30.Bölüm

331 12 0
                                    

İyi Okumalar...

Bir insan nasıl bu kadar şanssız olabilirdi gerçekten bilmiyordum. Sanki herşey benim şanssız olmamın üstüne kurulmuş gibi.

Şu an iki gıcık insana bakıyorum. İkisinin de yüzü gülüyor. Ama bir laf vardır bilir misiniz? Son gülen iyi güler demişler. Siz gülün ben öyle iyi güleceğim ki bunu aklınız almayacak bari. Yazık Brandon'ın başında konuşmayın. Suçu ne yani hadi ben bu manzaraya şahit oluyorum da onun suçu ne?

Ben sinirle onlara bakmaya devam ederken Barlas konuştu. "Ne olacak yahu. İkiniz aynı kategoridesiniz benim için tıpkı hiç olmayan 'kız kardeşlerim' gibi." Kız kardeşi bastırarak söylemişti. Doğruyu söylemek gerekirse üzülmüştüm. Yalan değil. Tamam Berrak'ı kardeş olarak görebilir ama beni göremez. Böyle bir şeye izin vermiyorum.

"Tamam Berrak'ı kardeş olarak görebilirsin ama benim zaten 'abim' var yeterince bir taneye daha ihtiyacım yok." Özellikle 'abi'kelimesinin üzerinde durmuştum. O kelimeyle alıp veremediği vardı. O kelimeyi dememle birlikte göz kapağı seğrimeye başlamıştı ve bacağının üzerindeki elini yumruk yapmıştı. Kızdığı belliydi. Ama oda beni kızdırmıştı. Her şey karşılıklı Barlasçım. Ne büyük bir etkiydi bu böyle.

"Sana o kelimeyi söylememeni söylemiştim!" Berrak şaşkınlıkla aramızda geçen konuşmayı dinliyordu.

"Sende beni kızdırma. Can yakarsan canını yakan birileri çıkar." Deyip göz kırptım. Oturduğu koltuktan hışımla kalkıp üstüme geldi. Omuz atıp geçti yanımdan.

Arkamdan bağırarak konuştu." Canını yakacağım günü bekle!" Tehdit etmişti beni. Ne yapabilirdi ki?

"Ne yapıyorsun Berrin sen? Konuşuyorduk şurada kaçırttın çocuğu! "

"Sana ne istediğimi yaparım!" İyice Barlaslaşıyordum.

"Bir daha benim lafımı kullanma!" Barlas tekrar salona geri dönmüştü.

"Bu senin lafın değil! İstediğimi yapabilirim." Dedim vücudumu ona çevirirken.

"Sana benim istemediğim şeyleri ve benim lafımı kullanmamanı söyledim. Bunları yapmaya devam edersen senin için iyi olmaz benden demesi." Beni hep tehdit ediyordu. Bizim bağırışmalarımız yüzünden Brandon uyanmıştı.

"Beni tehdit edip durma! Ayrıca canımı filanda yakamazsın." Berrak ve sevgilisi bizi salonda yalnız bırakıp bahçeye çıkmışlardı. Şimdi daha güzel kavga edebilirdik.

"Öyle bir yakarım ki. İnsan içine çıkamazsın utancından." Bu sırada yanıma yaklaşıyordu.

"Ne yapabilirsin ki en fazla? "Hala yaklaşıyordu. Bende aynı zamanda geriliyordum.

"Bırak da orası bana kalsın. " deyip sinsi bir şekilde gülümsedi. En sonunda gidecek yerim kalmadığında sırtımda duvarın soğukluğunu hissettim.İyice girmişti dibime duvarla arasına almıştı beni.

"Ne yapıyorsun sen Barlas?!" İyice delirmişti. Korkuyordum.

"Yapacak olduğum şey insan içine çıkamamanı sağlayacak. Ve sonunda ben rahat edeceğim."

"Yapma! Canımı yakma! Barlas lütfen." Dedim çaresiz bir şekilde. Ve sonra dolgun dudaklarına gözüm kaydı. Ona ilk defa Barlas demiştim. Barlas denilmesi onun hoşuna gidiyordu.


"O kadar acizsin ki..." başımın iki yanına koyduğu ellerini biraz daha yukarı kaldırıp başını önüne indirdi ve iki yanına salladı." Merak etme bir şey yapmayacağım. Sadece gözündeki koruyu görmek istedim." Ve kollarını duvardan çekti. Gerçekten çok korkmuştum.

"Senden nefret ediyorum!" Dedim bağırarak.

"Etmiyorsun Berrin. Kendine yalan söyleme. Anlamadım mı sanıyorsun bana nasıl baktığını?" Ne diyecektim şimdi. İnkar etmeliydim.

"Sen yanlış görmüşsündür. Göz yanılması filan olmuştur." Hiçbir zaman iyi yalan atamayacaktım.

"İstediğin gibi bakabilirsin bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Beni seviyor olman falan filan bunlar hep hikaye biz olmayız kızım. Hayal aleminde yaşama." Dedi umursamaz bir şekilde.

"Niye olmasın ki? Engel olan ne?" Evde kimse yoktu. Biz Barlas ile bu konuyu konuşuyorduk. Duyan biri olursa sonumuz kötü olurdu.Sonuçta Berrakgil bahçedelerdi. Ve Berrak bizi dinliyor olabirdi.

"Hani kullanmanı istemediğim bir kelime var?" Başımı salladım." Hah işte engel onlar ben gidip kız kardeşinizle düşünüyorum nasıl derim? Düşün biraz." Sanırım düşünmek derken sevgili anlamında demişti.

"Sen deme ben derim. Bana birşey demezler hem senden daha iyisini mi bulacaklar. Düşün biraz." Dedim onu taklit ederek. Oturduğu koltukta doğruldu ve geri uzandı. Tavanı izmeleye başladı.

"Deme. Olmaz Berrin biz olmayız anlayamadın mı bunu?" Niye üsteliyordu. Ben işe el atacaktım işte.

"Bak. Korkmana gerek yok tamam mı? Abimler seni seviyor.Bu yüzden onlarla konuşacağım bu konuyu. Özür dilerim." Yüzü kasılmıştı. Ekledim." Kimsenin bilmesine gerek yok. Bilmesinler de zaten. Kime ne?"

"Bilmiyorum." Deyip kestirip atmıştı beni.

"Bilmen gerekiyor Barlas. Mecbursun buna!" Yattığı koltuktan hışımla kalkıp yanıma geldi. Ve dudağımı dudaklarıyla kapattı. BİR SANİYE İLK ÖPÜCÜĞÜMÜ ONA VERMİŞTİM! Açıkçası farklı olur diye düşünmüştüm. Bir saniye ben öpüşmeyi bilmiyorum. Bir kaç saniyenin ardından çekti dudağını dudağımdan ve elimi dudağıma götürdüm. Ve arkasından bakakaldım...

Tatatatamm böyle birşey beklemiyordunuz bence. Bendede yazarken gelişen birşeydi. Böyle olacağı belliydi zaten. Lütfen yıldız koyun ve yorum yapın. Diğer bölümde görüşürüz...

Dört Erkek KardeşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin