IV.

453 30 107
                                    

Mart ayına girmiştik. Ne yapacaktım size her günümü mü yazacaktım? Bende insanım canım hergün hergün yazı mı yazılır!?
3 Mart doğum günümdü. Maya ve Cedric'in bana ne hediye aldığını çok merak ediyordum. 2 gün sonra öğrenecektim çok şükür.

Sabah Maya'dan önce kalktım. Maya'yı dürttüm.
"Ne var?"
"Sabah oldu"
"Yani?"
"Sabah oldu işte"
"Banane olduysa?"
Arkasını dönüp uyumaya devam etti. Göz devirip Ortak Salon'a indim. Cedric ateşin başında kitap okuyordu. Kalbim hızla çarptı.

"Günaydın" dedim Cedric'e. Kafasını kitaptan kaldırıp bana baktı ve gülümsedi. "Günaydın" dedi tatlı bir ses tonu ile. "Erkencisin"
"Uyku tutmadı" dedim ve yanına oturdum.
"Sen neden bu saatte kalktın?"
"Uyku tutmadı" diye cevapladı o da. Tekrar kitaba döndü.

Ona baktım. Ne kadar da tatlı kitap okuyordu..
"Ne okuyorsun?" diye sordum.
"Narnia Günlükleri"
"Bir muggle kitabı mı?"
"Evet, Maya'dan ödünç aldım. Çok güzel bir kitap"
"Evet, okumuştum daha önce"
Çocukluğum Narnia ile geçmişti. Dora ve ben hergün dolabımızı kontrol ederdik Narnia'ya açılacak mı diye.

Sessizlik oldu. Normalde sohbet etmekten kendimizi alıkoymazdık.
"Lizzy?"
"Efendim Ced?"
"Bu Cadı varya hani, Digory ve Polly ile başka bir dünyadan Narnia'ya giden. O sonradan onların başına iş açacak mı?"
"Söylemem"
"Hadi lütfen"
"Olmaaz"
"Lizzy"
"Ay öf tamam, evet açacak"

Cedric tekrar kitaba gömüldü. Ateşi izledim. Çok hararetliydi. Gözledim dalmış gitmiş. Maya geldi yanımıza.
"Lizzy?"
"Hey!"
"Elizabeth!"
"Lan öldün mü?"
Cedric Maya'nın koluna vurdu.
"Saçma sapan konuşma!"

"Elizabeth!!" deyip biri beni sarstı ve gözlerimi kırptım. Gözlerime dikenler battı resmen.
"Yaşıyormuş" dedi Maya. Cedric Maya'ya baktı.
"Iyi misin?" diye sordu Cedric. "Iyiyim" dedim.
"Daldın"
Hiçbir şey düşünmemiştim ateşe bakarken. Uzun süre mi izlemiştim yani? Daha az önce Cedric bana Cadı'yı sormuştu.

Cedric elini alnıma koydu. "Ateşin var"
"Ateşe baktığımdan" dedim. Ya da sen dibimde olduğundan.
"Iyi hissediyorsun değil mi?"
"Eveet"
"Tamam Şifacı Cedric Diggory. Elizabeth Tonks'u muayeneniz bittiyse kahvaltı edelim mi artık?"
"Evet Şifacı Maya Morgan. Büyük Salon'a gidebiliriz"
Maya elimden tutup kaldırdı ve Büyük Salon'a gittik.

Pek bi iştahım yoktu, fazla bir şey yemedim. Cedric ve Maya her zamanki gibi 'midesizlik' konusunda atıştı. Maya'nın tarafındaydım.
Cedric'te kahvaltısını bitirince Bitkibilim için seraya doğru yürüdük. Yolda sevgili kuzenim Draco Malfoy'u gördüm. Yanında bir çocuk vardı, onu tanımıyordum. Bana baktı, yüzünü küçümseyici bir ifade aldı.

"Eğer bir Hufflepuff olsaydım, bir saniye bile burada durmazdım"
Yanındaki arkadaşı güldü ve onayladı.
"Hufflepuff eziklerin yuvası" deyince Maya küfür savurdu sessizce.
"Onu bunu geç, düşünsene annen birde kan hanini" dedi Malfoy bana bakıp.

Ben altta kalır mıyım sizce? Hayır!
"Merak etme senin gibi kötü ve kinci biri asla Hufflepuff olmaz" dedim.
Malfoy'un yüzü düştü.
"Slyhterinsin diye kimseden üstün olmuyorsun Malfoy, ya da safkansın diye. Muggle doğumlu veya melez olup senden daha zeki ve yetenekli bir dünya tanıdığım var" dedim. Aslan ben!
Malfoy'un yanakları pembeleşti. Cedric elimden tutup beni çekmeye çalıştı ama ben yerimden dahi kıpırdamadım.

"Kan hainliğine gelince, bana bakıp söylediğini gördüm. Evet annem, yani teyzen, bir kan hanini. Senin ne düşündüğün umrumda değil. Annem böyle daha mutlu, deli kardeşlerini görmeden çok daha mutlu"

"Düzgün konuş" dedi Malfoy.
"Aw neden? Sen konuşurken iyidi de ben konuşurken mi kötü oldu?"
Bana ölüm saçan gözlerle bakıyordu. Bir anda çok öfkelenmiştim nedense ama sesim o kadar yumuşak çıkıyordu ki Malfoy'un yerinde olsam bende kudurmuştum şuan.

Elizabeth Andromeda TonksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin