5. bölüm "Hasta olacak kadar mı?"

406 295 54
                                    

Ilk attığım 5. Bölümü silmiştim okuyan var mı bilmiyorum olay akışının düzenli gitmesi için silmek gerekti.

~Iyi okumalar~

Hızla düşünceli geçen duşumu aldıktan sonra dolaptan 2 havlu çıkarıp birini saçıma diğerini ise vücuduma sardım.

Yavaş yavaş odaya ilerlerken odanın kapısına yaslanmış olan Enes'i gördüm.

Sadece gülümsüyordu bana. Bakıyordu öylece.

"Enes" dedim. Sesini çıkarmadı yine. Gözümden bir damla yaş düştü. Tam ona dokunmak için harekete geçmiştim ki gözden kaybolmuştu. Onu böyle görmeye devam ettikçe ölmemiş gibi hissediyordum. Öldüğüne inanasım gelmiyordu. Ama acı bir gerçekti bu. Hemde çok acı. "Ölmüştü"

Duvarda gözüme çarpan saatle en azından saatin kaç olduğunu öğrenmiştim.

6.20 olduğunu öğrendiğimde Enes'in olmayışının 3. Günüymüş meğer. Onsuz geçen kocaman üç gün. (Nasıl 3 gün diyenler olursa öldüğü gün 1. Gün ertesi gün cenaze kalkıyor 2 bugünle birlikte 3. Gün oluyor)

Onsuz.

O bir gün diye adlandırdığımız 24 saatler bana 3-4 ay gibi gelmişti. Geçmiyordu zaman işte. O yokken hiçbir şey geçmiyordu güzel gelmiyordu. Hayatından bir parçanın olmayışı canını yakıyordu insanın.

Odanın içerisine girip dolabı açtım. Rastgele bir kazak ve dar paça pantolon aldıktan sonra hemen giyindim. Odadan çıkıp telefonu aramaya başlarken Salona geldiğimde etrafın dağınık olmasını önemsemeyerek koltukta duran telefonu kaptığım gibi evden dışarı attım kendimi.

Biraz daha dursaydım akli dengemi kaybetme ihtimalim vardı. Aynı evi paylaştığın insanın o evde olmaması ve öldüğünün gerçeği çıldırmak için güzel bir sebepti. Hemde çok güzel bir sebep.

Sokakta yürümeye başlarken mezarlığın yolunu tuttum. Buradan azıcık uzak olsa bile yürümek belki iyi(?) gelebilirdi.

Soğuk havanın sert bir tokat gibi yüzüme çarpışı göz yaşlarımın ıslattığı yerlerin üşümesini sağlasa da umursamadım. Elimin tersi ile yanağımı silerek yürümeye devam ettim. 3 gündür ne uyuyordum ne de ağlamayı kesiyordum. Küçük çocuğun elinden en sevdiği oyuncak alınır ağlar geri vermediğin sürece susmaz ya. Aynı bende öyleydim.

Düşüncelerin kafamın içinde kavga etmesi ve onu susturmaya çalışan çığlıkların oluşu bedenimin sessizce bağırmasına engel olmuyordu.

Bedenim zaten ölüydü.
Kalbim ise çoktan ölmüş, gömülmeye hazırmış gibi kanamaya devam ediyordu.

Birden üşüdüğümü farkedince ellerimi bedenime sardım. Mezarlığa yaklaşmış olduğumu gördüm ve buraya bu kadar kısa sürede nasıl geldiğimi merak ettim.

Enes'in mezarının başına geldiğimde bir sel misali akan göz yaşlarıma engel olamadım. Ölüm haberini aldığımdan beri aralıksız ağlıyordum ve hala akabiliyordu göz yaşlarım.

UMUT IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin