gözlerinde gezdirdi gözlerini. "Eşimle birlikte size geldim." Adam bir süre öylece onları inceledi. Annesi hâlâ bir şey söylemiyordu. Felix'in babası ardından gülmeye başlarken ikisi de öylece ona bakakaldı. Fakat bu gülmede hiçbir neşe kırıntısı yoktu... daha fazla alay barındırıyordu.

Hyunjin dayanamıyordu. Böyle bir muamele görmek hakları değildi. Kendisinin umrunda olmazdı fakat Felix'in bunu bir süre atlatamayacağına emindi. "Efendim, saygısızlık etmek istemem fakat böyle bir muameleye gerek olmadığını düşünüyorum."

Adamın kahkahası artarken Hyunjin'e döndü. Kadın hâlâ tepkisizdi ve Felix elini sımsıkı kavrıyordu. Bu iyi değildi. "Ah evet doğru siz nesisiniz ki size bir muamelede bulunayım? Hasta iki varlık karşımda dikilmiş biz eşiz diyor. Bir şey söylenilemeyecek kadar rezilsiniz."

Hyunjin tıpkı onun gibi alayla güldü. Bir adım öne atarak Felix'in biraz önüne geçti. Felix ise çenesini sıkıyordu. Bir şey söylemeye dili varamıyordu o an. Böyle bir tepkiyi bekliyordu ama ağır gelmişti işte.

"Rezil miyiz?" Adam aynı şekilde gülmeye devam ederken Hyunjin'de ona gülümsüyordu. Fakat ikisinin gülücüğü de sevinç dolu değildi. "Bakın bu cidden komikti ama ne yazık ki size kötü bir haberim var."

Adam biraz olsun gülümseyi bırakırken Hyunjin diğer elini kaldırdı ve parmağındaki ince yüzüğü gösterdi adama. "Bu rezil dediğiniz insanlar, ki burada kendimi geçtim Felix gibi muhteşem bir insanın sizin gibi dar ve iğrenç görüşlü bir adamın oğlu olmasından ben utanıyorum, evlendi. Ve ne var biliyor musunuz?"

Önce kadına ardından adama baktı tekrar. "Sizin sağlıksız ilişkinizden bin kat daha güçlü bizim ilişkimiz." Felix'in elini sıktığını hissediyordu ama umursamadı.

"Ve son bir üzücü haberim daha var, yirmi birinci yüzyılda yaşıyoruz, ilk çağlarda değil. Bu yüzden şu iğrenç görüşünüzden arınsanız iyi edersiniz."

sterlicia | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin