13. bölüm "Şans ve Umut"

253 143 36
                                    

İyi okumalar...

Şarkıdan sonra Batu'yla ne kadar güzel sesim olduğunu bahsedip duruyordu.

"Kızım sen O Ses'e falan katılsana. Bu ne güzel sesti yarabbim. Harcanıyorsun buralarda"

"Abartmaaa" dedim lafımı uzatarak.

"Ne abartma? valla kanka baştan soyliyim her gün olmasa da ara ara bana şarkı söyleyeceksin haberin olsun" dedi gülerek.

"Tamam tamam söylerim. Hatta istek parça bile alıyorum" dedim.

"Oooo tamamdır o zaman" dedi. Kafamı onaylar şekilde sallarken balkona çıktım. O da arkamdan gelince sohbete koyulmuştuk.

"Bir şey sorsam?" Dedi Batu.

"Sor?"

"Nasıl tanıştınız?" Diye sordu. Derin bir nefes alıp havayı içime çektim.

"Anlatması zor olacak ama.. bahsedebilirim sanırım" dedim burukça gülümseyerek.

Batu susmayı seçince anlatmaya başladım.

"Babam.. evden kovmuştu beni. Saat gecenin 2'si ne yapacağımı bilmiyordum. Tek bildiğim şey eve asla dönmeyeceğim idi. Havanın karanlığına aldırmadan sahile yürümeye başlamıştım. Gecenin bir saatiyse ve kızsan, rahat gezemiyorsun ortalıkta. Hep bir tedirginlikle yürümüştüm o sokakları. Sahile vardığımda kayalıklardan birine oturdum. Kaç saat orada durup ağladığımı hatırlamıyorum bile. Sonra biri omzuma dokundu" sesim sona doğru kısılırken ilk karşılaştığımız anı hatırlamak canımı çok yakmıştı.

"Korkuyla arkamı döndüğümde bana korkmamam gerektiğini söyleyerek yanıma oturmuştu. Yanından kalkacakken durdurup sadece oturmak istediğini söylemişti. O an neden bilmiyorum ama iyi biri olduğunu hissetmiştim sanki. İlk dakikalar geçti, sessizce oturduk. Ağlamaya devam ettiğimi görünce yüzünü bana çevirip 'Nedir seni bu kadar ağlatan? Herkes gitti ve tek başına burada kaldın, saatlerdir ağlıyorsun. Kız başına kalmaman için seni bekledim' demişti tüm samimiyeti ile. Elimle gözyaşlarımı silerek denize çevirmiştim kafamı. O an ya anlatacaktım ya da içimde sorunlarımın dağ olmasına izin verecektim. Anlatmak gelmişti içimden. 'Çocukluğundan beri dayak yediğim bir baba ve beni doğurduğuna pişman olan bir anne' dedim kırgın sesimle. 'Evden kovuldum, gidecek ne yerim var ne de bir tanıdığım. Buraya gelmeyi seçtim ben de. Gökyüzü ve deniz.. biraz olsun huzurlu hissettiren iki şey' demiştim. 'Bir baba bunu nasıl yapar anasını satayım' dedikten sonra bir küfür savurmuştu. 'Dayakları ile büyüdüm hep. Bir kez olsun sevsin istemiştim, kızım diyerek sarılmasını o kadar isterdim ki, annemin de saçlarımı okşamasını..' dediklerimi o kadar dikkatli dinliyordu ki her cümlemde yüz mimikleri değişiyordu"

boğazım düğümlenmiş, konuşacak kelimeyi zor buluyordum.

"Neden böyle davrandıklarını bilmediğimi ve artık bilmekte istemediğimi söylemiştim. Benim için 'şans yok artık, umutlu değilim' demiştim. O an kızar gibi olmuştu. 'Umut hep vardır' demişti. Gülerek kafamı iki yana sallamıştım. 'Kendini böyle kandırmaya daha ne kadar devam edeceksin? Umut yoktur' Dedim onun lafına karşılık. 'Niye yaşıyorsun o zaman?' Diye sormuştu. Bu soruyu hiç beklemiyordum. 'Umudun olduğuna inanmıyorsan, şansın yoksa neden hala yaşamaya devam ediyorsun?' Çok mantıklı bir soru sormuştu. Buna bir cevabım yoktu. Haklıydı, belki de yaşamamalıydım. 'Doğru, belki de yaşamaya devam etmemeliyim' dediğimde kaşlarını çatmıştı. Yüzündeki her bir mimiği o kadar net hatırlıyorum ki Batu" dedim uzun konuşmamdan sonra. Batu ise ellerini birleştirmiş üzgünce yere bakarak beni dinliyordu.

"Sonra belki saatler geçti bilmiyorum ne kadar oturduk ama 'hiç mi merak etmiyorsun karşına belki iyi birisi çıkacak, hayatını değiştirecek? Diye sorduğunu hatırlıyorum. 'Beni kim sever?' Demiştim. Bi an susmuştu. 'Ben' demişti sonra. 'Ben seni severim' sana nasıl şaşırdığımı anlatamam. Kafamı ona çevirip yüzünü incelemiştim biraz. Hani ilk görüşte aşk derler ya.. aynen öyleydi. Aşık olunmaya kıyamayacak derecede mükemmeldi. Ama gecenin bir yarısı birinin sana böyle gelip bir şeyler söylemesi, destek olmaya çalışması cidden mucize gibiydi. Şanstı resmen, hayatımda hiçbir zaman şanslı olmayıp mutlu olmayan ben bir anda karşıma onu çıkartmıştı. Öyle bir gecede yanına bu denli iyi bir insanın çıkması tamamen şanstı. 'Neden sevesin ki?' Demiştim sonra. 'Saatlerdir seni izledim, ağlayışını, çaresizce oturuşunu, yüzünü.. bir an içimde bir burukluk oldu anlamlandıramadığım. Bir ses bana bu kız senin umudun diyordu' dedi. Şok olmuştum dedikleri karşısında. 'Bak ben de umutlu değilim yani değildim seni görene kadar' demişti sonra da. Ne diyeceğimi bilemez haldeydim" tekrar derin bir nefes aldım. Gökyüzüne çevirdim başımı.

"Gökyüzüne baktık sonra. Bir yıldız, birde ay vardı. Evet sadece ikisi vardı, başka yıldız yoktu gökyüzünde. Tekti o.. 'bak şu yıldız senin olsun bu Ay'da benim. Ay gökyüzüne ışık saçan en güzel şey bence' demişti. Dikkatlice ikisine de bakarken birden yıldızın parladığını hissettim. Yıldızın parlaması demek, senin yanındayım demekti. Yanımda da o varken parlamıştı ve yıldız bile kabul etmişti onun yanımda olacağını" gözümden bir damla yaşın düşmesine izin verdim.

"Birden elimden tutmuştu. 'Eğer biz, bir gün olursak.. sana Umut Işığı'm diyeceğim. Umudu bırakmaya başlayacağım anda karşıma çıktın ve hayatta tutanabileceğim bir şey olduğunu fark ettirdin. Birde dediğim gibi ben Ay'ı seçmiştim ve o da ışık saçıyordu. Sen hep benim umudum ol, hep ışık saç..' demişti. Dedikleri o kadar büyüleyiciydi ki. 10 kez söyledim belki ama bu denli iyi birinin karşıma çıkması cidden Allah'ın bana hediyesiydi. 'sen çok acı çektin, bana inancını hayata karşı olan umudunu küçüklükten bu yana kaybetmedin, acılar taşıyabilmek içindir, ben sana taşımayacağın yük vermem. Hayatında kötü şeyler olsa da bir gün mutlu olacağını her zaman bilmeliydin. Bu gün o gün umuttan vazgeçecekken mutlu olacağın birini çıkardım karşına' deme şekliydi sanki. O an o kadar teşekkür etmiştim ki rabbime. Sonra ona dönüp ben de konuştum. 'Eğer biz, bir gün olursak.. sana Şans Yıldızı'm diyeceğim. Şansımın hiçbir zaman olmadığını fark ettiğim ve gece yarısı karşıma bu denli iyi bir insanın çıkması tamamen Şanstı. Ve bu şans için ne kadar şükretsem az. Sonra biliyorsun gökyüzünden yıldız benimdi. Zaten yıldızların önemi ben de o kadar fazla ki.. seni küçüklüğümden beri yanımda kalacağına söz veren yıldızın yerine seçiyorum. Sen hep benimle kal, hep parla.."

"Bu.. bu çok güzel bir hikaye" dedi Batu kendini alamayarak. Ben ise sessizce ağlamaya devam ediyordum.

"Kitaplarda bile böyle hikaye yoktur abi baya iyi" dedi tekrar.

"Bizim kitabımızın hikayesi buydu. Ama kitabın sonunda genç adam öldü, kitap bitti" dedim yanağımdaki ıslaklıkları silerek.

"Ama kız genç adam için umutlu olmaya devam ediyor" dedi Batu'da.

"Kitap bir karakter ölünce bitmez mi?" Diye sordum.

"Adam ölse bile genç kız onu sevmeye devam ettiği sürece bu hikaye kız ölene kadar bitmez" dedi.

Doğruydu..

"Genç kız adamı asla sevmeyi bırakmayacak, ölse bile" Batu memnuniyetle gülümseyince ben de öyle yaptım. Ölsem bile bitmeyeceğine emin olduğum tek şey ona olan sevgimdi.

"Enes için güçlü olmayı asla bırakma. Bu hayata tutunuş'un hikayesi ve başrol sadece sensin"

Merhabaalar güzel insanlar nasılsınız?

Ya ben de fark ediyorum da umut, şans, yıldız, gökyüzü kelimeleri fazla geçiyor ama kitabımızın ana konusu bundan ibaret olduğu için ve tanışma anlarında bu lakapları taktıkları için yine yazmak istedim. Bu kitabın amacı hayata karşı direnmek ve her zaman umutlu olmayı bilmek aslında.. ne olursa olsun ayakta kalabilmeyi öğrenmek bizim anlatmak istediğimiz. Karşımıza çıkacak en kötü şey ölüm ve bir acıyla da yaşayabileceğimizin kanıtı gibi.. ama bazı bölümlerde onlar geçmeyecek yani nadir geçirmeye çalışacağım merak etmeyiinn.

Bu arada bölüm nasıldı?
Karşılaşma anları çok hoş değil mi ya?
Mehir'in şansından istiyoruz ahahshsdhdjs

Hatalarım varsa söyleyebilirsiniz.
Iyi veya kötü yorumlarınızı bekliyorum..

Mutlu kalınnn love youu♡

[3 Haziran 2020.]

UMUT IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin