XIII.

503 28 127
                                    

Günlerden Çarşambaydı. Beşinci sınıfın ilk Bitkibilim dersiydi. Inanmayacaksınız ama derste Maya Profesör Sprout'a kaşları çatılı bir şekilde bakıyordu. Böyle bildiğiniz ateş saçan gözle bakıyordu kadına.

Profesör Sprout bunu fark etti tabii. Ders bittiğinde herkes çıkarken "Maya" diye seslendi. Cedric ile bizde durduk. Maya hala Profesör Sprout'a kaşları çatılı bakıyordu.

"Neyin var?" diye sordu. "Yok bir şeyim Profesör" dedi itici itici Maya. Bildiğiniz Profesöre trip atıyordu şu an.

"Eğer seni tanımasaydım buna inanırdım" dedi Profesör Sprout.
"Dediğim gibi bir şeyim yok"
Maya arkasını dönüp gidiyordu ki geri döndü. "Ve ben kimseye lanet uygulamadım"
Tekrar arkasını döndü. Birkaç adım attı ki yine geri döndü. "Ve arkadaşım dururken sümüklünün birine inanmadım"

Maya aslanım sakin. Karşında Profesör var aloo!
Yine geri döndü. Saçları ahenkle dans ediyordu. Yine duraksadı ve yüzünü Profesör Sprout'a çevirdi. "Ve ben hiçbir zaman kütüphanenin ortasında bağırarak kavga etmedim!"

"Ve, ve hiçbir zaman ceza yemedim! Ama başkan Maya olmasın!"
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Cedric'in de aynı durumda olduğunu fark ettim. Profesör Sprout ciddiyetle Maya'yı dinliyordu.

"Ve, ve umarım çok aç olduğunuz bir gün yemekte inadına en nefret ettiğiniz yemekler olur. Amen!"
Arkasını döndüğü gibi seradan çıktı. Kıkırtıma engel olmaya çalıştım ama o küçük ses yine de çıkmıştı işte.

Profesör Sprout gülmeye başladı. Onun gülmesinden cesaret alarak bende gülmeye başladım. Cedric bize sırıtıyordu sadece.
"O bedduası" dedi Profesör Sprout gülerek. Onu ilk defa bu kadar cana yakın görüyordum. Hep cana yakındı ama böyle gülerken görmek bir başkaydı.

"Ben ona gereken açıklamayı yapacağım siz merak etmeyin" Profesör Sprout gülmekten akan yaşlarını sildi. "Peki Profesör" dedi Cedric kıkırdayarak ve elini belime koyup seradan çıktık.

Evet eli belimde. Belimde eli evet. Eli evet belimde!
Suratımda bir sırıtmayla Maya'nın yanına doğru ilerledik. Maya pencere kenarında sinirli sinirli oturuyordu. Koşturup ona sarıldım. "Miniğim boşver ya" yüzünü avcumun içine aldım.

"Sirius dayımın arkadaşı James Sınıf başkanı olamamış ama Öğrenci başkanı olmuş. Belki sen Öğrenci Başkanı olursun"
Maya ponçik ponçik bana bakıyordu. Yüzünü mıncırmaya başladım. Benden kurtulmaya çalışıyordu. Cedric pencerenin yanındaki taş yükseltiye oturmuş gülümseyerek Maya'nın benimle cebelleşmesine tanık oluyordu.

"Elizabeth"
Maya'nın yanağını ısırdım. "Hayvan ya"
Tek elimle Maya'nın iki yanağını sıktım. Dudakları balıkmış gibi büzüldü.
"Şu tipe baksana Ced abisi"
Cedric kıkırdadı. "Yardım et Ced" dedi Maya sesi zor çıkarak.

Kollarımı boynuna doladım. Büyük ihtimalle nefes alamıyordu ama benim duygu şelalem harekete geçmişti. Kaçış yok Maya hanım.

"Annene diyeceğim ki Maya" dedim. "Hanım hanım bu benim yavrum"
Cedric gülmeye başladı. Maya kollarımda cebelleşmeyi bırakıp gülmeye başladı.
"Sonuçta ben Maya'dan birkaç ay büyüyüm. Anneyim ben!"
Maya'nın şakağına öpücük kondurup kızı daha çok sardım.
"Merlin sevgilisi olmayınca bana yavşıyor" dedi Maya zorla.
Cedric kahkahalara boğuldu.

***

Aylardan kasım ve ben hala sapım. Millet haşur huşur sevgilisiyle el ele. Bende yastığa sarılıp Helga Hufflepuff'la göz göze.

Elizabeth Andromeda TonksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin