Mafya Sahası

Kaçmasın

Biz geldiğimizde adamlar yavaş yavaş geriye kaçınmaya başlamıştı.

Destek için gelenlere "Çevrelerini sarın! Bir adam bile kaçmasın!" diye bağırdım.

Adamlarım dediklerimi hızlıca uygularken kalmaya çalışan birkaç adamı vurdum.

"Teslim oluyoruz!" diye bağıran adam ile "Silahlarınızı ortaya atın!" diye bağırdım.

Hepsi silahlarını orta alana atınca "Yanlarına gidiyorum. Herkes tetikte olsun." dedim.

Silahımı elimden bırakmadan yanlarına gittim ve "Buradaki en yetkili kim?" diye sordum.

Hepsi bir adamı gösterince adamlarıma "Depoya götürün ve sodyum tiyopental verin. " dedim.

Doğruluk iksiri olarak da bilinen sodyum tiyopental yatıştırıcılar klasmanına dahil olan bu kimyasal, beynimizin işleri yavaşlatmak istediğinde salgıladığı GABA kimyasalını taklit ederek merkezi sinir sistemini baskılıyor ve beynimizi yavaşlatıyor.

Beyin yavaşladığında, yalan söylemek gibi kompleks işlemler yerine getirilemiyor ve bu da teoride geriye tek bir şey bırakıyor; doğruyu söylemek.

Bizimkiler adamı içeri götürürken karşı taraftakilere baktım ve "Söylemek istediğiniz bir şey var mı?" diye sordum.

Biri anlaşılmayacak bir ses tonunda konuşunca yanına gittim ve "Konuş." dedim.

Eli bir anda cebine gidince refleks olarak yana kaydım. Cebinden çıkardığı bıçak kolumu sıyırmıştı.

Sinirle bıçağı tutan kolunu döndürüp elindeki bıçağın yere düşmesini sağladım. Kendi cebimden bıçak çıkardım ve boynunu kestim.

"Şimdi sizlere bir şans veriyorum. Yaşamak için benim adıma çalışmak ister misiniz?" diye sordum.

Hepsi anında taraf değiştirince "Gönüllü işlerde çalışacaksınız. Haftada beş gün gönüllü işlerde çalışırsanız size dokunmam." dedim.

"Peki efendim." dediklerinde "Şimdi siktirin gidin." dedim. 

Hepsi koşarak uzaklaşınca adamıma döndüm ve "Bizden ölen var mı?" diye sordum.

"Yok. Sadece yaralanan var." diye cevap alınca "Hastaneye gitsinler. Hastane ücretlerini ikinci hesabımdan alırsın." dedim.

"Peki efendim." deyince Dudu'ya dönüp "İçerideki piçi kontrol edelim." dedim.