19. bölüm "sen?"

91 54 61
                                    

Sabah bağırma ve dayak sesleriyle yerimden sıçrayarak uyandım. Ne olduğunu anlamdıramamışken tekrar gelen sesle anında ayağa kalktım. Acı bağırışlarla birlikte korku çoktan bedenimi elime geçirmişti.

"Batu!" Diyerek koşa koşa kendi odamdan ayrıldım. Aniden odasına girdiğimde tanımadığım iki kişinin Batu'yu tutup dövdüklerini görünce çığlığı bastım.

"Durun, ne yapıyorsunuz!" Diye bağırıp adamları kolundan çekmeye çalıştım. Beni koluyla iktirip tekrar Batu'ya vurmuştu.
Batu karnına aldığı darbeye karşı nefessiz kalırken düştüğüm yerden ayağa kalktım.

"Bırakın dedim!" Aynı şekilde bağırarak.  Adamlardan birine vurmaya kalkacakken birini belimden tutup havaya kaldırmasıyla ne olduğunu anlayamamıştım.

Kim olduğunu göremediğim kişi beni tutarken o iki adam Batu'ya şiddet uygulamaya devam ediyordu. Bardaktan boşalırcasına akan gözyaşlarıma karşı konuştum.

"Yalvarırım bırakın!"

Hayatımdaki 2. Özel insanı da kaybedemezdim.

Yüzü kanlar içinde kalan Batu bayık bir şekilde bana çevirdi gözlerini. Onu o halde görmek içimi o kadar acıtmıştı ki, kalbim bu acıyı da kaldıramazdı asla.

Beni tutan kişiden kurtulmaya çalışsam da beceremiyordum, fazla sıkıyordu kollarımı. Çırpınırken döven adamlardan biri eline sopayı aldığını görünce korkuyla çığlık attım.

"Hayır, hayır! Yapmayın hayır!"

Ne kadar yapmayın desem de sırtına geçirdikleri sopayla bağırarak ağlamaya başlamıştım. O görüntüyü gözümden silmek için her şeyi yapabilirdim.

"Bırakın derdiniz benimle değil mi onu bırakın bana yapın her şeyi!" dedim ağlarken.

Beni tutan adam konuştu.

"Sana son eğlenceli günlerin olduğunu söylemiştim" duyduğum ses dün bana çarpan kişinin sesin aynı oluşu ayaklarımı yerden kesilmişti.

"Bi-bir dakika sen?" Diye kafamı çevirmeye kalktığımda izin vermedi.

"Şşh uslu dur ve arkadaşının gözlerin önünde ölmesini izle"

Dediği şey derinden canımı yakarken adamın elinden kurtulmak için çırpınıyordum.

"Allah'ın belası bırak beni bırak!" Dedim sağa sola sallanırken. Zar zor kurtardığım sağ elimle dönerek adamı boyun kilidine aldığımda yüzünün maskeyle kapalı olduğunu fark etmiştim.

Adamın arka kısmına dirseğimi sertçe geçirip elime gelen ilk seyle kafasına vurdum. Yere yığıldığını gördüğüm anda kanlar içerisinde bayılmış olan Batu'ya ısrarla hala şiddet uyguluyorlardı.

O kadar ses çıkarmama, engel olmaya çalışmama rağmen beni duymayıp vurmaya devam ettiklerinde kenara bıraktıkları sopa gözüme çarpmıştı.

Sopayı elime aldığım gibi adama geçirdiğimde sopa boşluğa düşmüştü.

Yaptığım hiçbir şey etki etmemeye başlarken Batu'nun eğik kafasını kaldırdılar. Yüzünün daha da dağılmış şekilde olduğunu görünce içimden bir şeyler kopmuştu.

"Batu ölme Batu beni yalnız bırakma!"

"Mehir, uyan Mehir" diye birinin bağırarak  kollarımdan dürtmesiyle hızla yatakta doğruldum. Kesik kesik nefes almalarıma karşı sakinleşmeye çalışırken uyandığımı fark etmiştim.

"Ç-çok kötüyüm" dedim konuşmaya çalışırken. Kalbimin ritminin düzgün atmadığını hissediyordum.

"Sakin ol güzelim kabustu" dedi Batu kollarını bana sararken. Sarılışına titreyen kollarımla karşılık verdim.

UMUT IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin