IX.

372 24 64
                                    

Akşam yemeğine gitmedim. Gidemezdim de zaten. Çünkü Profesör Sprout beni çağırmıştı.

"Gel Tonks"
Kırmızı suratla ofisine girdim. Masasında oturuyordu. Karşısında dikildim.
"Ravenclaw'dan 5 kızı lanete tuttuğun doğru mu?"
"Evet"
"Sizi pis öhöm parçaları dediğin doğru mu?"
"Evet"
Profesör Sprout bana baktı.
"Geç otur Tonks"

Masanın önündeki sandalyeye oturdum. Profesör Sprout'a bakamıyordum. Yüzündeki o hayal kırıklığı ifadesini görmek istemiyordum.
"Çay?"
"Yok teşekkürler"
Profesör Sprout kendisine çay doldurdu. "Bu aralar sana ne oluyor Elizabeth? Sen böyle bir kız değilsin"

Haklıydı. Ben böyle bir kız değildim. Susmayı tercih ettim. Profesör Sprout hala bana bakıyordu.
"Bir sorun varsa bana anlat Elizabeth"
Bir an duraksadım. Ama sonra,
"Benim hakkımda dediklerini duymalıydınız Profesör! Hakkımda o kadar kötü şeyler söylediler ki! V-ve Cedric-"
O esnada sustum.

"Ve Cedric?"
"Cedric onları tuttu. B-beni dinlemedi"
Az kalsın ağlayacaktım ama Profesöre anlatmak az da olsa rahatlatmıştı beni.

Çayından bir yudum aldı. "O kızlar Prefesör Flitwick'e durduk yere saldırdığını anlatmış"
"Yemin ederim ki az önce olanlar oldu. Benim hiç yalan söylediğimi gördünüz mü Profesör?"
"Görmedim, sana inanıyorum ama yine de lanet atmak güzel bir fikir miydi sence?"
"Hayır değildi"

Bana ceza vermesini bekledim ama vermedi.
"Ben Profesör Flitwick'e gereken açıklamayı yapacağım. Sinirlerine hakim ol olur mu?"
Profesör Sprout'a zorda olsa gülümsedim ve ofisten çıktım.

Maya ve Cedric beni orada bekliyordu. Cedric'e bakmadan yanından hızla geçtim.
"Elizabeth!" diye seslendi ama umrunda değildi.

Hızlı hızlı Ortak Salon'a geçip karyolama uzandım. "Ben ona herşeyi anlattım" dedi Maya.
"Bana en başında inanması gerekiyordu. Şimdi değil"

Yorganı üstüme çektim ve Sirius dayımın aldığı oyuncak ayıya sarıldım. Maya karyolama oturdu.
"Lizzy-"
"Konuşmak istemiyorum."

Sabah kahvaltıya inmedim. Aç değildim. Dora'ya mektup yazıp herşeyi anlattım. Baykuşhaneye gitmedim, Maya'ya verdim mektubumu o götürdü. Koca gün yatakhaneden çıkmadım. Artık acıkmıştım ama çıkmak istemiyordum. Su içerek açlığımı bastırmaya çalışıyordum.

Akşam yemeği saati geldi. "Yemeğe gelecek misin?"
Aç olsamda hayır dedim. Maya bana bakıp odadan çıktı. 5 dakika sonra 4 kişi yatakhaneye daldı.

"Hemen kalkıyorsun" dedi Stella. "İstemiyorum"
"Elizabeth Tonks! 5 dakika içinde o poponu kaldırıp Büyük Salon'a geliyorsun" ses Mary'ye aitti.
"O kızlar haklıymış gibi mi göstereceksin gerçekten?" diye sordu diğer yatakhane arkadaşım Clara Nott. Siyah küt saçlı ve mavi gözlüydü.

"Kalkıyorsun yoksa zorla kaldırırım"
Kalkmama taraftarıydım. Stella yorganımı kaldırdı ve kolumdan tutup beni oturur pozisyona getirdi. Üstümde pijamalarım vardı.
Maya gri sweatimi aldı. "Hemen üstünü değiştiriyorsun!"

Dördüne baktım. Baya bir kararlı duruyorlardı.
Üstüme değiştirecektim ki "Dur!" diye bağırdı Mary. "Ağladığın çok belli olmaz böyle"

Asasını bana çevirdi ve su püskürttü. Üstüm başım su oldu. "Salaksın Mary" dedi Stella. "Tamam biraz fazla kaçmış olabilir"

Clara etrafı kuruttu. Sweatimi giydim. "Saçların berbat halde!"
Beni masama oturttular ve Clara saçımı taradı. Maya yanaklarımı sıktı. -elmacık kemiklerim pembe olacakmış- Mary ve Stella da bizi izliyordu.

Elizabeth Andromeda TonksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin