9. bölüm "kabul ediyorum"

296 201 66
                                    

Çıkmaza girdiğinde el uzatan birileri illaki olur derlerdi. Sana yardım edecek birileri çıkarmış karşına.

Söylediklerinin ardından şoka girmiştim. Bana yardım mı edecekti yani? Ne için yapıyordu bunu, niye yapacaktı?

"Neden?" Dedim. "Neden bana yardım edesin ki?"

Bir an durdu. Gözlerini gözlerine sabitledi.

"Iyilik yapmayı severim." Dedi. Mantıksız geliyordu.

"Bir sürü iyiliğe ihtiyacı olan insan varken, niye ben?" Diye bir soru yönelttim. Bunalmışcasına ofladı.

"Mezarın başında ağlıyordun" dedi.

"Ne yani sen her mezar başında ağlayanı bilmediği bir yere kaçırıp sonra böyle şeyler mi diyorsun?" Dedim. Yalan söylüyordu. Bunun arkasında başka bir şey vardı.

"Sana aşığım" dedi. donup kalmıştım. Aşığım mı dedi o az önce? Nasıl, ne zaman?

"S-sen ciddi misin?" Dediğimde alayla güldü.

"Hiç düşünemiyorsun değil mi?" Diye sordu.

Bana aşık biri vardı karşımda resmen. Ne yapacaktım ki ben, nasıl davranacaktım. Tanımıyordum bile onu.

"Yüzünden belli, dediğime inandın. Sana aşık olduğuma inandın. Oysaki belki ilk söylediklerimde yalandı? Ya da sana sonunu getirmek için iyi davranmayı seçmiştim. Bunları hiç düşünemeyecek kadar safsın. Saf ve temiz. Aklın hiç kötülük düşünmüyor. Sana kötülük yapacağıma dair dediklerim aklına bile gelmemiştir şu an."

Kafam karmakarışıktı. Doğru söylüyordu, kötülük yapacağı o an anlık aklıma bile gelmemişti. Mantıklı düşünemediğimdendi belki de.

"Ama sana hiçbir kötülük yapmayacağım, dedim ya destek olacağım. Güçlü biri haline gelene kadar."

"Sana neden inanayım ya da güveneyim?"

"Mantıklı sorular sormaya başladın yine" dediğinde bir şey söylemedim.

"Zorundasın. Şu an kimse yanında yok ve tek ben varım. Bana inanman ve güvenmen gerek" haklıydı, kimsem yoktu.

"Ve sana aşık değilim" dedi.

"Ben güçlü biri olamam. Onca şey yaşadım, aklımdan çıkmıyor hiçbiri. Ve bir katilim. Bunun vicdanen yaşadığım zorluğu anlayamazsın. O kadar berbat haldeyim ki... sadece ölmek istiyorum. Dayanamıyorum, inan dayanamıyorum. Keşke yardım etmek yerine filmlerdeki gibi kaçırıp öldürmekle tehdit etseydin."

"Hayat umut etmek için vardır Mehir. Bir gün öleceğiz zaten, o gün de gelecek. Ölümü istemek yerine hayata karşı direnmek gereklidir bazen. Oyunlarına karşı pes etmek değil savaşmaktır." Dedi. Anlamıyordu, beni anlamıyordu.

"İçeri geçelim hava soğudu" dediğinde son bir kez gökyüzüne bakıp içeri girdim.

"Kapıdan çıktığında ilk merdivenden aşağı in. Salon orada otur ve bekle ben de birazdan geleceğim" itiraz etmeden halsiz bedenimi zar zor aşağı indirdim. Koltuklardan birine oturunca yaklaşık 5 dakika sonra o da gelmişti. Ellerimi birbirine kenetleyip gözlerimi yere diktim.

"Silahtan herhangi bir iz yok. Onu bulamadık. Etrafta kamerada yokmuş polis olayını hallediyor gibiyiz." Dedi. Yüzüne baktım.

"Bir katil oluşumu da beynimden silmek için yardımcı olabilecek bir arkadaş tanıyorsan iletişime geçmek isterim. Kalbimle beynimin acısını aynı anda kaldırmak zor oluyor" dedim ve ekledim. "Silahı Rüzgar geri almıştı."

UMUT IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin