21. Bölüm

593 28 3
                                    

Arkamda gördüğüm süliet beni dolapla arasına alıyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Nerede manyak var beni buluyor. Şans işte. Millet deliye hasret ben akıllıya...

Güzel bir suratı var yalan atamayacağım ama şuan o güzel suratıyla iğrenç gülümsemeler gönderiyor. Eli bacaklarıma doğru yol alıyor. Sonra konuşmak için ağazını açıyor.

"Sende kimsin güzel kız?"

"Bu soruyu ben sana sormuştum pislik çek o pis ellerini üzerimden."

"Bizimkiler ağızlarının tadını biliyor. Hangisi kullanıp attı seni?"

Neyden bahsediyordu bu gerizekalı? Ağlamaya başladığımı çatallaşan sesimden ve yanağıma düşen göz yaşından anladım.

"Ne diyorsun sen be? Ne sandın sen beni?"

"Ne olduğunu ikimizde çok iyi biliyoruz güzellik. Hadi beni zorlamada bitirelim işimizi rahat edelim değil mi? Mutlu olursun söz veriyorum." Bunları dedikden sonra pislikçe sırıttı. Neden evde yalnızdım sanki? Neden herkes bir anda ortadan kaybolmuştu? Bilmiyorum... Yalnız olduğum buradan belliydi işte.

"Ben evdekilerin kız kardeşiyim beyinsiz." Dedim tiksinerek bakarken. Bunu dememle birlikte bacağımda olan elini sanki bir çöp poşetiymişim gibi ittirip çekti.

Bir küfür patlattı. Ardından."Yalan de kardeşleri yok onların. Ben çok özür dilerim." Ağlayarak kendimi duvara yaslayıp yere bıraktım. " Ben bilmiyordum. Bilseydim yapmazdım böyle birşey. Gerçekten. Abinlere deme lütfen. Hem bak çok sarhoşum anlamışsındır içki kokusundan."

Sesim ağlamaktan gitmişti sanki konuşamıyordum. Çıkarabildiğim kadar sesimle. "SUS" Dedim. O hala bir şeyler diyordu. Dinlemedim. Bizim evin onda anahtarı ne arıyordu? Niye veriyorsunuz ki anahtarı? Batıyordum gittikçe daha fazla derine batıyordum. Almam gereken ilaçları almamak için söz vermiştim. Ama almalıydım sanırım. İyi değilim çünkü bu böyle devam edecek. Adını bile bilmediğim kişi Benim gibi duvara yaslamıştı kendini beni izliyordu utanıyorum bu durumda olmaktan ben yalnız olacağımı sanıp üstüme kısa şeyler giymiştim. Eve bir erkeğin gelebileceğini nereden bilebilirdim ki? Daha fazla bana baktığını görmemek için bacaklarımı kendime çekip başımı bacaklarıma yasladım.

"Hadi gel seni odana çıkarayım." dedi malum kişi.

Onun konuşmasını duyarak başımı bacaklarımdan kaldırmayarak kolumu 'dur' anlamında kaldırdım. Hızlıca ayağa kalkıp mutfaktan koşarak çıktım. Ağlıyordum hala. Merdivenleri hızlıca çıkıp odama ulaştım kapıyı kapatıp kilitledim. Bir kez de değil iki kere.Yine ayak sesleri duydum kapının arkasından.

"Gelme!!!" Diye bağırdım "Gelme!"

"Sadece şunu söyle abilerine söylemeyeceksin sana zarar vermeyeceğim."

Bir süre bekledikten sonra mutfakta yaptığım gibi kendimi kapıya dayayıp kendimi bıraktım. Başımı da kapıya yasladım. "Tamam söylemeyeceğim git şimdi dayanamıyorum. Zaten iyi değilim ben yemekte filan konuşmam rahat edersin sıkıntı etme. Yemek filan dedim ama bizde mi kalacaksın?"Ondan gitmesini istiyordum ama onunla muhabbet ediyorum ne biçim bir manyağım ben.

"Bak ilk baştan tanışalım. Bence öylesi daha iyi. Ben Barlas.Tanışmamız pek iyi olmadı. Özür dilerim tekrardan gerçekten çok gerizekalıyım. Benden korkmanı istemiyorum. Şimdi senin aklından geçiyordur. Neden onda bizim evin anahtarı var haklısın. Bana Abilerin verdi. Ailemle kavga etmiştim. Sık sık kavga ederiz beni sevmiyorlar hiç bir zamanda sevmediler. Sevmeyeceklerde. İşte bu sebeple sizin evin anahtarı var bende. Düşünmem gerekirdi. Sana öyle bir imada bulunduğum için özür dilerim. Senin adın ne?"

Dört Erkek KardeşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin