XII.

402 26 39
                                    

Ve Hogwarts'a gitmeme iki hafta. Tatilde neler yaptın diye soracak olursanız eğer,
Tabikide Cedric'in hırkasını geri verdim ama öncesinde orangutan gibi hırkasına sarılıp yattım. Bisikletime atlayıp gitmiştim Cedriclere
Onlarda takılmıştım bir süre.

Ablam tahinli kurabiye yapmıştı. Cedriclere gittikten bir gün sonra Remus'a gitti. Planımız şuydu;
Ben Marlene'lere gidecektim, Dora da kurabiyelerle Remus'a gidecekti ve Marlene'in yolladığını söyleyecekti.

Plan işe yaradı. Dora öyle demiş ve hatta Remus onu içeri davet edip çay ikram etmiş. Marlene'e geldiğinde ağzı kulaklarındaydı. Ama planın tek bir problemi vardı... Marlene anladı.
Birkaç gün geçtikten sonra Remus Sirius dayımlara gitmiş -Peter ile- ve laf arasında "Marls Dora ile gönderdiğin kurabiyeler çok güzeldi, eline sağlık" demiş.

Marlene anlamamış haliyle. Bir an duraksamış ama sonra aslan yengem işi idare etmiş. Akşamsı bize geldiler. Dora'ya imalı imalı baktı koca gece. Sonrasında mutfakta onu kıstırıp duymak istediği lafı duydu.

Öyle bir yaz tatilim oldu işte. Yatakta doğrulup pencereden dışarısına baktım. Gökyüzü masmaviydi. Tek bir bulut dahi yoktu. Dolabımı açtım, iki saat kıyafetlerim ile bakıştım ve en sonunda siyah şortum ve yeşil kısa tişörtümü giyip yüzümü yıkadım.

En son kalkan bendim. Annemle ablam kahvaltıyı hazırlıyordu, babam ise elinde sepet ile eve giriyordu. "Günaydın" dedim. "Günaydın Minik Çörek"
"Günaydın Lizzy"
"Babam ne yapıyor?"
"Köye gittim, pazardan eksikleri aldım"
"Haa"

Su içip masaya oturdum. "Niye bu kadar erken kalktım ki?" diye söylendim.
"Haklısın. Akşama da kalkabilirdin" dedi annem.
Saat 11'e geliyordu. Elimi yanağıma koyup annemle ablamı izledim. Babam aldıklarını dolaba yerleştiriyordu.

"Nymphadora baykuş geliyor" dedi annem. Ablam saçlarını kırmızı yapıp anneme baktı ve pencereye gidip baykuşun vetirdiklerini aldı. "Nympha'ya patatesini ver" dedim. Böbürlendiğini duydum. Çifte kombo olmuştu ona. Iki kere Nympha'yı duymuştu çünkü.

"Liz okul için malzeme listen gelmiş ve-" durdu. Baykuşun getirdiklerine bakıyordu.
"Ve?"
"Elizabeth sınıf başkanısın!"
Sınıf başkanı rozetini alıp bana gösterdi. Kalakaldım. "Aferin benim prensesime" dedi babam ve saçımı okşadı.
"Annesine benzemiş" dedi annem kıkırdayarak.

Sandalyeden kalkmayı başarıp ablamın yanına gittim. Rozeti elime aldım ve küçük çaplı sevinç çığlığı atıp ablama sarıldım.
"Sınıf başkanıyım!"

Sevinç çığlıklarım bitince "Ben sınıf başkanı olamamıştım" dedi ablam. "Arkadaşım hep fazla hiperaktif olduğumu söylerdi"
"Aynı babası" dedi annem.
"Ya ne demezsin" dedi babam. Rozetim elimde masaya geçtim. "Anneniz asla bir kızı St. Mungo'luk etmedi"
"Ted!"

Ablam bir kahkaha patlattı. Babama anlatması için baskı uyguladık. Tabiki biz kazandık hehe.
"Biz altıncı sınıftaydık" diye söze başladı babam.
"Annenizle o yıl çıkmaya başlamıştık ama kimse bilmiyordu. Malum bir Black bir muggle doğumlu ile çıkıyordu. Neyse. Gryffindor'dan bir kızı benden hoşlanıyormuş-"
"Kızı görseniz suratsızın teki" diye böbürlendi annem. Ben, ablam ve babam kıkırdadık.

"Derse giderken falan benimle hep sohbet ediyordu. Sonra bir gün Bitkibilim'den çıktık bahçede ilerliyoruz-"
"O kızla mı?" diye sordum. "Koala gibi babana yapışmıştı ki, baban nereye gitse peşindeydi"
"Kız yanıma geldi sana bir şey söyleyeceğim, dedi. Annende arkamızda. Ben senden hoşlanıyorum Ted, dedi kız ve-"

"Ve babanızı öpmeye çalıştı" diye tamamladı annem. Babam kahkahalara boğuldu. Artık annem hikayeyi anlatıyordu. "Bende sinirlendim tabii, çıkardım asamı kıza lanet atmaya başladım. Okulun içinden Bellatrix beni görmüş koştu yanıma. O da girdi düelloya. Biz Bellattix ile benzediğimizden, bizi çok karıştırırlardı. Önden ben lanet savurdum arkadan Bellatrix. Kız delirdiğini falan düşünmüştü önüne arkasına bakınca aynı kişiyi gördüğünden. Sonra Narcissa'a gelmişti ama o bizi durdurmaya başlıyordu. Kızın çığlıklarını duydum en son. Sonra Profesör Slughorn bize kızdı işte. Baya bi kızdı hemde"

Elizabeth Andromeda TonksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin