özel bölüm!

3.1K 246 294
                                    





Adımları ordan ordaya hızlıca kayıyordu. Neredeyse dizlerinin bağı çözülecek gibi hissediyordu. Telefonunun çalmasını beklerken saçlarını geriye doğru taradı. Bugün için aklında mükemmel bir fikir vardı, eh hayata geçirmesi için ise kendini toparlamalı ve kalbinin hızla atışına engel olmalıydı.

Felix bir iş görüşmesine gitmişti. İkisi de üniversiteden mezun olmuştu. Çok fazla bir süre geçmeden, Hyunjin şans eseri ya da cidden çok çalışmayla ilk başvurduğu şirkete alınmıştı. Her şey güzeldi; düzgün bir işi, deli gibi aşık olduğu bir sevgilisi vardı... Artık hayattan başka bir şey istemiyordu, bir şey dışında...

Çalan telefonuyla hızla elini cebine attı. "Hayatım," Sesi heyecanlı ve hızlıydı. Felix'in kıkırdamasını duyunca gülümsemesi hızla yüzüne yayıldı. "Bundan sonra beni çok fazla göremeyeceksin," Felix'in sesi oyuncu bir şekilde üzgün çıkmıştı. Hyunjin hızla çarpan kalbine engel olamadan dudaklarını büzdü.

"Ne," Ciddi anlamda üzgün çıkmıştı sesi. Felix'in kıkırtısı kahkahaya dönüşürken Hyunjin kaşlarını çattı. "Çünkü," son hecesini uzatarak söylediğinde Hyunjin dudaklarını dişiliyordu.

"Artık resmi olarak bir öğretmenim! İşi aldım bebeğim!" Hyunjin öylece kaldı birkaç saniye. Dudakları aralandı. Felix'in kıkırdamasını işitebiliyordu. Derin bir nefes aldı ve kanepeye oturdu. "Ah tanrım..." Saçlarını geriye taradı ve dudaklarını ıslattı. "Lix, ben çok sevindim aşkım. Hemen eve gel tamam mı?" Felix yeniden kıkırdarken konuştu.

"Geliyorum bebeğim, bunu kutlamalıyız!" Kısa bir vedadan sonra aramayı sonlandırdılar. Hyunjin üzerindeki heyecanı atmaya çalışarak yerinden kalktı. Önemli bir şeye hazırlanmalıydı.

***

Her şey hazırdı. Yeni taşındıkları evin çok büyük olamayan balkonuna güzel bir ortam hazırlamıştı Hyunjin.

Güneş batmış, yerini yıldızlar ve ışıl ışıl parlayan ay'a bırakmıştı. Hyunjin yüzünü okşayan hafif esintiyle gözlerini kapattı. Kalbi sabahtan bu yana yerinden çıkacak gibi atıyordu.

Ardından beklediği zil sesini duydu ve koşarak kapıya gitti. Kapıyı hızla açtı ve yaptığı ilk şey sevgilisine sıkıca sarılmak oldu. Felix kıkırdarken kollarını boynuna doladı uzun olanın. Kısa ama yoğun bir sarılmadan sonra kollarını ayırdı ve üzerindeki ceketi çıkararak vestiyere astı.

Hyunjin sessizce onu izliyordu, daha doğrusu hayran bir şekilde... Felix yine ona gülümsedi ve dudaklarını öptü. "Neden ruh gibisin sevgilim?" Hyunjin gülümsemeye çalışarak elini ensesine attı. Ruh gibi değildi, gergindi.

"Mutluyum, senin adına. Ne diyeceğimi bilemiyorum."

Felix gülümseyerek arkasını döndü ve ellerini yıkamak için banyoya yöneldi. Hyunjin banyonun kapısının yanına yaslandı ve kollarını bağlayarak izledi sarışın olanı. "Üzerini değiştirdikten sonra," Felix başını ona çevirdi ve suyu kapatarak ellerini kuruladı. "Balkona gelebilir misin?"

Felix bir elini lavabonun tezgahına koydu ve bedenini ona döndürdü. "Hyune, iyi misin gerçekten?" Adımları onun yanına kadar gitti ve yüzünü avuçladı. "Endişeli görünüyorsun? Kötü bir şey mi oldu? Annen ya da babana? Hm?" Gözleri telaşlı bir hâl aldı. Hyunjin gülümseyerek yanaklarındaki ellerinin üzerine ellerini koydu.

sterlicia | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin